• DOLAR 34.476
  • EURO 36.6
  • ALTIN 2920.06
  • ...
 "28 Şubat mağdurlarına af değil, yeniden yargılama istiyoruz"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

MAZLUMDER tarafından düzenlenen ve Mustazaflar Cemiyeti Batman Şubesi ile İslami STK'ların da destek verdiği başta 28 Şubat dönemi mağdurları olmak üzere, FETÖ yargısınca haksız yere yaklaşık 20, 25 yıldır cezaevlerinde tutuklu bulunan mahkûmlar için Batman M Tipi Kapalı Cezaevi önünde bir basın açıklaması yapıldı.

Burada düzenlenen basın açıklamasında, 90'lardan günümüze çeşitli komplo ve kumpaslarla cezaevine konulan İslami kimlikli mahkûmların mağduriyetlerinin bir an önce giderilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.

Açıklamada, 28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptal edilerek 28 Şubat'ın brifingli-siyasi yargılamalarının yok sayılması ve mahkûmların af ve tahliyeleri değil, yeniden yargılanmaları talebinde bulunuldu.

"28 Şubat Mahpuslarına Özgürlük" temasıyla düzenlenen basın açıklamasına; bazı siyasi parti temsilcileri, İttihadul Ulema Genel Başkan Yardımcısı Molla Beşir Şimşek, 28 Şubat ve FETÖ Mağduru Aileleri İnisiyatifi Sözcüsü Hüseyin Olam, STK temsilcileri, 28 Şubat ve FETÖ mağduru mahkûmların aileleri katıldı.

Basın açıklamasında mağdur aileler, "Yeniden Yargılanma İstiyoruz", "Artık Bu Zulme Son Verin", "FETÖ Mağdurlarına Özgürlük", "Zulme Sessiz Kalmak Zulümdür", "28 Şubat Darbecileri Dışarda Mağdurları Neden İçerde?", "Adalet Yerini Bulsun", "Siyasi Yargı Kararları İptal Edilsin" dövizleri taşıdı.

Program Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Basın açıklamasından önce söz alarak birer konuşma yapan mahkûm yakınları, adil bir yargılama taleplerini yineledi.

"Lütfen mağduriyetimizi görün, çünkü hükümet görmüyor"

13 yıldır cezaevinde olan Metin Coşkun'un eşi Şenay Coşkun, "Konuşulması gereken her şey konuşuldu, anlatıldı; mağduriyetler dile getirildi. Hayallerimizin tek tek elimizden kaymasına mı, çocuklarımızın bir sürü ukdelerle büyümesine mi, yoksa 15 yıllık iktidarda bulunan muhafazakâr bildiğimiz hükümetin bize karşı 3 maymunu oynamasını mı anlatacağımı bilemiyorum. Çünkü gerçekten çok ciddi mağduriyetler yaşıyoruz. Hasta mahkûmlarımız var. Bunlar içinde hiçbir şey yapılmıyor ama maalesef başkaları için çok güzel şeyler yapılabiliyor. Bunu muhafazakâr bildiğimiz hükümetin yapması daha acı, hüzün vericidir. Halka sesleniyorum; lütfen mağduriyetimizi görün, çünkü hükümet görmüyor. İnanıyor ve biliyorum ki mağduriyetleri ve haklılıkları tescillenecek ve tescillenmiştir de. 15 Temmuz'dan sonra açık ve net bir şekilde ortaya çıkmıştır ki, bu mağduriyetlerimiz hak ve hakikat üzerinedir. İnanıyorum ki bir gün bu hakikat ortaya çıkacaktır." dedi.

"Artık buruk sevinçleri istemiyoruz"

24 yıl cezaevinde bulunan 28 Şubat mağduru Abdusselam Durmaz'ın yakını Meryem Özperk ise şunları söyledi: "Biz artık akrabalarımızın dışarda olmasını istiyoruz. Onlarla dışarda vakit geçirmek istiyoruz. Sadece bir taziyede onları dışarda görebiliyoruz. Buruk sevinçleri artık istemiyoruz. Artık Cumhurbaşkanımızdan, Adalet Bakanımızdan gereğinin yapılmasını rica ediyoruz. Mağduriyetimiz giderilsin, sevdiklerimize kavuşalım."

Daha sonra MAZLUMDER adına basın açıklamasını okuyan Mahmut Yavuz, brifingli ve paralel yargı kararlarının iptal edilip, mahkûmlar için af ve tahliye değil, yeniden yargılama yolunun açılması gerektiğini belirtti.

Yavuz, konuyla ilgili bugüne kadar yapılan onlarca eylem ve söyleşi, yüzlerce ziyaret ve dile getirilen taleplerin somut bir karşılık bulmadığını söyledi.

"Darbenin hakiki mağdurları hâlen cezaevlerinde tutulmaktadırlar"

Yavuz, "20-25 Ramazan ayını ve 40-50 bayramı içeride geçiren 28 Şubat mahpusları için yıllar değişmiş, hükümetler değişmiş, güç odakları, yargı mensupları değişmiş ama mağduriyetlerinin giderilmesi noktasında hiçbir şey değişmemiştir. Ne kadar ironiktir ki, 28 Şubat'ta darbe yaptığı mahkemece tescil edilip müebbet hapis cezası alan darbeciler ayda bir imza karşılığı salıverilirken darbenin hakiki mağdurları hâlen cezaevlerinde tutulmaktadırlar. Cumhurbaşkanı'nın defalarca, Başbakan'ın birkaç kez dillendirdiği, Meclis'te defalarca gündeme gelen bu hukuksuzluk karşısında somut bir adli, idari ya da yasal adım atılmamış olması ciddi çelişkileri içerisinde barındırmaktadır." dedi.

Yavuz, aradan geçen 21 yıla rağmen 28 Şubat'ın çaldığı hayatların hesabının sorulmadığını, 20 yılı aşan sürelerle cezaevlerinde tutulan 600'e yakın mahkûm ve bu mahkûmların aileleri için darbenin devam ettiğini vurguladı.

"ABD'de deşifre edilmiş dijital kayıtlar ve iftiralarla cezalandırılan 28 Şubat mahpuslarına özgürlük..."

Sahte delil ve tutanaklarla mahkumiyetlerin oluşturulduğuna işaret eden Yavuz, "Beraat etmesi gerekirken bir torba dosyaya dahil edilen; en ağır yorumda bile adli nitelikli süreli hapis cezası alması gerekirken siyasi nitelikli müebbet hapis cezası verilen; delil niteliği tartışmalı olup ABD'de deşifre edilmiş dijital kayıtlarla cezalandırılan; avukatsız ve işkenceli sorgulamalarda imzalatılan sahte ifade tutanaklarına dayanılarak gençlikleri ellerinden alınan; toplumsal zemin oluşturmak adına ev ya da işyerlerine yerleştirilen sahte delillere dayanarak aşağılık iftiralarla suçluymuş gibi medyanın önüne atılan 28 Şubat mahpuslarına özgürlük talebiyle buradayız." diye konuştu.

"28 Şubat süreci yargılamalarına meşru yargılama muamelesi yapılamaz"

Zulmün devam ettirilmesinin hiçbir izahının olmadığının altını çizen Yavuz, açıklamasına şöyle devam etti:

"28 Şubat hemen her çevre tarafından darbe olarak adlandırılıyorken; 28 Şubatçılardan bir kısmının darbeciliği mahkeme tarafından da tescil edilmiş ve onlara müebbet hapis cezası verilmişken; 28 Şubatçı hakim ve savcıların brifingli ya da paralel yargının elemanları olduğu tespit edilmiş ve kritik mahkemelerde görev yapanlar ya ihraç edilmiş ya da tutuklanmışken; örgütçülerin başka kişileri örgütçü diyerek soruşturduğu ve cezalandırdığı ortaya çıkmışken, 28 Şubat süreci yargılamalarına meşru yargılama muamelesi yapılamaz. Bırakın hukuku, mantık ilkelerine bile aykırı olan bu zulmün hâlen devam ettirilmesinin bir izahı yoktur."

"Taleplere kulak vermek Yargı, Hükümet ve TBMM'nin görevidir"

Hukuksuzluğun bu derece ayyuka çıktığı bir konuda böylesi bir sessizlik ve tavırsızlığın endişe ve utanç verici olduğunu kaydeden Yavuz, "Çocukları babasız, anneleri evlatsız bırakan bu sorunun hemen şimdi çözülmesi gerekmektedir. Unutulmasın ki mazlumların ahı bütün siyasi hesapları ve matematik hesaplarını alt üst edecek bir güce sahiptir. Kendilerini tutuklayanlar tutuklu hale geldiği halde af talebinde bulunmayan, vakur ve onurlu bir duruşla haklarını arayan bu insanların ve bu insanların ailelerinin hak taleplerine kulak vermek ve gereğini yerine getirmek, açıktır ki başta Yargı, Hükümet ve TBMM olmak üzere herkesin üzerine düşen önemli bir görevdir." ifadelerini kullandı.

"28 Şubat'ın brifingli-siyasi yargılamaları yok sayılmalı"

Meclis'i, iktidarı ve muhalefeti sorunun çözümünü sağlayacak yasal düzenlemeleri yapmaya çağıran Yavuz, "Brifingli yargılamaların kötü mirasını devralan mevcut mahkemeleri, iş yoğunluğu bahanesini bir tarafa atarak, gerekirse gecelerini gündüzlerine katarak bu sorunu çözmeye davet ediyoruz. TBMM'yi, mecliste birinci parti olan AK Parti'yi ve ana muhalefet olan CHP'yi, 28 Şubat mahpuslarının sorununu öncelikli mesele haline getirmeye, sorunun çözümünü sağlayacak yasal düzenlemeleri bir an önce yapmaya çağırıyoruz. Binlerce insanın hayatını karartmış olan 28 Şubat sürecinin her yönüyle aydınlatılmasını ve bu sürecin bütün aktörlerinin açığa çıkartılarak bunlardan hesap sorulmasını bekliyoruz. 28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptal edilerek 28 Şubat'ın brifingli-siyasi yargılamalarının yok sayılmasını talep ediyoruz. 28 Şubat mahpuslarının hiçbir bahane ya da erteleme olmaksızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz." açıklamasında bulundu.

Basın açıklaması İttihadul Ulema Genel Başkan Yardımcısı Molla Beşir Şimşek'in yaptığı dua ile son buldu. (Mehmet Fatih Akgül/Mehmet Sait Çelik-İLKHA
























 

Bu haberler de ilginizi çekebilir