• DOLAR 34.583
  • EURO 36.227
  • ALTIN 2967.876
  • ...
"Türkiye'de Yaşlı Nüfus Artıyor"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

BİNGÖL-Sağlık-Sen Bingöl Şube Başkanı Hant, 07-13 Nisan tarihleri arasında kutlanılan Dünya Sağlık Haftası nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı.
Dünyanın birçok yerinde yaşanan savaşlar, açlık ve felaketler nedeniyle toplumların sağlık yapılarının bozulduğunu ve hastalık oranlarının ise giderek arttığına dikkat çeken Hant, "Yaşanabilir bir dünya için bütün devletlerin birlikte hareket etmesi gerekirken özellikle egemen devletlerin uyguladığı politikalar nedeniyle dünyamız hızla kirlenmekte ve sağlıklı bir toplum için öncelikli şart olan sağlıklı yaşam alanları ne yazık ki günden güne azalmaktadır.Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2020 yılında, toplam hastalık yükünün  yüzde 70'inin bulaşıcı olmayan hastalıklardan oluşacağı tahmin edilmektedir. Bulaşıcı olmayan hastalıklara gereken önem verilmez ise ne yazık ki sağlıklı birey bulmak imkansız hale gelecektir. Bu nedenle koruyucu sağlık önlemleri ve temel sağlık hizmetleri, ilgili bürokratların göz önüne alması gereken temel yaklaşım olmalı ve sağlığa verilen önem artırılmalı, tüm dünyada ve özellikle de ülkemizde koruyucu sağlık hizmetleri, sağlık politikasının ana eksenini oluşturmalıdır" diye konuştu.

 

Sağlıklı Yaşa Sağlıklı Yaşlan
"Dünya Sağlık Örgütü bu yıl Dünya Sağlık Günü'nde 'sağlıklı yaşa sağlıklı yaşlan' sloganıyla, hızla yaşlanan dünya nüfusuna dikkat çekmektedir" diyen Hant, şunları kaydetti:
"Doğumların azalması ve yaşam sürelerinin uzaması da bunda büyük rol oynuyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye, yaşlı nüfusu en hızlı artan ülkeler içinde ilk üçte yer alıyor. 1998 yılından beri dünyada çocuklardan daha fazla, yaşlı birey yaşıyor. Ülkemizde 1950'li yılların sonunda kadınlarda 50 yıl, erkeklerde 46 yıl olan ortalama yaşam beklentisi, bugün kadınlarda 74 yıl, erkeklerde ise 70 yıl. 1980'li yıllarda genç bir nüfusa sahip olan ülkemizde 65 yaşın üzerindeki bireylerin oranı o zamanlarda  yüzde 4'ün altında iken bugün  yüzde 7'yi geçmiş durumda. Artık yaşlı nüfusa sahip ülkeler sınıfında yer alıyoruz. İleriki yıllarda bu oranın daha da artarak 2050 yılında yüzde  18'lere ulaşacağı tahmin ediliyor. Halen ülkemizde 5 milyon civarında 65 yaş üstü birey mevcutken bunun 2025 yılında 8 milyona ve 2050 yılında da 12 milyona ulaşacağı hesaplanıyor. Bu sayı dünya üzerindeki birçok ülkenin toplam nüfusundan fazladır."

 

Toplum Dinamikleri Yaşlanan Nüfusla Birlikte Değişecektir
Toplum dinamiklerinin yaşlanan nüfusla birlikte değişeceğini belirten Hant, "Hastaneye kabullerin ve toplam hastane hizmetlerinin yüzde 36'sının ve tüm sağlık harcamalarının yüzde 50'ye yakın kısmının 65 yaş üstü bireyler tarafından kullanılması önemli bir problem teşkil etmektedir. Sağlık kurumları gelecekte bu yükün altından kalkmakta oldukça zorlanacaktır.Yaşlanan nüfusla birlikte "Evde bakım hizmetlerine daha fazla ağırlık verilmesi gerekecek. Bu büyük sorunların yanında toplumun dinamik ve alışkanlıkları da hızla değişecek. Dünya üzerinde kullanılabilir zenginliğin yaklaşık yüzde 70'inin 50 yaş üstü kesimde olduğu hesap edilmektedir. Eğlence, seyahat, giyim, otomobil gibi bir çok sektör reklamda hedef kitle olarak daha genç ve orta kesimi alıyor. İleriki yıllarda yaşlıların tüketim sektöründe odak noktası olacağını tahmin etmek zor olmasa gerek. "Dünya Sağlık Örgütü'nün yaşlılık ile ilgili politikaları ve programları öncelikle yaşam kalitesi ve genel sağlığı daha iyi hale getirmeye odaklanmakta ve üretken, başarılı ve bağımsız bir yaşlanma hedeflenmektedir. Aktif yaşlanma ile amaçlanan sadece iyi bir sağlık durumu değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal yönden de aktif bireylerin günlük yaşamda sosyal, ekonomik, kültürel aktivitelerde bulunmasıdır. Aktif yaşlılar toplumsal yaşama önemli katkılarda bulunabilmekte ve gönüllü aktiviteler ve torunlara bakmak gibi ailevi görevlerin ekonomiye olumlu katkısı tartışılmazdır. Ayrıca, bireylerin sağlıklı yaşlanmasını sağlamak ve kamu kaynakları üzerindeki maddi baskıyı azaltma açısından çok önemlidir" ifadelerine yer verdi.

 

Sağlık Haftasına Sağlık Çalışanları Sıkıntılı Girmektedir
"Sağlık haftasına sağlık çalışanları sıkıntılı girmektedir" diyen Hant, Geçtiğimiz günlerde sendikamız tarafından, sağlık çalışanlarının sorunlarının ne boyutta olduğunu görmek amacıyla "Sağlık Çalışanları Tükenmişlik Araştırması" yapıldı. Araştırma sonuçları ortaya çıkarmıştır ki, kamuoyunda mesleki tükenmişliğin en çok yaşandığı bilinen polislik mesleği ile birlikte sağlık hizmetlerinde de tükenmişlik düzeyi üst seviyede olması düşündürücüdür. 07-13 Nisan tarihleri arasında kutlanan sağlık haftasına sağlık çalışanları pek çok sorunla girmektedir. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, adaletsiz döner sermaye dağılımları, sağlıkta dönüşüm programına rağmen halen daha iyileştirilememiş çalışma şartları, mesai saatleri gibi birçok sorunun çözümü için sağlık çalışanlarının yetkili sendikası Sağlık-Sen olarak bu vesile ile kamuoyunun ve ilgililerin dikkatini bir kez daha çekmek istiyoruz" şeklinde konuştu.
(Furkan Bingöl-İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir