DOLAR`A DA FAİZ`E DE MAHKÛM DEĞİLİZ!
Ülkenin seçim gündemi değişerek gündem bir anda yükselen dolar oldu. Dolar, son günlerde hızla artarak 5 TL`ye kadar ulaştı. Merkez Bankası çözümü faizi arttırmakta buldu ancak doların yükselişi durdurulamadı. MB kararının, Denize düşen yılana sarılır` meselesi olduğunu söyleyen HÜDA PAR Genel Başkanı Mehmet Yavuz, Dışa ve özellikle dolara bağımlılığın vahim sonuçları artık görülmeli; komşularımız başta olmak üzere İslam ülkeleri ile ortak bir para birimi geliştirme hedefi daha fazla ertelenmemelidir. dedi.
M. ERKAN YAVUZ- DOĞRUHABER
Türkiye`de seçim çalışmaları tam hız sürerken bir yerlerden tetiklenircesine yükselen doların durumu ülkenin gündemine oturdu. Özellikle son bir hafta içeresinde hızla yükselen doların yükselişi faiz arttırılarak önlenmeye çalışıldı. Kurda yaşanan dalgalanmaları, dış etkenleri ve yapılması gerekenleri HÜDA PAR Genel Başkanı Mehmet Yavuz ile konuştuk. Çözümün yerli ve milli ekonomide olduğunun altını çizen Yavuz, “Sen devlet olarak ekonomik sisteminde yapısal reformlarını yapar; ekonomik düzenini ve iktisat politikalarını Yerli ve Milli hale getirirsen, dış mihrakların düşmanlık taşıyan spekülatif müdahalelerinden hiç etkilenmez ya da az etkilenirsin” dedi.
CİDDİ BİR EKONOMİK KRİZE SEBEP OLABİLİR
Yaşanabilecek ekonomik krize işaret eden Yavuz, “Son günlerde döviz kurundaki dalgalanmanın piyasaları olumsuz etkilemesinin ötesinde çok ciddi bir ekonomik krize sebebiyet verme potansiyeline sahip olduğuna dikkatleri çekmek isterim. Kuşkusuz bunun hem iç hem de dış nedenleri var. Esasen bunları birbirinden ayırt etmek de çok mümkün değil, zira Türkiye ekonomisi ve iktisat politikaları faizi kutsayan ve dayatan kapitalist uluslararası sistemin doğrudan etki alanındadır. İhracat ve ithalatta geçerli olan para birimi dolardır. AK Parti hükümeti de dahil gelen bütün iktidarlar iç ve dış spekülatif müdahalelere açık bu ekonomik sistemden rahatsızlıklarını dile getirmelerine rağmen buna bir çare bulmadılar. Dolayısı ile ekonomisini kendi eli ile dış müdahalelere açık hale getiren bir sistemin dış müdahalelerden şikayetçi olması en hafif tabiri ile abesle iştigaldir. Dış etkenler ya da dış mihraklar hep vardı, şimdi de var ve bundan sonra da var olmaya devam edecektir. Bunun karşısında sen devlet olarak ekonomik sisteminde yapısal reformlarını yapar; ekonomik düzenini ve iktisat politikalarını Yerli ve Milli hale getirirsen, dış mihrakların düşmanlık taşıyan spekülatif müdahalelerinden hiç etkilenmez ya da az etkilenirsin. Şu son bir ay içerisinde döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalar ekonomimizi altüst etmiş, adeta rehin almış durumdadır. TL`nin son bir ayda dolar karşısında %20 oranında değer kaybetmesi, adı konulmamış bir devalüasyonla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.” ifadelerini kullandı.
FAİZ ARTTIRIMININ MAKUL HİÇBİR İZAHI YOKTUR
Hükümetin acil tedbirler alması gerektiğine vurgu yapan Yavuz, “Hükümet bu meseleyi bilinen ve bilinmeyen bütün yönleri ile siyasi partilerle bir an önce görüşmeli ve ortak aklı devreye koyarak buna karşı ciddi tedbirler almalıdır. Aksi takdirde kaybeden bir bütün olarak memleket olacaktır. Dövizdeki artışı engelleme adına Merkez Bankası`nın faiz artırımına gitmesi ise tam anlamıyla bir “Denize düşen yılana sarılır!” meselesidir. İki yanlışın bir doğru etmeyeceği ve bu faiz artırımının vatandaşı doğrudan olumsuz etkileyeceği bilinmesine rağmen bu seçeneğe başvurulmasının makul hiçbir izahı yoktur.” şeklinde konuştu.
HÜDA PAR OLARAK HÜKÜMETİ DİK DURMAYA VE BAĞIMSIZ BİR EKONOMİ POLİTİKASI GELİŞTİRMEYE DAVET EDİYORUZ
Piyasaların seyri ile makro-mikro ekonomik göstergeler hükümetin; küresel ekonomi şarlatanları, spekülatörler ve kredi derecelendirme kuruluşları karşısında teslim bayrağı çektiğini göstermektedir.
HÜDA PAR olarak hükümeti dik durmaya ve bilakis bu krizi fırsata dönüştürerek vakit kaybetmeden bağımsız bir ekonomi politikası geliştirmeye davet ediyoruz. Dalgalanma karşısında ise hükümet acil bir çözüm olarak döviz kurlarını makul bir seviyede sabitlemeli ve bu sabit kur üzerinden piyasaya ekonomiyi rahatlatacak miktarda makul bir döviz girdisi sağlamalıdır. Dışa ve özellikle dolara bağımlılığın vahim sonuçları artık görülmeli; komşularımız başta olmak üzere İslam ülkeleri ile ortak bir para birimi geliştirme hedefi daha fazla ertelenmemelidir. Hükümet yine bu kapsamda yolsuzluk ve rüşvetle etkili bir mücadele yöntemini devreye koyarak kamudaki korkunç israfın önüne geçmelidir. Şunu da özellikle belirtmek isterim ki hükümet bu meseleyi hiçbir şekilde dış mihraklara havale etmek kolaycılığına kaçmamalıdır. Unutulmamalıdır ki dış mihraklar seninle uğraştığı için güçsüz değilsin, tam tersine sen güçsüz olduğun için dış mihraklar seninle uğraşmaktadır!