ABD-Rusya yeni Sykes-Picot peşinde
Geçen yüzyılda bölgede haritaların yeniden çizildiği, İslam coğrafyasının İngilizler ve Fransızlar tarafından paylaşıldığı bir anlaşma yapılmıştı: Sykes- Picot. Bugün, İngilizler ve Fransızlar yok. Ama onların yerine ABD ve Rusya, yine aynı rolü üstlendiler. HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin`e göre hedefte, Büyük İsrail Devleti`ni kurmak var.
HABER MERKEZİ
Irak, Suriye, Yemen… Sırada İran var. Sonrasında da Suudi. Siyonist rejimin Suriye`deki üslere yönelik saldırılarını değerlendiren HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin, ABD'nin Suriye'de Rusya ile yeni bir Sykes-Picot anlaşması imzalamak ve böylece ‘Büyük İsrail Devleti`ni kurmak istediğini belirtti.
Şahin, işgalci rejimin Suriye`de İran`a yönelik saldırıları ile ABD`nin Büyükelçiliğini Filistin`in başkenti Kudüs`e taşıma hazırlıklarını değerlendirdi.
‘Büyük Ortadoğu Projesi`nin (BOP) uygulama sürecinin uzun zamandır başladığını dile getiren Şahin, Suriye`nin bu sürecin bir domino taşı olduğunu bildirdi. Sürecin Irak`la başladığını vurgulayan Şahin, “Irak Kuveyt`in üzerine cesaretlendirildi, ilhakı söz konusu oldu. Sonra bu ilhak ve uydurma kimyasal silahlara sahip olma gerekçesiyle Irak işgal edildi. O süreç devam ediyor. Sonrasında Suriye`ye taşındı, Yemen`e taşındı. Coğrafya BOP kapsamında dizayn ediliyor. Şimdi sırada İran var.” dedi.
"TRUMP İRAN'A MÜDAHALENİN ZEMİNİNİ HAZIRLIYOR"
Amerika öncülüğünde Suriye savaşı sonrası İran`a yönelik bir müdahalenin zemini hazırlandığının altını çizen Şahin, "Bu sadece Suriye üzerinden gerçekleştirilmiyor. Son dönemde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi merkezli, bölgenin siyasi tablosu şekillendiriliyor. Partner olarak Amerika`nın planlarına müttefik bir pozisyonda hareket ediyorlar.” Diye konuştu.
Fas`ın İran`la ilişkilerini kesmesinin de bu sürecin bir parçası olduğuna dikkat çeken Şahin, “Dolayısıyla tablo bütün olarak okunduğu zaman Trump, Suriye sonrası İran`a yönelik bir müdahalenin zemini hazırlıyor. Nükleer anlaşmadan çekilmek de bunun bir parçası. BAE ve Suudi Arabistan merkezli coğrafyanın siyasi tablosunun İran düşmanlığı üzerine dizayn edilmesi de bunun bir parçası. Suriye`de bulunan İran üslerine Siyonist işgal rejiminin saldırıları da bunun bir parçası." ifadelerini kullandı.
"AMERİKA`NIN İŞİ BİTTİĞİ ZAMAN SUUDİ`Yİ DE KARIŞTIRACAKTIR"
Şahin, "Burada sadece hedefte olan İran değildir. 22 İslam ülkesinin hedefte olduğunu BOP`un mimarları zaman zaman dile getirdiler. Türkiye de bunlardan bir tanesi, hatta Suudi de bunlardan biri. Suudi, ABD ile beraber hareket ediyor ancak Amerika`nın işi bittiği zaman Suudi Arabistan`ı da karıştıracaktır.” dedi.
"ABD HEDEFTEKİ TOPRAKLARI SİYONİST İŞGAL REJİMİNE MÜSAİT HALE GETİRİYOR"
Trump'ın 14 Mayıs'ta yürürlüğe koyacağı Kudüs kararının "Büyük İsrail Devletini" kurma planının bir parçası olduğunu belirten Şahin, “Amerika bir taraftan orada kendi varlığını inşa ediyor, bir taraftan da 'Büyük İsrail Devletinin' kurulmasına hizmet ediyor. Bu amacı gerçekleştirmek için hedefte olan toprakları Siyonist işgal rejimine müsait hale getiriyor. Süreç içerisinde gruplar tasfiye edildi. Şu anda devletlerin karşı karşıya kaldığı bir Suriye görüyoruz.” şeklinde konuştu.
"AMERİKA RUSYA İLE SYKES-PİCOT ANLAŞMASI BENZERİ BİR ANLAŞMANIN ŞARTLARINI OLUŞTURUYOR"
İran`ın Suriye`den çıkarılması için müdahalelerin olduğunu dile getiren Şahin, "Burada çok farklı planlar söz konusu. Son günlerde İran üslerine yapılan saldırıların amacı İran`ı oradan sıkıştırıp çıkarmak sonra Rusya ile Sykes-Picot anlaşması benzeri bir anlaşmanın şartlarını oluşturmaktır. Burada İran, onların planları açısından ayak bağı. Amerika, İran`ı sıkıştırıp, oradan çıkarmak istiyor. Esed`i de buna mecbur etmek ve Rusya`yla bir masa etrafında oturup Suriye`yi bölmenin anlaşmasını yapma peşindedir." diye konuştu.
İran ile nükleer anlaşma kararının iptalinin ve Siyonist işgal rejiminin saldırılarının, Trump`ın almış olduğu kararın uygulanma arifesinde İslam dünyasının gündemini meşgul etmeye yönelik olduğunu belirten Şahin, sözlerine şöyle devam etti: “İslam âleminden yükselecek tepkilerin önünü bu şekilde almak istiyor. Oluşan ve oluşturulan İran düşmanlığını Siyonist işgal rejimi ile ABD, İslam âleminde kendi hizmetine kullanıyor. Suudi rejimi ve BAE, ABD ve Siyonistlere hizmetlerini İran düşmanlığı ile ambalajlıyorlar. Oluşturdukları gündemlerle İslam dünyasını meşgul ediyorlar. Bu şekilde asgari bir tepkiyle bu kararı uygulanmanın şeytanlığı peşindeler.”
Amerika`nın büyükelçiliğini, Filistin`in başkenti Kudüs`e taşıma hazırlıklarını ve Kudüs'ü Yahudileştirme çabalarını da değerlendiren Şahin, Kudüs`ün, Siyonist işgal rejimi için başkent olarak ilan edilme kararının ‘Büyük İsrail Devletini` kurmaya yönelik bir adım olduğunu belirtti.
SİYONİST REJİMDEN ESED'E: İRAN`I ÜLKENDEN AT, KURTUL
Siyonist rejim Savunma Bakanı Avigdor Liberman, Beşşar Esed'in İranlıları ülkesinden çıkarması gerektiğini söyledi.
Siyonist rejimin, Suriye'deki İran varlığına ilişkin kaygıları olduğunu vurgulayan Liberman, İran'ın 110 kilometre menzile sahip hava sistemlerini Suriye'ye gönderdiğini ileri sürerek, "Eğer birisi İsrail'e karşı saldırı hazırlığındaysa, İsrail'e füze göndermeyi planlıyorsa, biz her zaman önce davranıp onu vurmayı deneriz." diye konuştu.
Liberman, Baas rejimine de mesaj göndererek, "İranlıları ülkeden at. Onlar senin çıkarlarına hizmet etmek yerine sana zarar veriyor. Onların varlığı sadece problem ve yıkım getiriyor." ifadelerini kullandı.
RUSLAR SAVUNMA SİSTEMLERİNİ AKTİF HALE GETİRMEMİŞ
Geçtiğimiz günlerde işgal rejimi, Suriye`deki Rus yapımı Pantsir-S1 savunma sistemlerini kolaylıkla hedef almış, savunma sistemlerinden herhangi bir müdahale gelmemişti. Konuyla ilgili açıklama yapan Rus yetkililer, Pantsir-S1 füze savunma sisteminin savaşa hazır durumda olmadığını belirtti.
Sputnik`e konuşan Rus askeri uzman Konstantin Sivkov, işgal ordusunun yayınladığı, Suriye`deki füze savunma sistemi Pantsir-S1'in vurulduğu belirtilen video ile ilgili, “Sistem savaşa hazır durumda değildi” diye konuştu.
Mürettebatın sistemin yanında durduğuna ve silahı kullanmadığına dikkat çeken Sivkov, “Sistem savaşa hazır durumda olsaydı, bu füzeyi vururdu” ifadelerini kullandı.
SYKES-PİCOT ANLAŞMASI
6 Mayıs 1916'de İngilizler ve Fransızlar arasında Osmanlı topraklarının paylaşıldığı gizli bir anlaşma yapıldı. İngiltere adına Sir Mark Sykes`in, Fransa adına ise François Georges Picot`un imza koydukları bir uzlaşı olmasından dolayı, onların adı ile anılan bu anlaşma, bugün de devam eden birçok sorunun temelini oluşturuyor. Rusya Çarlığının da destek verdiği bu gizli anlaşma, Bolşevik İhtilalinin ardından Sovyet Rusya`nın çekilmesiyle Troçki tarafından kamuoyuna duyuruldu.
Anlaşmaya göre; Rusya'ya, Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis ile Güneydoğu Anadolu'nun bir kısmı verilecek. Fransa'ya, Doğu Akdeniz bölgesi, Adana, Antep, Urfa, Mardin, Diyarbakır, Musul ile Suriye kıyıları verilecekti. Britanya'ya Hayfa ve Akka limanları, Bağdat ile Basra ve Güney Mezopotamya verilecekti. Fransa ile Britanya'nın elde ettiği topraklarda Arap devletleri konfederasyonu veya Fransız ve İngiliz denetiminde tek bir Arap devleti kurulacaktı. Filistin'de ise kutsal yerleşim yeri olması nedeniyle bir uluslararası yönetim kurulacağına karar verildi.