Yüksek Öğretimde Reform Hedefleniyor
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkan Vekili Prof. Dr. Yekta Saraç, `Türk yüksek öğretimi için yeni bir yüksek öğretim zihniyeti inşa edilmelidir` dedi.
Prof. Dr. Saraç, Dicle Üniversitesi`nce (DÜ) Kongre Merkezi`nde düzenlenen ``Türkiye`de Sosyal Barışın Tesisinde Din Eğitim ve Öğretiminin Yeri ve İlahiyat Fakültelerinin Rolü`` adlı sempozyumda yaptığı konuşmada, ilahiyat fakültelerinin son 4 yıldaki en büyük kazanımının, Türk yüksek öğretiminden soyutlanmış konumundan çıkarılması olduğunu ifade etti.
YÖK`ün teşvikleriyle yurt dışından öğretim üyesi getirilmesi konusunda ilahiyat fakültelerin daha önce görülmeyen bir destek elde ettiğini kaydeden Saraç, şöyle konuştu:
``İlahiyat fakültelerinin sayısı 2008`e kadar 24 iken, bugün bu sayı 53`e ulaşmıştır. Vakıf üniversitelerinde `ilahiyat`, `uluslararası ilahiyat ve din bilimleri`, `İslami ilimler` adlarıyla açılan fakülteler ile Türk yüksek öğretiminde yeni bir açılım sağlandığına inanıyoruz. Vakıf üniversitelerinde açılan bu fakültelerin yüksek öğretimin pek çok alanında olduğu gibi din öğretimi alanında da rekabeti kamçılayacağını düşünüyoruz. İlahiyat fakültesi sayısının kısa zamanda artmış olmasının temel sebebini 9 yıl boyunca tek bir ilahiyat fakültesinin dahi açılmamış olmasında ve bunun arkasındaki nedenlerde aramak lazım. YÖK olarak ilahiyat fakültelerini diğerlerinden ayırmıyor, tüm fakülte taleplerini eşit şekilde değerlendiriyoruz.``
Çalışmaları kapsamında, Türk yüksek öğretim sisteminin çok yakında kalite güvence sistemine kavuşacağını da açıklayan Prof. Dr. Saraç, ``Mühendisler, mimarlar, tıpçılar, fen edebiyatçılar ve psikologlar kendi derneklerini kurarak ve YÖK tarafından da yetkilendirilerek bağımsız akredite kurumları olma yolunda ilerleyecek. Türk yüksek öğretimi için yeni bir yüksek öğretim zihniyeti inşa edilmelidir. Bu süreçte birikimleri dolayısıyla üniversitelere büyük bir rol düşüyor`` dedi.
Prof. Dr. Saraç, öğrenci sayısı ile kaliteli eğitimi ilişkilendirmenin çok doğru olmadığını da belirterek, bu ikisi arasındaki orantının kısmi geçerliliğinin bulunduğunu dile getirdi.
-İlahiyat fakültelerindeki sorunlar-
İlahiyat fakültelerinde başta kalite olmak üzere bazı sorunlar olduğunun bilincinde olduklarını vurgulayan Saraç, ``Hazırlık sınıflarında sorun yaşandığını, Arapça`nın hazırlık sınıflarında yeterince öğretilemediği konusundaki şikayetlerin de giderek arttığını görüyoruz. Lisans tamamlama programları ile ihtiyaç arasında bir denge oluşturulamadığını da biliyoruz. Orta öğretimde yapılan yasal değişiklikle bazı alanlarda ortaya çıkacak öğretmen ihtiyacı ilahiyat fakültelerine olan teveccühü daha da artıracaktır. Bu sorunlara en iyi çözüm yeri bu tür platformlardır`` diye konuştu.
-Sorunların çözümünde dinin etkisi-
DÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülkerim Ünalan ise, televizyon ve bilgisayar gibi kitle iletişim araçlarının herkesin evine girdiği bu dönemde baş döndürücü teknolojik gelişmelere paralel olarak dini ve ahlaki çöküntüyü tetikleyen faktörlerin de arttığını ve çeşitlilik gösterdiğini söyledi.
Ünalan, yakın çevrede ve dünyada çeşitli sıkıntılar yaşandığını, toplumun huzurunu bozan cinayet ve olayların artık sıradan bir olay haline geldiğine dikkati çekerek, ``Bölgedeki olaylardan dolayı hemen hemen her gün kan ve gözyaşı birbirine karışmaktadır. Bunun ekonomik ve sosyal boyutları bulunsa da hepsinin temelinde dini ve ahlaki eksikliğin olduğu kanaatindeyiz. Bu problemleri çözecek en azından asgariye indirecek en önemli faktör dindir, ahlaki disiplindir. Bunu öğretecek ve yaşatacak da diyanet ile eğitim ve öğretim kurumlarıdır`` dedi.
Sempozyuma Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Milli Eğitim Bakanlığı Din Eğitim ve Öğretimi Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Aycan, Diyarbakır Vali Vekili Ahmet Dalkıran, DÜ Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç ve ilahiyat fakültelerinden gelen çok sayıda dekan ve öğretim üyeleri de katıldı.
AA