Dershaneye Devam Edilmeli mi?
Dershaneler, büyük şehirlerde orta gelirli kesimin çocuklarını özel okullara karşı koruyan kurumlar olarak doğdu.
Bu kurumlar, kısa bir süre içinde orta gelirli kesim için umut oldu. Memur ve işçi çocuklarının (neredeyse dörtte bir ücretle) özel okullardaki üst sınıfın çocuklarıyla yarışmasını sağladı. Böylece bir adaletsizliği ortadan kaldırdı.
Öte yandan dershane sayısı arttıkça bu kurumların ulaşmadığı küçük şehirlerin ve kasabaların çocuklarına karşı büyük şehirlerin orta gelirli ailelerin çocuklarına avantaj sağladı. Nerede oturursa otursun dar gelirli ailelerin çocukları bu yapının mutlak mağduru haline geldi.
Dikkat edilirse buradaki adaletsizlik tek başına dershanelerin varlığından kaynaklanmıyor. Dershaneler var olan bir adaletsizliğin bir neticesi olarak doğdular ve halka hakkına göre değil, ekonomik durumuna göre imkân sunan sistem içinde tabii bir zemin üzerine oturdular.
Dolayısıyla dershaneleri kapatmak sorunu çözmez. Aksine parası olanın daha iyi imkânlarla okuduğu ortamı daha da besler.
Son dönemde rekabetin artması ve “Ataması yapılmayan öğretmenlerin iş bulma isteği, dershane sayısını hızla artırdı.
Bunun neticesinde hizmet ucuzladı ve çok başarılı öğrenciler ekonomik durumu ne olursa olsun “yarışmanın koşulları gereği” bedava okutulurken az çok bir ücret tedarik edebilen aileler de çocuklarını dershanelere gönderebildi. Çocuğunu eğitimden arta kalan saatlerde sokaktan korudu ve üst bir eğitime hazırlama imkânı buldu.
Bu yapı içinde dershane eğitime önem veren herkes için bir zorunluluk haline geldi. Dershaneye gitmeyen çocuklar mağdur oldu, arkadaşlarının gerisine düştü.
Bu noktada sorulacak üç soru var:
Bu noktada sorulacak üç soru var:
1. Dershaneleri kapatmak sorunu çözer mi?
2. Meslek kazandırmaktan başka bir işlevi olmayan bu eğitimde çocuğun bütün zamanını, doayısıyla çocuğunu kendisini tüketmek doğru mu?
3. Mevcut ortamda ne yapılmalı?
A- Dershaneleri kapatmak, ek bir tedbir geliştirmeden, sadece özel okulların sayısını artırır. Bu okulların ücretleri çok yüksek olduğundan özel okulculuk, fırsat eşitliğine daha da zarar verir. Orta kesimle yoksul kesimin buluştuğu eğitim zeminini yok eder.
B- Asıl çözüm eğitim sistemini kökten değiştirmek, bu sistemi insan tüketme aracı olmaktan çıkarmaktır. Bu da ancak okul ortamının İslamileşmesiyle mümkündür.
Okullarda ğeğitim kalitesi artsa ve okullar, öğrencinin hem maddi hem manevi olarak gelişmesine katkıda bulunsa bu eğitim sisteminin yanına onun yedeklerini koymanın, ona hazırlayıcı kurslar açmanın ne anlamı kalır ki? Asıl çözüm, eğitim sistemini baştan sona değiştirmektir.
C-Mevcut durumda değişen bir şey yok. Özel eğitim, ya özel okullarda ya da özel ders veren öğretmenlerce sürdürülecek. Dershaneler de resmi bir kapanma sürecine kadar açık olacak.
Bu durumda dershaneye devam temeyen, diğer özel imkânlardan da yararlanamıyorsa haksız yere geride kalacak.
O halde bu zemin tam olarak değişmedikçe imkân varken dershaneyi tercih etmek gerekiyor.
Bu tür değişim süreçlerinde acele edenler ve değişime “mutlak adaleti getirecek bir devrim” gözüyle bakanlar daima mağdur olur.
Allah (cc) yardımcınız olsun.
Abdulkadir Turan / Rehberlik / Doğruhaber