• DOLAR 34.634
  • EURO 36.51
  • ALTIN 2931.556
  • ...
Kanserin çaresini yerli otta arıyorlar, umutlu gelişmeler
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

 

İZMİR

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Organik Kimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süheyla Kırmızıgül, yaklaşık 30 yıldır bitkiler üzerinde çalışmalarını yürüttüklerini, bu çalışmalardan en önemlisini halk arasında "pelemir otu" adıyla bilinen Cephalariae bitkisinin oluşturduğunu söyledi.

Pelemir otunun sadece Türkiye'de, özellikle de Akdeniz Bölgesi'nde yayılım gösteren 23 türü üzerinde çalıştıklarını anlatan Kırmızıgül, bitkinin içeriğini belirlediklerini, kimyasal anlamda her bileşiğin biyolojik aktivitesini test ettiklerini belirtti.

Kırmızıgül, son yıllarda heyecan verici laboratuvar sonuçlarıyla karşılaştıklarını vurgulayarak, "Pelemirin sadece Türkiye'de yetişen 2 türündeki bileşiğin akciğer kanser hücresine ve ilave olarak bazı kanser türlerine karşı  kullanılan ilaçtan daha aktif olduğunu gördük. Hedefimiz insanlığa hizmet adına güzel sonuçlar alabilmek." dedi.

ULUSLARARASI DERGİDE DÜNYAYA DUYURULDU

Doç. Dr. Nazlı Sarıkahya ise pelemirin Akdeniz'in yanı sıra Orta ve Doğu Anadolu'da da yabani olarak yetiştiğini ve halk tarafından una katılarak ekmeklerde kullanıldığını aktardı.

Sarıkahya, laboratuvar ortamında yürüttükleri çalışmalarda pelemir bitkisinin içindeki saf maddelerin bileşik aktivitelerini öğrenmek ve biyolojik aktif yeni bileşikler bulmak üzerinde yoğunlaştıklarını vurguladı.

Pelemirin yapısını aydınlattıklarını dile getiren Sarıkahya, o yapının içinde kanser hastalığının tedavisinde kullanılan saponin türü bileşiklere rastladıklarını anlattı.

Ege Üniversitesi Biyomühendislik Fakültesi ile ortak çalışmalar yaptıklarını ve bu bileşiklerin kanser hücreleri üzerindeki etkisini araştırdıklarını da vurgulayan Sarıkahya, çalışma sonuçlarını uluslararası bilimsel bir dergide yayınlayarak dünya literatürüne kazandırdıklarını bildirdi.

"YAN ETKİSİ DE DAHA AZ"

Türkiye'de yetişen pelemirin içindeki saponin türü bileşiklerin sadece akciğer değil, diğer kanser türlerinde de etkili olduğunu kaydeden Sarıkahya, elde ettikleri verileri şöyle açıkladı:

"Pelemirdeki bir tür saponin bileşiğinin özellikle A549 akciğer kanser hücresinde, şu anda ticari olarak kullanılan ilaçtan iki kat daha aktif olduğunu, yan etkisinin de ona göre çok daha az olduğunu gördük. Sadece akciğer değil, prostat, meme kanser hücrelerinde de iki kat daha aktif sonuçlar elde ediliyor. Bundan sonraki aşama oldukça uzun tabii ama asıl hedefimiz yüzde 100 yerli ilaç üretilmesi."

Sarıkahya, laboratuvarda hücre kültürleri üzerinde olumlu sonuç aldıkları çalışmaların, hayvan testleri ve daha sonrasında insan üzerinde yapılacak klinik çalışmaların ardından ilaç geliştirilmesiyle ilerleyeceğini, bu ilacın geliştirilmesinin tıp alanındaki bilim adamlarıyla ortak çalışma sonucu 5-10 yılı bulabileceğini söyledi.

İlacın geliştirilmesi için maddi desteğe ihtiyaç duyduklarını belirten Sarıkahya, pelemir gibi endemik bitkilerin koruma altına alınması gerektiğini de sözlerine ekledi.

"ÖNEMLİ ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜLÜYOR"

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak da üniversitenin klinik olarak kanser hastalığının tedavisinde önemli merkezlerden biri olduğunu vurguladı.

Budak, "Klinik başarıların yanında kanser hastalığına çare bulunması noktasında da bilim insanlarımız önemli çalışmalar yürütüyor. Literatüre kazandırılan yeni biyolojik aktif doğal ürünlerin hayata geçirilmesiyle, ülkemiz kaynakları değerlendirilerek dışa bağımlılığı azaltacağız ve tamamen yerli, doğal kaynaklı ve ucuz kemoterapi ilaçlarının hazırlanmasına da büyük katkı sunacağız." dedi.

AA

Bu haberler de ilginizi çekebilir