İstanbul`dan "Büyük Dönüş Yürüyüşü"ne destek
Filistin Dayanışma Derneği öncülüğünde, Türkiyeli ve Filistinli sivil toplum kuruluşları Gazze`deki "Büyük Dönüş Yürüyüşü"ne destek olmak için bir araya geldi.
Filistin Dayanışma Derneği öncülüğünde, Türkiyeli ve Filistinli sivil toplum kuruluşları, Gazze'deki "Büyük Dönüş Yürüyüşü"ne destek olmak için cuma namazının ardından Fatih Camisi avlusunda bir araya geldi. Gruptakiler, ellerinde "Büyük Dönüş Yürüyüşü"nü sembolize eden "maket anahtarlar" taşıdı.
Filistin topraklarında bundan yüzyıl önce gerçekleşen işgale ek olarak Nakba'nın 70'inci yıldönümü münasebetiyle düzenlenen "Büyük dönüş yürüyüşü" protestolarını selamlamak için cuma namazı çıkısında İstanbul Fatih Camii avlusunda bir program düzenlendi.
Filistin Dayanışma Derneği öncülüğünde yapılan programda, genelde Filistin özelde ise Gazze'de yaşanan sıkıntılara dikkat çekildi.
Programda İHAK adına konuşma yapan Selçuk Kar "Ablukanın kalkması, ambargonun hafifletilmesi talebiyle nefes almak isteyen Filistin halkı bir yandan da işgalden kurtulmaya çalışmaktadır. Gazze dünyanın en büyük açık hava hapishanesi olarak devasa insani bir dram yaşamakta. Tüm dünyanın gözleri önünde en temel insan haklarından dahi mahrum bırakılmakta, yaşam mücadelesi vermekte, adeta insanlık vicdanını sorgulatmaktadır. Gazze'de yaşam mücadelesi veren ve seslerini dünyaya duyurarak çözüm bekleyen Filistin halkı, hukuksuzca maruz kaldığı tutsaklıktan kurtulmak, özgürlüklerine kavuşmak ve işgale son vermek adına "Büyük Dönüş Yürüyüşü" adıyla 15 Mayıs 2018'e kadar devam edecek olan sivil aktivitelerle dünyanın dikkatini uğradığı zulme çekmeye çalışmaktadır." ifadelerini kullandı.
Tevhit ve adaletin kenti "Kudüs"
Programda bir konuşma yapan MAZLUMDER Başkanı Ramazan Beyhan ise, toplamda bir asrı aşkındır özelde ise 70 yıldır devam eden bir zulmün tanığı olduklarını dile getirerek "Emperyalizm ve sömürgeciler sadece bizim yeraltı ve yerüstü zenginliklerimize değil, aynı zamanda insanlarımızın zihnini, onların değerlerini de maalesef sömürmektedir." dedi.
"Barışın, tevhidin ve adaletin kenti olan Kudüs'ü işgal ederek, orayı ve çevresini adeta ifsat eden siyonist çeteyi ve ona arka çıkan bütün zalimleri buradan bir kez daha kınıyoruz." diyen Beyhan "Çağrımızı vicdanını yitirmemiş bütün insanlara yapıyoruz. Dili, dini, ırkı ne olursa olsun, kim olursa olsun zalime karşı mazlumdan yana tutum ve duruşumuzu mutlaka ortaya koymalıyız. Bu zulme artık dur demeliyiz. Haksızlığın karşısında durmak dilsiz şeytanlıktır, zulme razı olmak aynı zamanda zulümdür. Bütün hükümet yetkilileri, STK'ları, insan hakları aktivistlerinin tamamını Gazze'deki kardeşlerimizin bu büyük yürüyüşünü desteklemeye davet ediyoruz." şeklinde konuştu.
Programda ayrıca, Müslüman Kardeşler Hareketi adına Anat Fehmi, Özgür Der adına Rıdvan Kaya ve İHH adına Genç İHH Başkanı Fatih Yazıcı da birer konuşma yaptı.
Arapça ve Türkçe olarak yapılan basın açıklamasının Arapça metnini Filistin Dayanışma Derneği'nden Muhammed Mişel okudu.
Türkçe basın açıklamasını ise Beytülmakdis Öncüleri Derneği Genel Müdürü Muharrem Güneş okudu.
Güneş "1948'de Filistin topraklarının siyonist düşman tarafından işgal edilmesinin üzerinden geçen 70 yıl, Filistinliler için onlarca yıldır süren ve hala devam eden felaketler silsilesinin başlangıcıdır. 70 yıl önce siyonist işgalcinin katliamlarıyla zorla yerinden edilen Filistin halkı, 30 Mart'ta Gazze'den başlattıkları yürüyüşlerle topraklarına geri dönüş mücadelesi veriyorlar." dedi.
Filistinliler mülteci konumunda
Direnişin kalbi Gazze'den başlayan "Büyük Dönüş Yürüyüşü"ne en kalbi dayanışmamızı ilan etmek istiyoruz diyen Güneş "Topraklarından sürgün edilerek mülteci konumuna düşürülen Filistinliler, adaletin tecelli edip haklı davalarında başarılı olacaklarına mutlak surette inanarak, seçkin gençlerinden kadınlarına varıncaya kadar gruplar halinde kanlarını döküp canlarını feda etme pahasına işgal altındaki topraklarına doğru yürüyüşe geçtiler. Hepsi, ne kadar uzarsa uzasın bu karanlık geceden sonra parlak bir şafağın doğacağına, işgalin ortadan kalkacağına ve bir gün zaferin inananların olacağına kesinlikle iman ediyorlar." şeklinde konuştu.
"Büyük Dönüş Yürüyüşü", Filistin halkının barışçıl göstericilere karşı vahşetin her türlüsünü kustuğu halde insan hakları ve demokrasi palavralarıyla dünyayı kandıran şiyonist işgalcinin gerçek yüzünü bir kez daha ortaya çıkardığını söyleyen Güneş "İşgalci israil askerleri silahsız sivillere, çocuklara ve kadınlara gerçek mermiler yağdırmış, gazetecileri öldürmüş, göz yaşartıcı gaz bombalarıyla grupları dağıtmış, kalabalığın üzerine dronlar ile duman bombaları atmıştır. Filistin halkı, Filistin davasının tasfiyesini amaçlayan tüm çözüm projelerinin tümüyle reddini ve mültecilerin 1948'de siyonist çeteler tarafından çıkarıldıkları köylerine ve evlerine dönme hakkının iptal edilmesi girişimlerine tepki olarak büyük "Büyük Dönüş Yürüyüşü"nü başlattılar." ifadelerine yer verdi.
Siyonistler kural tanımıyor
Güneş "Birleşmiş Milletlerin "evlerine geri dönmeyi ve komşularıyla huzur içinde yaşamayı arzulayan mültecilerin, mümkün olan en yakın zamanda bu arzularını gerçekleştirmelerine izin verilmeli " şeklindeki 194 sayılı kararı ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 12-13 numaralı kararlarına hiçbir zaman uymayan siyonist işgalci engellemelerine devam etmektedir. Büyük Dönüş Yürüyüşü", 19 Nisan'dan bu yana sürekli bombardıman altında kalan Suriye'deki Yermük mülteci kampındaki Filistin halkımızın zorlu şartlar altında yaşadığı bir ana denk geliyor. Yermük kampında sıkışmış yaklaşık 3 bin Filistinli mülteci bulunuyor. Kamp, 70 yıldan beri devam eden Filistin'in büyük felaketi Nakba'yı sembolize ettiği için, Filistinliler kampın içinde kalmayı seçtiler. Ancak kampta yaşayanlar içeriden IŞİD gibi grupların saldırılarına maruz kalırken diğer yandan Suriye rejiminin uyguladığı bombalama ve kuşatmanın mağduru oldular." dedi.
Filistin halkı ile dayanışma çağrısı yapan Güneş "Buradan bir kez daha vatanımız Filistin'deki halkımızla olan dayanışmamızı belirtiyor, kurtuluş ve geri dönüş umutları gerçekleşene kadar işgalcilere karşı direnişlerine desteğimizi yineliyoruz. Meşru haklarımıza bağlılığımızı ve Filistin halkının ayrılmaz bir parçası olduğumuzu, işgali yenmek için süren haklı mücadelenin ve direniş kollarının bir sembolü olduğumuzu teyit ediyoruz. Ayrıca Yermük kampına yönelik süren bombardımanını durdurulmasını, içeride sıkışıp kalan sivillerin ve yaralı Filistinli mültecilerin tahliyesi için güvenli insani koridorların açılmasını, tıbbi ekiplerin ve sivil savunma ekiplerinin girişine izin verilmesi için acil çağrıda bulunuyoruz." ifadelerini kullandı. (Nizamettin Aşkın- İLKHA)