İtalya'nın başkenti Roma'da "Filistin Esirler Günü" dolayısıyla "Filistinli tutuklulara özgürlük" eylemi düzenlendi.

Eyleme Filistin'in İtalya nezdindeki Büyükelçisi Dr. Mai Alkaila ve Filistinli Tutuklularla Dostluk Derneği İtalya Başkanı Bassam Salih'in yanı sıra Roma ve Lazio'da yaşayan Filistinliler ile Filistin destekçisi İtalyanlar katıldı.

Katılımcılar ellerinde, "Tüm Filistinli tutuklulara özgürlük", "Ahed Tamimi ve İsrail hapishanelerindeki çocuk tutuklulara özgürlük" pankartları ile Filistin bayrakları taşıdı. Eylemde, İsrail hapishanelerindeki Filistinli siyasi tutukluların durumu ve gördükleri muameleyi anlatan bildiriler dağıtıldı.

İsrail'in 1967'de Filistin topraklarını işgal etmeye başladığından beri 800 binden fazla Filistinlinin İsrail güçlerince tutuklandığı belirtilen bildiride, "Sevdiklerinin yokluğuyla mağdur olmayan Filistinli tek bir aile bile yok. Vahşi askeri işgale ve topraklarının sömürgeleştirilmesine karşı geldikleri için binlerce insanın çocukluğu çalındı." ifadeleri yer aldı.

Ayrıca Addameer`in (Mahkum Desteği ve İnsan Hakları Derneği) verilerine göre, Mart 2018 itibarıyla 6 bin 50 Filistinlinin İsrail hapishanelerinde siyasi olarak tutuklu bulunduğu, bunların 427`sinin suçlama veya yargılama olmaksızın idari gözetim altında tutulduğu, tutukluların 356`sının ise çocuk olduğu vurgulandı.

Etkinlikte, gözleri ve elleri bağlı şekilde eylem yapan Filistin gönüllüsü kadın aktivistler, Filistinli tutukluların durumuna dikkat çekti.

"Tutuklular fiziksel ve psikolojik kötü muamele ile aşağılamalara maruz kalıyor"
Öte yandan konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulunan Filistin'in İtalya nezdindeki Büyükelçisi Dr. Alkaila, eylemin Filistinli tutuklularla dayanışma göstermek ve özgür bırakılmaları çağrısında bulunmak için düzenlendiğini aktardı.

Alkaila, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinlilerden 251 tanesi şehit oldu çünkü ilaç ve tedaviden yoksun bırakıldılar. 1948'den bu yana yaklaşık 1 milyon Filistinli İsrail hapishanelerine atıldı. Bu da Filistin nüfusunun dörtte birine tekabül ediyor. Ayrıca tutuklular çok kötü muamelelere maruz kalıyorlar."

Kendisinin de 1986 yılında yaklaşık 1 sene boyunca siyasi tutuklu olarak İsrail tarafından hapsedildiğini anlatan Alkaila, "Bu yüzden de yapılan muameleyi çok iyi biliyorum. Sorgu sürecini, fiziksel ve psikolojik kötü muameleyi, aşağılamaları, fiziksel ve psikolojik işkenceyi çok yakından biliyorum. Sorgu süreci en zoru çünkü yaptığın şeyi değil onların söylemeni istediği şeyi söylemen için her türlü yöntemi kullanıyorlar. Bu süreç, özellikle çocuklar için çok korkunç." ifadelerini kullandı.

Özellikle İsrail hapishanelerindeki çocukların durumuna işaret eden Alkaila, İsrail'in, Ahed Tamimi ve diğer çocukları tutuklayarak Filistinli çocukların içlerindeki direniş bilincini yok etmeyi amaçladığını söyledi.

Alkaila, "Uluslararası topluma, Filistinlileri savunmaları ve hapisteki Filistinlilere uluslararası hukuk ve 4. Cenevre Sözleşmesi çerçevesinde davranılmasını istemeleri çağrısında bulunuyoruz. Çünkü İsrail, bunları ihlal ediyor." diye konuştu.

"İsrail'in çocukları hapse atması insani hukuk ve insanlığa aykırı"

Filistinli Tutuklularla Dostluk Derneği İtalya Başkanı Salih de İsrail hapishanelerindeki Filistinli siyasi tutukluların özgür bırakılması için bütün insani derneklerin harekete geçmesi çağrısında bulundu.

Filistinli tutukluların çok kötü şartlar altında yaşadığına dikkati çeken Salih, "İsrail, 12 yaşında bir çocuğu bile hakkında herhangi bir suçlama ve yasal süreç olmadan hapse attı. Üstelik çocukları da askeri mahkemelerde yargılıyor. Bu durum, hukuka da insanlığa da aykırı. Bu yüzden, çocukların bir an önce özgür bırakılmasını istiyoruz." dedi.

"İdari gözetim" adı altında Filistinlilerin "bir şey yaptığı için değil, yapma ihtimali bulunduğu gerekçesiyle" hapiste tutulduğunu anlatan Salih, böyle bir durumun kabul edilemeyeceğini kaydetti. Salih, idari gözetim altında tutulan Filistinlilerin grev yaparak mahkemeye gitmeyi reddettiklerini, gelecek hafta ise "haksız yere hapiste tutuldukları için açlık grevine başlamayı düşündüklerini" aktardı.

Salih ayrıca "idari gözetim altında tutulan" kişilerden bazılarının hapis yatma süresinin 14 yılı bulduğunu da sözlerine ekledi.