Müslümanlar i`lay-ı kelimetullah için çalışmak zorundadır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Muayede Salonu`nda düzenlenen Dünya Müslüman Azınlıklar Zirvesi`nde konuştu. Erdoğan, "Müslümanların kanı, canı ve hayatı söz konusu olduğunda sergilenen çifte standart karşısında bizim sahada olmamız gerekiyor." dedi.
Dolmabahçe Muayede Salonu'nda düzenlenen Dünya Müslüman Azınlıklar Zirvesi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Müslümanların arasındaki farklılıkların asla kardeşliğe, muhabbete mani olmadığını,binlerce kilometre ötede olunsa da kıblenin ve kalplerin yönünün bir olduğunu söyledi.
Pasaportlar ve ülkeler ayrı olsa da aynı ümmetin mensubu olunduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Rabbimiz, Hucurat Suresi'nde bu hakikati 'Müminler ancak kardeştirler' diyerek ifade ediyor. Bizde ayrım yok. Ama ayrım var mı? Ne yazık ki var. İşte bunu şu anda son dönemlerde özellikle İslam dünyasının belli bölgelerinde acımasızca yaşıyoruz. Hep söylüyoruz. Öldüren 'Allahuekber' diyor. Ölen, o da 'Allahuekber' diyor. Sorulduğu zaman o da İslam için, Allah için öldürüyor. Ölen o da Allah için ölüyor. Bu nasıl bir şeydir? Bunu anlamak, atlatmak mümkün değil. Gerilere döndük. Mızrakların ucuna Kur'an-ı Kerim sayfalarını yerleştirmek suretiyle nasıl o geçmişte, bizim önderimiz durumunda olanlar öldülerse, şimdi tekrar oralara döndük. Öyleyse bizim bunu tekrar ele alıp bu işi düzeltmemiz lazım.
Yüce Mevla, Hucurat Suresi'nin devamında bu hukukun gereği olarak 'Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin' emri ilahisiyle bize bugün yapmamız gerekeni emrediyor. Müslümanlara kardeş olduklarının hatırlatılmasından hemen sonra arabuluculuk vazifesinin de verilmesi çok dikkat çekicidir. Hayatın doğal akışı içinde Müslümanlar arasında ayrılıkların, anlaşmazlıkların, kimi zaman dargınlıkların, hatta kavgaların, çatışmaların olması ne yazık ki kaçınılmaz hale geliyor. Bunu siyasette de yaptığım işin içinde de ne yazık ki yaşıyorum. Bundan sıyrılamıyoruz. Niye? Emre uymadığımız için. İçimizdeki en büyük düşmanı, cihad-ı ekbere gidiş olayını kavrayamadığımız için. O da nefis."
"Batı, İslam karşıtlığı üzerinden kendi hayat biçimini tahkim etmek istiyor"
"Batı dünyası İslam karşıtlığı üzerinden kendi ideolojisini, kendi hayat biçimini tahkim etmek istiyor." ifadesini kullanan Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Onu güçlendirmek istiyor. Modern insanın buhranlarına cevap verebilecek yegane din olan İslam proje mahsulü teröristler üzerinden yaftalanmaya, lekelenmeye çalışılıyor. İşte bunlar son dönemlerin proje terör örgütleridir. Bunlarla bunu yürütüyorlar."
"Müslümanlar olarak çok katmanlı bir saldırı dalgasıyla yüzleşiyoruz"
Ahlaksızlığın ve katliamın daniskasınının Batılı ülkelerde olduğunu ifade eden Erdoğan Müslümanların Batının saldırısı karşısında sinmemesi gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Giderek kötüleşen tablo karşısında Müslümanlar olarak bize düşen görev bellidir. Biz asla saldırılar karşısında sinemez, kendi kabuğumuza çekilemeyiz. Müslümanların başka din mensuplarıyla bir arada barış içinde yaşama problemi yoktur. Tarih boyunca da hiçbir zaman olmamıştır. Müslümanların kanı, canı ve hayatı söz konusu olduğunda sergilenen çifte standart karşısında bizim sahada olmamız gerekiyor. Batılı güçlerin işin ucu çıkarlarına dokununca neler yaptıklarını, ortalığı nasıl ayağa kaldırdıklarını hepimiz görüyoruz. Mesele, petrol, altın, elmas, pazar payı olunca bu ülkelerin adeta kan kokusu almış köpek balığı gibi binlerce kilometre öteden koşup geldiklerini biz çok iyi biliyoruz. Ama aynı ülkelerin Filistin'deki katliamlara, Arakan'daki soykırıma, komşumuz Suriye'de yüz binlerce masumun hayatına mal olan zulme nasıl sırtlarını döndüklerini de gayet iyi farkındayız."
Müslümanlar i'lay-ı kelimetullah için, hak ve adaletin tecellisi için çalışmak zorundadır
Birçok ülkenin Müslüman azınlıklara yönelik etnik temizlik faaliyetlerini görmediğine dikkat çeken Erdoğan şunları söyledi:
"İslam ülkelerini azınlık hakları konusunda sıkıştıranlar, birçok Afrika ve Asya ülkesinde Müslüman azınlıklara yönelik etnik temizlik faaliyetlerini görmüyorlar. Bu riyakârlıkların, bizi yolumuzdan ve haklı mücadelemizden alıkoymasına izin veremeyiz. Müslüman, i'lay-ı kelimetullah için tüm dünyada hak ve adaletin tecellisi için çalışmak zorundadır."