Van`da sema O`nun (SAV) sevdasıyla yankılandı
Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından, Van`da düzenlenen Mevlid etkinliğinde, ümmetin yeniden kurtuluşunun tek çaresi, Hz Muhammed`in sünnetine sarılmakla olduğu mesajı verildi.
Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından, "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" temasıyla Van'da Mevlid etkinliği düzenlendi. Kale Miting Alanı'nda düzenlenen etkinliğe siyasi parti, kanaat önderleri ve STK temsilcilerinin yanı sıra on binlerce Vanlı katıldı.
Van halkı sabahın erken saatlerinden itibaren etkinliğin yapılacağı alana akın ederek, ön saflarda yer tutmaya başladı. 7'den 70'e her yaştan vatandaşların akın ettiği etkinlik alanında, farklı görüntüler oluştu. Ellerinde tevhid bayrağı ve başlarında 'La ilahe illallah' bandajını bağlayan grupların alana tekbir sesleri eşliğinde gelmeleriyle coşkulu anlar yaşandı. Etkinliğin yapıldığı alanın çevresinde yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı dikkat çekti.
Kale Miting Alanı'nda yapılan ve sunuculuğunu Levent Dalgın ve Abdülvahap Akkay'ın yaptığı mevlid etkinliği saat 13.30'da Seyfullah Muaz Sığırta'nın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Katılımın yüksek olduğu Mevlid etkinliği ilahi ses sanatçılarında gurup rahmet sanatçılarından Bilal Dalkılıç ve Yakup Hazak'ın seslendirdiği ilahilerle devam etti. Maneviyatın doruğa çıktığı etkinlikte seslendirilen ilahilerin ardından Yakup Kazak ve Rojhat Okan Mevlid-i Şerif okudular. Okunan mevlide halkın iştirak ederken, birçok kişinin de cezbeye gelerek kendinden geçtiği görüldü.
"Peygamberin emrine ve getirdiklerine muhalefet edenler, korksun ve korunsunlar"
Mevlidin okunmasının ardından ilahilerle program devam etti. Programda Türkçe bir konuşma yapan Alimler ve Medreseler Birliği Üyesi Molla Osman Teyfur, felaketlerden kurtulmamız için Peygambere tabi olmak, onu dinlemek, gönlümüzü ona açmak, onu düşünmek, onu anlamak ve onu yaşamakla mümkün olabileceğini belirtti.
Teyfur, "Peygamberin emrine ve getirdiklerine muhalefet edenler, korksun ve korunsunlar. Onlara bir fitnenin dokunacağından, isabet edeceğinden korksunlar ve korunsunlar. Onlara elem verici bir azabın isabet etmesinden korksunlar ve korunsunlar." dedi.
İslam coğrafyasında yaşananlara dikkat çeken Teyfur, şunları söyledi: "İslam coğrafyası baykuşların öttüğü bir harabe diyarına döndü. İslam coğrafyasında ne şeref, ne izzet; ne can güvenliği, ne namus güvenliği, hiçbir güvence kalmadı. Bu gün Suriye'de doğmamış bebekler, anne karınlarında kimyasal silahlarla vuruluyorsa, hamile kadınlar İslam coğrafyasında imha ediliyorsa, medeniyet şehirlerimiz alt üst ediliyorsa, bütün coğrafyamız işgal ediliyorsa, bütün Emperyalistler bu topraklara akbabalar gibi dadanıyorsa, bizim Allah resulünü kavrayamadığımız, anlayamadığımız, yaşayamadığımız ve onun emrine muhalefet ettiğimizden dolayıdır."
Hazreti Muhammed'i rehber edinmedikçe bu coğrafya daha çok işgal edilecek
"Zan ediyor musunuz ki, bu coğrafyada ırkçılık yaparak, Avrupalıları tatmin ederek, çağdaşlık adına insanları İslam'dan uzaklaştırarak, yaşayabileceğinizi mi zannettiniz?" diyen Teyfur, "Vallahi bu coğrafyanın insanı Peygamberi tanımadıkça, yekvücut bir şekilde onun gölgesine sığınmadıkça, onu önder ve rehber edinmedikçe, bu coğrafya daha çok işgal edilecek, imha edilecek. Biz o zaman gölgeler altında bir saat bile piknik yapacak zamanı bulamayacağız. Deyrezor'u işgal eden ABD, Deyrezor'da yıkılmamış bir ev bırakmadı. O koca şehirde sadece birkaç kedi ve köpek kalmıştı. Dolayısıyla bizim bir daha Allah Resulünü tanımamız lazım. Onu anlamamız gerekiyor. Ona güvenmeli ve teslim olmalıyız." diye konuştu.
Etkinliğin mesajını içeren 10 madde
Peygamber Sevdalıları Platformu üyesi Ali Anlamaz, "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" etkinliğinin mesajını içeren 10 maddelik bir metin okudu.
Anlamaz'ın okuduğu 10 madde sırasıyla şöyle:
-Peygamberi anlamak; Kur'an-ı Kerim'i özü ve hikmetiyle kavramaktır. Tüm amel ve davranışların merkezine rızay-ı ilahiyi yerleştirmektir. Allah'ı (cc) sevmek peygamberi(sav) sevmektir. Onu (sav) sevmek ona (sav) uymaktır.
-Peygamberi anlamak; inanç, amel, fikir ve duruşumuzu İslam ile uyumlu hale getirmektir. Doğru istikameti ve nebevi yöntemi yol edinmektir. İslami sorumluluk, her şart ve zeminde Müslümanlarla birlikte yol almak ve asla zalimlere meyletmemektir.
-Peygamberi anlamak; "Ey Allah'ın kulları kardeş olun" ilkesinin hakkını ikame etmektir. Bu kardeşlik ancak ve ancak İslam kardeşliğidir. Müslümanlar arasında muahat (Kardeşleşme) kurumunu tekrardan inşa etmektir. Muahat; muhaciri-ensara, siyahı-beyaza, fakiri-zengine ulaştırmaktır.
-Peygamberi anlamak; onun(sav) ahlakı ile süslenmektir. Onun muhteşem ve muazzam ahlakını her alanda ilke edinmektir. O'nun ahlakı Kur'an'dı. Sünneti yaşamak; savaşta ve barışta, dostlukta ve düşmanlıkta, sevgide ve nefrette ölçülü olmaktır. 'Muhakkak Allah aşırı gidenleri ve haddi aşanları sevmez' ( Bakara 190) düsturu ile ahlaklanmaktır.
-Peygamberi anlamak; ırkçılığa dayalı menfi asabiyetten arınmaktır. Peygamberin (sav) ayakları altında olan ırkçılığı başımıza çıkarmak asabiyyet-i cahiliyedendir. İslam'ın 'millet' anlayışı saf ve berrak haliyle 'ümmet' anlayışıdır. Sünneti yaşamak; insanlığın onur ve gayretine sahip çıkmak, hududullahı muhafaza etmektir. Hz Muhammed'in(sav) 'Ey İnsanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır.' nidasını en gür bir şekilde haykırmayı insani görev olarak bilmektir.
-Peygamberi anlamak; İslami nasların ruhuna bağlı kalarak mezhepsel yorumları ve fikri ayrıntıları kültürel zenginlik saymaktır. Mezhepler birer vasıtadır. Aracı amaç kılmak cehalettir. İslam ümmetinin en büyük sorunlarından biri mezhepçilik ve iç çekişmelerdir. Sünneti yaşamak; tarihi olaylardan ibretler alarak geleceğimizi ihya ve inşa etmektir. Mezhepsel tefrikanın ve ayrılığın tedavisi 'Sakın ha, benden sonra tekrar küfre dönüp de birbirinizin boynunu vurmaya kalkışmayın.' nebevi ikazına uymaktır.
-Peygamberi anlamak; İslam'ın şiar ve kutsallarına vefa göstermektir. Mescidi Haram, Mescidi Nebevi ve Mescidi Aksa Müslümanların tartışılmaz kutsalıdır. İlk kıblemiz olan Mescidi Aksa ve Kudüs şehri, Siyonist işgal altındadır. Sünneti yaşamak; İslam'ın fetih ruhunu ve izzetini diri tutmaktır. Çevresi Allah (cc) tarafından mübarek kılınan Beytül Makdis'i kurtarmak, özgürlüğüne kavuşturmak her Müslüman'ın vefa borcudur.
-Peygamberi anlamak; 'Sizin en hayırlınız ailesine karşı en hayırlı olanınızdır.' nebevi mesaja gönül açmaktır. İslam'ın aile ve kadına bakışı; 'Kıymet ve sevgiye dayalı gözden sakınılan değerli birer emanettir' fikriyatıdır. Sünneti yaşamak; cahiliye bataklığında istismar edilen emanete sahip çıkmaktır. Bu değerli emanet toplumu inşa eden annedir. Annenin değeri ise cennettir.
-Peygamberi anlamak; her zaman ve her şartta en doğru duruşu sergilemektir. Olağanüstü durumlarda bile insanın fıtri haklarını karşılamak Peygamber adaletinin gereğidir. Sünneti yaşamak; insanların can, mal, namus ve diğer yaşam haklarını muhafaza etmektir.
- Peygamberi anlamak; Kur'an ve sünnet emanetine sahip çıkmaktır. 'Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim' (Maide 3) mesajı değişmez ilkedir." denildi.
"Araplar, Kürtler, Türkler İslam ile şeref buldu"
Daha sonra Kürtçe bir konuşma yapan Alimler ve Medreseler Birliği Üyesi Emrullah Uysal, Arapların, Farısların, Kürtlerin ve bütün insanlığın İslam ile şeref bulduğunu vurgulayarak, İslam davasına sahip çıkılması gerektiği mesajını verdi.
Üstad Bediüzzaman'ın Van'daki mücadelesini hatırlatan Uysal, "Üstad Bediüzzaman şu gördüğünüz Kale'den düşerken 'ah davam' dediği, davasının şakirtleri bu gün meydanı doldurmuş. Allah, insanı yeryüzünün en şereflisi kılmıştır." dedi.
Arapların, Kürtlerin, Türklerin İslam ile şeref bulduğunun altını çizen Uysal, şu ifadeleri kullandı: "Araplar İslam ile şeref buldular. Biz Kürtler İslam dinini tutmasaydık, neyimiz vardı? İslam ile Kürtler şeref sahibi oldular. Selahaddin Eyyubi Allah davasını tuttuğu için kainat var oldukça, insanlar ondan bahsedecek. Türkler İslam ile şeref sahibi oldular. Yıllarca hüküm sürdüler. Kıtalarda İslam bayrağını dalgalandırdılar. Farsılar Mecusi'ydiler. Allah İslam'ın şerefini Farislere de nasip etti. İnsanlar İslam ile şeref bulurlar."
"Davamız şeriattır, muhabbettir, kardeşliktir, İslam'dır. Peygamberin davası hem dünya hem de ahiretti"
İslam davasını her yerde haykırmanın görevleri olduğunu dile getiren Uysal, Peygamberin yolunu bıraktıkları, Kur'an'dan uzaklaştıkları için başına gelmeyen musibetin kalmadığını ifade etti.
Uysal, sözlerinin devamında, "Bizde bu gün İslam davasını her yerde yükseltelim. Elhamdülillah biz Müslümanız. Biz yiğidiz. Kimseden korkmuyoruz. Davamız şeriattır, muhabbettir, kardeşliktir, İslam'dır. Peygamberin davası hem dünya hem de ahiretti. Peygamberin davasını sürdürelim. Onun davasının arkasında gidelim. Peygamberin yolunu bıraktık, Kur'an-ı bıraktık, başımıza gelmeyen kalmadı. 20 gün önce Afganistan'da 100'ün üzerinde hafız çocuklarımızı katlettiler. Kur'an-ı parçaladılar. İmanımız yok mu? Utanmıyor muyuz? Artık kendimize gelmemiz lazım. Biz tek güç olsak ve kendimize gelsek, kâfirlerin gücü bize yetmez." dedi. İlahilerle devam eden mevlit etkinliği Alimler ve Medreseler Birliği Üyesi Molla Ali Arslan'ın yaptığı duayla sona erdi.(Şükrü Tontaş/Yunus Tğrul/Ömer Adıgüzel-İLKHA)