Ülkesinde yüzlerce kişiyi İslam`la tanıştırdı
TDV`nin bursu ile Gana`dan Türkiye`ye eğitim için gelen Groupore, aldığı eğitimle ülkesinde pagan köyleri gezerek yüzlerce kişinin Müslüman olmasına vesile oldu
İSTANBUL (AA) - Türkiye Diyanet Vakfı'nın (TDV) bursu ile Türkiye'de İmam Hatip Lisesi'nde eğitim gören Ganalı Faruk Arango Groupore, ramazan ayında tanıştığı Müslümanlar vesilesiyle İslam dinini tercih ederken, yaz aylarında ülkesindeki pagan köyleri gezerek yüzlerce kişiyi İslam'la tanıştırıyor.
Türkiye Diyanet Vakfı'nın bursuyla memleketi Gana'dan 4 yıl önce Türkiye'ye eğitim için gelen Groupore, paganlıktan İslam'a uzanan hayat hikayesini AA muhabiri ile paylaştı.
Groupore, Gana'nın kırsal kesiminde 7 çocuklu ailede büyüdüğünü ve babasının da yaşadıkları köydeki putperestlerin önde gelen ismi olduğunu anlattı.
"Beni etkileyen en önemli şey ezan ve Kur'an'dı"
Babasının vefatının ardından önce annesinin, ardından kardeşlerinin Hristiyan olduğunu ifade eden Groupore, okul çağı gelince köyden başkent Akra'ya ablasının yanına taşındığını söyledi.
Okula başladığında birkaç Müslüman arkadaşından etkilenerek İslamiyet'i tercih ettiğini belirten Groupore, şöyle konuştu:
"Beni etkileyen en önemli şey ezan ve Kur'an'dı. O zamanlar bana güzel bir şarkı gibi geliyordu. Müslüman arkadaşlarıma şarkılarının güzel olduğunu söylüyordum. Onlarsa beni Kur'an olduğu konusunda uyarmıştı. Ama ben anlamadım, hep şarkı dedim. Beni etkileyen bir diğer şey ise oruç tuttukları dönemlerde bana iyilik yapıyorlardı. Onlara, 'Ben Müslüman değilim, niye böyle bir iyilik yapıyorsunuz.' diye soruyordum. Özellikle o kişilerin babaları iftar zamanı geldiğinde onların yanındaysam yemeklerini benimle paylaşıyorlardı. O zamanlar çocuk aklımla 'Böyle bir din varsa tamam ben de Müslüman olmak istiyorum' dedim."
Hristiyan olan ablasının kendisine karşı çıktığını ancak onu her pazar kendisinin kiliseye götürdüğünü söyleyen Groupore, "Müslüman olduktan sonra da ablamı kiliseye götürmeye devam ettim. Kiliseden döndüğümüzde öğle namazı vakti geliyordu ve eve döndüğümüzde namazımı kılıyorum. Bazen Müslüman arkadaşlarım bana 'Sen artık Hristiyan değilsin niye hala kiliseye gidiyorsun?' diyorlardı. Evet, ben Hristiyan değildim ama ablam kördü ve yolu bulamıyordu. O benim ailemden ve onu yalnız bırakamazdım." diye konuştu.
İslami ilimlerin öğretildiği medreseye gidip Kur'an ve İslamiyet hakkında daha çok şey öğrendiğini anlatan Groupore, ortaokulu bitirirken bir arkadaşı aracılığıyla TDV'nin yabancı öğrenciler için için sunduğu burs için başvurduğunu, büyükelçilikte yaptığı mülakat sonrası 2014 yılında Türkiye'ye geldiğini söyledi.
Türkiye'ye geldiği ilk dönemde yaşadığı zorluklara değinen Groupore, "Gana'da çok sayıda yerel dil var ve İngilizce eğitim veriliyordu. Buraya gelirken Türkiye'yi hiç bilmiyordum. Sadece merhaba demeyi biliyordum. Dilimden anlayan kimse de yoktu ve konuşma açısından zorluk çektim. Öğretmenlerimiz bize karşı çok iyi ve ilgiliydiler. Zor da olsa Türkçe'yi öğrendim. Burada yaşamak önceleri zordu ama zaman geçtikçe kolaylaştı." ifadelerini kullandı.
Groupore, lise 1. sınıfın ardından ülkesine döndüğünde Cemal Abdülnasır isimli bir gazeteci ile tanıştığını belirterek, Abdülnasır'ın Gana'nın özellikle kırsal bölgelerinde İslam'ı anlatarak tebliğ faaliyetleri yürütme fikrini kendisiyle paylaştığını ve bu alanda ilgili ve eğitim görüyor olması nedeniyle onunla beraber hareket ettiğini ve birlikte İslam'ı anlatmaya başladıklarını söyledi.
O yıl ve sonraki yaz tatili dönemlerinde Gana'nın kuzey bölgesinde tebliğ faaliyetleri yürüttüklerini anlatan Groupore, şunları kaydetti:
"Köylere gittiğimizde önce kabile liderine gidip İslam'ı anlatma niyetiyle geldiğimizi söylüyoruz. Bu gittiğimiz kabileler putperest. Onlara 'Sizden ne para ne yemek, hiçbir şey istemiyoruz.' diyoruz. Bazıları 'Biz bu dini dedelerimizden miras olarak aldık, onları terk edemeyiz' diyorlardı. Bazıları ise 'Biz sizi takip edemeyiz ama çocuklarımız isterlerse onlar Müslüman olabilir' diyorlardı. Ama bizim katılmamız mümkün değil diyorlardı. Bazılarının çocuklarını alıyoruz bazıları eşleriyle geliyor bazıları aileleriyle geliyor bazen de hiç kimse gelmiyor. Bazıları da kendisi de gelmiyor ailelerine de izin vermiyordu. Sonradan Abdülselam ismini verdiğimiz 10 yaşında bir çocuk vardı öyle bir durumda. Babası putperestti ve onların liderlerindendi. Köye gittiğimizde kabul etmedi, ailesine de izin vermedi. Ancak Abdülselam konakladığımız yerde ezan okunduğunda bize koşarak geliyordu. Babası peşinden gelip çocuğu evine götürüyordu. Buna rağmen tekrar bizim yanımıza geliyordu. Bazen sabah namazına bizden önce gelip bizi kaldırıyordu. Onu gördüğümüzde sabah namazı vaktinin girdiğini anlıyorduk. Sonra babasıyla tekrar konuştuk ve ona 'Tamam sen Müslüman olmak istemiyorsun ama çocuğa izin verin. Her şeyini de biz karşılayalım.' dedik. Babası kabul etti ama 'Müslüman olacaksa benim evimde kalmayacak' dedi. Biz de yanımıza alıp şehre götürdük. Cemal'in evinde kalıyor şu an. Okula ve medreseye gidiyor. Adını Abdülselam koyduk."
Dört beş kişilik ekiple yaptıkları tebliğ faaliyetlerinde zorluklar yaşasalar da bunun kendilerini asla yıldırmadığını vurgulayan Groupore, şimdiye kadar birçok pagan-putperest köyde Müslümanların çoğunluk hale geldiğini kaydetti.
"Asıl İslam'ın ne demek olduğunu Türkiye'de öğrendim"
Türkiye Diyanet Vakfı'nın sağladığı bursun kendisine adeta yeni bir dünyanın kapılarını açtığını ifade eden Groupore, "Aslında Türkiye Diyanet Vakfı benim ufkumu genişletti. Asıl İslam'ın ne demek olduğunu Türkiye'de öğrendim. Eğitim hayatımı kesmek üzereyken yardımıma geldiler. Hayata dair umudum arttı." şeklinde konuştu.
İmam Hatip Lisesi'nde aldığı eğitimin kalitesine değinen Groupore, sözlerini "Burada Uluslararası İmam Hatip Lisesi'nde dünyanın birçok Müslüman ülkesinden öğrenciyle birlikte eğitim görüyoruz. Bu açıdan İmam Hatip Lisesi'nde aldığımız eğitim bize farklı insanlarla tanışma imkanı da sağladı ve ümmet bilincini kazandık. Burada sadece kendimiz için değil bütün İslam alemine faydalı olmanız gerektiğini öğreniyoruz. Kişisel olarak da burada aldığım Kur'an-ı Kerim, hadis dersleri ve hitabet Gana'da yürüttüğümüz tebliğ faaliyetlerine büyük katkı sağladı." şeklinde tamamladı.