İbrahim Sevgili / DOĞRUHABER

Amerikan işgalindeki Afganistan`da Kur`an kursu bombalandı. Afganistan Hava Kuvvetleri`nin önceki gün ülkenin kuzeyindeki Kunduz vilayetinde düzenlediği hava saldırısında şehit olanların sayısı 100'e yükseldi. Daşt-i Arçi Kaymakamı Nasruddin Sadi, Hava Kuvvetleri`ne ait uçağın, ilçedeki medreseyi bombalaması sonucu çoğunluğunu sivillerin oluşturduğu 100 kişinin şehit olduğunu açıkladı. Saldırıda 50 kişinin de yaralandığını belirten Sadi, ölü sayısının artmasından endişe duyulduğunu ifade etti. Sadi, saldırının medresede hafızlığı bitirenler için yapılan mezuniyet töreni sırasında düzenlendiğini söyledi. Törene Taliban liderlerinin de katıldığını öne süren Sadi, ölenler arasında örgütün önde gelen isimlerinin de bulunduğunu iddia etti. Görgü tanıklarından Hacı Nabi, 500 kişinin katıldığı mezuniyet töreni sırasında düzenlenen saldırıda yaklaşık 50 sivilin şehit olduğunu öne sürse de başka kaynaklar kurbanlar arasında çok sayıda çocuk ve sivilin olduğunu ifade etmekte.

“ÖLÜ SAYISI RESMİ RAKAMLARDAN ÇOK DAHA FAZLA”

Taliban sözcüsü Zebihullah Mücahid, ölü sayısının resmi rakamlardan çok daha fazla olduğunu ve toplantıda hiçbir mensuplarının bulunmadığını ifade etti. Zebihullah Mücahid, “Sivilleri bombalamak ve onların mücahit olduğunu söylemek Amerika ve kölelerinin alışkanlığı. Sivillerin ölümünden ve dinin tahkir edilmesinden sorumlu olanlar adalete teslim edilecek” açıklamasında bulundu. Öte yandan sivilleri hedef alan bu saldırı, Afgan hava kuvvetleri tarafından ilk kez düzenlenmiyor. Geçtiğimiz günlerde de ülkenin güneyindeki Kandahar ilinde Afgan hava kuvvetlerine ait uçaklar tarafından düzenlenen saldırıda en az 19 sivil yaşamını yitirmişti.

Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM) Başkanı Abdulkadir Turan

“BURADAKİ ASIL MESELE BARIŞIN VURULMASIDIR”

Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM) Başkanı Abdulkadir Turan, gazetemize yaptığı açıklamada, Afganistan`daki bu saldırının bir Amerikan provokasyonu olduğunu belirtti. “Burada bir barış hazırlığı var. Gerek Taliban gerek Kabil hükümeti savaştan yorulmuş, anlaşmak istiyor.” diyen Turan, şöyle devam etti; “Fakat belli ki dış güçler araya girerek araya kan koyarak iki taraf arasında zaten var olan yarayı daha fazla büyüterek bu barışın oluşmasını engellemek istiyorlar. Buradaki asıl mesele barışın vurulmasıdır. Barış sürecinin sekteye uğratılmasıdır. Kabil hükümeti yakın bir dönemde Taliban`a şartsız anlaşma teklif etti. Taliban da barıştan yana ama dış güçlerin varlığından dolayı rahatsızlar. Onlar çekilmedikçe böyle bir barışın kalıcı olmayacağını düşünüyorlar.” şeklinde konuştu.

“AMERİKA BARIŞ SÜRECİNİN DEVAM ETMESİNİ İSTEMİYOR”

Afganistan`da süren barış görüşmelerini Endonezya, Pakistan ve çevre ülkelerin desteklediğini ifade eden Turan, “Burada açıkçası aynı Suriye`de olduğu gibi Amerika dışında bir barış süreci başlamış. Amerika bu kendi dışında başlayan barış sürecinin devam etmesini istemiyor. Bunu engellemeye çalışıyor. Amerika Kabil`in hava kuvvetleri üzerinde etkili. Bunları istediği gibi yönlendirebiliyor. Özellikle siviller katlediliyor. Gaye burada daha çok kanın akması. Ve barışın imkânsızlaşmasıdır. Bir de Amerika burada karışıklık, istikrarsızlık istiyor. Bundan nemalanıyor. Burası istikrara kavuştuğu zaman Amerika`nın burada işi kalmayacak. Dolayısıyla Amerika daha fazla kalabilmek, Afganistan üzerindeki etkisini daha fazla sürdürmek için buranın kan revan içerisinde kalmasını istiyor. Bunun için kan davasını sürdürecek eylemler yaptırıyor Kabil hükümetine.” ifadelerini kullandı.

İnsan Hakları Cemiyeti Genel Başkanı Av. Mehmet Karadağ

“BU İŞ AMERİKA`YA DAYANIYOR”

İnsan Hakları Cemiyeti Genel Başkanı Av. Mehmet Karadağ, Amerikan işgali altında inleyen Afganistan`daki bu katliamla ilgili gazetemize açıklamalarda bulundu. “Bu ilk katliam değil, son da olmayacak. Çünkü Amerika bunu bir politika olarak, hedef gözeterek, bir strateji doğrultusunda yapıyor.” dedi. İşgalci Amerika`nın kurduğu Afgan Hava Kuvvetleri tarafından yapılmış bile olsa, bu işin Amerika`ya dayandığını belirten Karadağ, “Kim tarafından yapılmış olursa olsun bu bir katliamdır, vahşettir. Bunun hiçbir mazereti, geçerli bir nedeni olamaz. Bu uluslararası bir mesele olarak ele alınmalı. O şekilde değerlendirilip uluslararası bir tepki ortaya konulmalı.

“ULUSLARARASI KURULUŞLARIN HİÇBİR YAPTIRIM GÜCÜ YOK”

Uluslararası hukuk ve uluslararası kuruluşların hiçbir yaptırım gücünün olmadığını ifade eden İnsan Hakları Cemiyeti Genel Başkanı, “Maalesef bu konuda Birleşmiş Milletler(BM) aklımıza gelse de şu ana kadar BM Amerika`nın müdahil olduğu olaylarda hiçbir adım atamamıştır veya atmamıştır. Çünkü Amerika veto yetkisine sahip BM Güvenlik Konseyi`nin beş daimi üyesinden biridir. Haliyle BM`nin bu konuda bir adım atması beklenemez. Şu ana kadar da böyle ciddi bir tepki olmamıştır. Uluslararası hukukun veya uluslararası kuruluşların yaptırım gücü de bu noktada maalesef yok. O zaman aklımıza şu geliyor; bu tip toplu katliamlar genellikle İslam ülkelerinde, halkı Müslüman ülkelerde meydana gelmekte. Caydırıcı bir güç ortaya konulmadıkça, -uluslararası olması gerekiyor bunun- bu tip saldırıların pervasızca yapılacağı ve devam edeceği anlaşılıyor. Olayı gidip araştırmak, failleri tespit etmek, tarafsız bir şekilde kamuoyuna duyurmak ve yaptırım uygulamak noktasında maalesef İslam coğrafyası özellikle korumasız, hamisiz bir durumdadır. Buna yönelik çabalar, çareler geliştirilmelidir.” şeklinde konuştu.