• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...
israilin mülteci politikası ve çelişkiler
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mustafa Karakaş/Haber+analiz

Afrika`nın çeşitli bölgelerinden gelen ve işgal rejimine sığınan siyahi Yahudilerin ırkçı Siyonistler nezdinde bir değeri yok. İsrailliler sayısı 37 bin civarında olan mültecilerin işgal topraklarından ayrılması için işgal çetesine baskı uyguluyordu. İşgal rejiminin başbakanı Benyamin Netanyahu, bu baskıdan dolayı Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ile bir anlaşma yaptı. Anlaşmaya göre 16 bin 250 Afrikalı sığınmacı Batılı ülkelere sığınabilecekti. Ne var ki ırkçı Siyonistlerden gelen yoğun baskı ile bu plan uygulanmadan Netenyahu tarafından iptal edildi. Zira ırkçılar anlaşma ile israilde kalacak 20 bin civarında mültecinin sayısını çok buldu ve tüm siyahilerin bu toprakları terk etmesi gerektiğini savunuyor.

Görünen o ki siyahilere yönelik net bir devlet politikası çizilememiş. Devlet iki kara plandan hangisini kabul etmekte zorlanıyor. Daha doğrusu Siyonist taban planın en ucuz ve en karasında ısrarlı. En kara plan siyahilerin Afrika ülkelerine satılmasını öngörüyor ama biz bu haberin içindeki çelişkilerden biraz bahsetmek istiyoruz.

Haber kendi içinde o kadar çok çelişki barındırıyor ki… Say say bitmez.

En büyük çelişki şüphesiz Batılı ülkelerin 16 bin 250 mülteciyi almayı kabul etmesidir. İşgal rejimini rahatlatmak için israildeki mültecilerin yüzde 44`ünü topraklarına kabul eden Batılı ülkelerin Suriyeli mültecileri topraklarına almamak için AB yasalarınca kaldırılmış olan sınırları (mülteci geçişlerini engellemek için) tekrar aktifleştirmesi, dikenli tellerle bu geçişi engellemeye çalışması unutulmuş değil. Özellikle Doğu Avrupa ülkelerinin mültecilere yönelik saldırgan devlet politikası hala güncel bir şekilde uygulanmakta... Keza İtalya`nın mülteci teknelerini batırması, binlerce mülteciyi denizlerde katletmesi de hafızalardan silinmiş değil.

Şüphesiz israilin siyahileri göç ettirmek istemesindeki en büyük çelişki ise kendisinin o topraklardaki gasıp(işgalci) durumudur. Kendisine ait olmayan topraklara gelen siyahiler için “sizi burada istemiyoruz” iddiası hem acı hem gülünçtür. Acıdır; zira orası Yahudi toprağı olmadığı halde kendilerinde tasarruf hakkı buluyorlar. Gülünçtür; çünkü kendileri de o topraklara izinsiz yerleşen siyahi Yahudilerin durumundadırlar ve oradan bir göç ettirilme hadisesi yaşanmalı ise önce beyaz ırkçılar göç ettirilmelidir.

İsrailin bu mültecileri Ruanda ve Uganda`ya pazarladığı; mültecilerin bu ülkelerce kabulünün sağlanması durumunda bu devletlere kişi başı ödemede bulunulacağı ve bu mültecilerin kamplarda yaşamaya zorlanacağı önceki günlerde ajanslara düşmüştü.

Aslında insan ticareti olan bu durum yapana “devlet” dendiği için uluslararası kamuoyunda tepki çekmiyor.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir