Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Adıyaman Şubesi tarafından, "Eğitim Sendikacıları Adıyaman Buluşmaları" çerçevesinde program gerçekleştirildi.

Programa konuşmacı olarak katılan Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, coğrafyaları üzerindeki olaylara magazin gibi bakamayacaklarını söyledi.

Yalçın, "Coğrafyamız yeniden dizayn ediliyor. İngilizlerin burada taksimat yaptığı bir zeminden yeni bir zemine geldik. Küresel emperyalizmin aktörlüğünü yapan ABD başkanlığında bu coğrafyada yeniden açık operasyon yapılıyor. Olanı biteni bir magazin gibi göremeyiz, magazin gibi adlandıramayız. 1897 Basel'deki Yahudi toplantısını bilir, imkân sahibi Yahudilerin bir araya toplanarak Filistin coğrafyasına yerleşme ve yeni bir devlet kurma, yüzyıllık plan içerisinde vadedilen topraklara ulaşma noktasındaki stratejik hedefini anlamazsak, 1917'deki Balfour Deklarasyonu ile İngilizlerin Filistin'i onlara teslim edişini, bu coğrafyaya ilişkin yüzyıllık sancının noktasını görmezsek o zaman biz bu coğrafyada olup biteni magazin gibi görüyoruz, anlık yaşıyoruz, duruma göre pozisyon alıyoruz, durum geçtikten sonra her şeyi unutuyoruz demektir." dedi.

"Bu coğrafyada bir virüs yerleştiğinde onu tanıyan ilk Müslüman ülke Türkiye oldu"

"Hiçbir şey tesadüf değildir. Hedef, 50 yıl sonra orada bir devlet kurmaktı." diyen Yalçın, "Yüzyıl sonra Nil ile Fırat arasında 'arz-ı mevud'a ulaşmaktı. Onun için israil, bayrak diye çizdiği şeyin üstüne ve altına iki mavi çizgi çizerek ortaya siyonist yıldızını koydu: Nil ve Fırat. 51 yıl sonra bölgede devlet ilan ettiler, bir yıl gecikme ile. Narkoz etkisi, kendinden geçmek, ruhunu kaybetmek diye onun için söylüyorum. 51 yıl sonra 1948'de bu coğrafyada bir virüs yerleştiğinde onu tanıyan ilk Müslüman ülke Türkiye oldu. Narkoz bu. Bunu yapan, zamanında İsmet İnönü idi. Bu, milletin kendinden geçişi ve celladına gülümseyişi gibi bir şey. Nil ile Fırat arasında Türkiye'nin önemli bir kısmı var. Yüzyılda gerçekleşmedi bu durum. 1987'de Kudüs'ü başkent ilan ettiler. Çünkü 50 yıl sonra kurulacak, yüzyıl sonra ulaşılacak, Kudüs başkent ilan edilecek, Mescid-i Aksa yıkılacak ve 'siyon mabedi' yapılacak." ifadelerini kullandı.

"ABD'nin amacı Kudüs'ü siyonistlere başkent yapmaktı"

Emperyalist ABD'nin Kudüs üzerinde oynadığı oyunlara dikkat çeken Yalçın, şunları söyledi: "1995'ten beri ABD, Kudüs'ü israile başkent yapmaya çalışıyor. Bill Clinton da Obama da Bush da aynı hayali cümleleri kullanageldiler. Balfour Deklarasyonu'nun yüzüncü yılında ABD tarafından başkent ilan edildi, senatoda onaylandı. Bunu görmek durumundayız."

"İçimizdeki lejyonerler gidip Amerika'daki Yahudi kuruluşundan ödül aldılar"

Yalçın, 28 Şubat üzerinden kartel medyasına yüklenerek, "28 Şubat'ı gerçekleştiren içimizdeki lejyonerler gidip Amerika'daki Yahudi kuruluşundan ödül aldılar. Tetikçi karargâh medyası o dönemde yemlendi. Dinç Bilgin 28 Şubat Araştırma Komisyonu'na gidip bilgi verdiğinde şu cümleyi kullandı: Çok iyi servet yaptım o dönemde ama içine haram karıştı, kaybettim. Çünkü kamu bankalarından karşılıksız verilen kredilerin tamamı 20 şirket arasında dağıtıldı ve medya şirketleri onları olduğu gibi kaptı." şeklinde konuştu.

"6-8 Ekim olayları burayı Suriye yapma çabalarıydı"

17-25 Aralık ve 6-8 Ekim olaylarına da değinen Yalçın, "6-8 Ekim olayları burayı Suriye yapma çabalarıydı." dedi.

"İktidarın şehvetine yenik düşmeyin"

AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner de "İnsanın yaşadığı her yerde sorunlar vardır ama şunu size salık verebilirim: Hamd ve şükür makamındayız. Geçmişte azdık ama birbirimizi çok sever ve sayardık. Şu an iktidarla sınanıyoruz, sayısal çokluğunuz ile böbürlenmeyin! Cenab-ı Allah, 'Biz onlara yeryüzünde iktidar verdiğimizde onlar mütevazı idiler.' diyor. Sakın kibre yenik düşmeyin, sakın gururlanmayın, sayısal çokluğunuzla övünmeyin! İktidarlar ve ömürler gelip geçicidir. İktidarın şehvetine yenik düşenler kaybederler, bu dünyada da öte dünyada da kaybederler. İktidar da bir sınanma alanıdır, güç ilişkileri sınanma aracıdır." ifadelerini kullandı.

"İktidar üzerinden kişisel nüfuz elde etme en büyük yanlışlardandır"

İktidar üzerinden kişisel nüfuz elde etmenin en büyük yanlışlardan biri olduğuna dikkati çeken Metiner, sözlerini şöyle tamamladı:

"Dünyevi makamlar bizlere emanettir. Milletvekilliği, belediye başkanlığı makamı bize emanettir. Biz yalnızca davamıza hizmet etmek için varız. Başka kutsalımız olamaz bizim. Hiç kimsenin adamı olamayız, kimsenin peşinden gidemeyiz. Biz baki olan bir davanın neferleriyiz. Halka hizmetin dışında da hiçbir şeyi esas alamayız. Hiçbirimiz, hiç kimse, unvanı ve makamı ne olursa olsun, bu milletin üstünde değildir. Bu milletten daha değerli değildir. Büyük cihadı unutmayınız, harpler küçük cihatlardır. Asıl büyük cihatlar nefislerle yapacağımız cihatlardır. Eskiden azdık, parasızdık, yoksulduk, imkânsızlıklar içindeydik ama çok samimiydik, birbirimize bağlıydık. Birimize makam teklif edildiğinde öteki kardeşimizi adres gösterirdik. 'O bizden daha layıktır.' derdik. Şimdi nerede? Başka kardeşimizin aleyhinde biri konuştuğu zaman 'Gıybet etme!' derdik. Gıybet, manevi bir illettir. Şimdi iftiralar bize yetmiyor. Onun için iktidarın büyük bir nimet olduğunun elbette farkına varacağız. İktidarı elimizde tutmanın da ne kadar gerekli olduğunu unutmayacağız ama nefsimize yenik düşersek, iktidarın şehvetine yenik düşersek, kendimizi yeryüzünde yürüyen ilahlar gibi görürsek, halkımıza tepeden bakarsak, birbirimize afra tafra yaparsak, birbirimizin koltuğunu elde etmek için birbirimizin gözünü oyarsak kaybederiz."

Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Şube Başkanı Ali Deniz ise sendikanın kurucu başkanı Mehmet Akif İnan'ın, "Bir yol ayrımındayız. Bir tercih yapmak durumundayım. Tarihi misyonumuzu hatırlayarak, evrensel bildirimin etrafında toplanacağız.' sözlerini hatırlatarak, sorumluluk alıp sivil toplum faaliyetlerini yürüttüklerini kaydetti. (Cemil Özdaş - İLKHA)