• DOLAR 32.455
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...

 

ANKARA

Çin'in tarihi İpek Yolu'nu yeniden canlandırmayı hedefleyen ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından 2013'te açıklanan Kuşak ve Yol Girişimi'ne yönelik altyapı yatırımları hızla devam ederken, söz konusu girişimin kapsamı da genişliyor. Yaklaşık 70 ülke ve toplam 21 trilyon dolarlık ekonomileri kapsayan girişim, sınırlarını denizlere de taşıyor.

Denizyolları ve karadaki altyapı ağlarıyla Çin'in Asya, Afrika ve Avrupa ile bağlarının genişlemesi hedeflenirken Çinli şirketler, son dönemde denizaşırı ülkelerde yoğunlaşan liman alımlarıyla öne çıkıyor. Son olarak Çin'in önde gelen gemicilik ve lojistik şirketlerinden COSCO, Belçika'nın ikinci en büyük limanı olan Zeebrugge'a yaptığı 35 milyon avroluk yatırımla gündeme geldi. Çinli liman operatörü şirketlerin kapasite gelişimi 2007-2016 döneminde hızlı bir gelişim kaydetti.

DENİZ İPEK YOLU İLE PEK ÇOK ÜLKENİN ÇİN'E EKONOMİK AÇIDAN BAĞIMLI HALE GELMESİ MUHTEMEL

Clingendael Hollanda Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Çin Uzmanı Frans-Paul van der Putten, Deniz İpek Yolu'nun küresel deniz ticaretindeki Çinli şirket ve finansal kuruluşların rolünü artırırken dünya deniz ticareti bağını geliştirmeyi amaçlayan bir politika olduğunu söyledi. Çin'in denizyollarına yönelik yatırımlarının Kuşak ve Yol Girişimi'nden önce başladığını belirten Putten, Çin'in dahil olduğu liman inşaat veya modernizasyon projelerinin doğrudan yatırımlar yerine kredilerle finanse edildiğini ifade etti.

Putten, Deniz İpek Yolu'nun küresel ticarete etkisine değinerek,

"Deniz İpek Yolu, deniz ticaret modellerinin coğrafyasını değiştiriyor ve gelişmekte olan birçok ülkenin küresel ticaret sistemine entegrasyonunu artırabilir. Bu yol, küresel ticaret hacmini artıracaktır. Bu süreçte pek çok ülkenin Çin'e ekonomik olarak daha bağımlı hale gelmesi muhtemel." dedi.

TÜRKİYE'NİN COĞRAFİ KONUMU ÇOK BÜYÜK BİR POTANSİYEL BARINDIRIYOR

Çinli firmalarının Türkiye'deki yatırımlarına da işaret eden Putten, şöyle devam etti:

"COSCO liderliğindeki bir Çin konsorsiyumu, Kumport Limanı çoğunluk hissesine sahip. Bu katılım, şirketin Doğu Akdeniz'deki varlığının ana odağı olan Pire'deki faaliyetlerinin destekçisi görünmekte. Daha uzun vadede, Türkiye'nin coğrafi konumu çok büyük bir potansiyel barındırıyor. Bu, Çin ve AB arasındaki güney demiryolu koridorunda kilit bir unsur. Türk limanları, bu demiryolunu Akdeniz ve Karadeniz denizyollarını bağlayarak güçlendirebilir. Hindistan ve Körfez bölgesini Türkiye üzerinden AB'ye bağlayan başka olası demiryolu koridorları da olabilir. Ancak bu uluslararası demiryolu koridorları geliştirilmeye devam ediyor ve şu anda Türkiye ile AB arasındaki siyasi gerilimler bu süreci engelliyor."

TÜRKİYE DE DENİZ İPEK YOLU'NUN BİR PARÇASI

İngiltere merkezli denizcilik araştırma ve danışmanlık şirketi Drewry Kıdemli Analisti Neil Davidson de Çinli şirketlerin Kuşak ve Yol Girişimi'ni desteklemek için jeopolitik bir motivasyonu olduğunu, aynı zamanda bu girişimin şirketler için finansal bir anlamı bulunduğunu söyledi.

Çin'in denizyollarına yönelik yatırımlarını yoğunlaştırmaya yaklaşık 10 yıl önce başladığını dile getiren Davidson, son 5 yılda bu yatırımların hız kazandığını ifade etti. Davidson, şöyle konuştu:

"Cosco, China Merchants ve SIPG gibi üç ana Çinli firmanın yaklaşık 40 denizaşırı limana yönelik ilgisi var. Deniz İpek Yolu'nun küresel ticareti ne ölçüde kolaylaştıracağı bilinmiyor ama elbette ticareti artıracaktır. Altyapı sağlayarak ticaretin kolaylaştırılmasına yardımcı olacaktır."  

Çinli şirketlerin Hint ve Atlantik Okyanusu ile Akdeniz'in yanı sıra Latin Amerika ve Afrika'da da alımlar yaptığını kaydeden Davidson,

"Türkiye de Deniz İpek Yolu'nun bir parçası ve asıl faydası, limanlara yapılmakta olan yatırımlarla Türkiye'nin Asya ve özellikle Çin ile ticaret yapmasını sağlamasıdır" dedi.

AA