Şahin: Çanakkale`deki ümmet ruhuna muhtacız
Partisinin Kahramanmaraş il kongresinde konuşan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Şahin, "Çanakkale, emperyalist İslam düşmanı dünyaya, yenilgi yaşatmış bir zaferdir. O zaferin elde edilmesinde ortaya konulan ruha ihtiyacımız var." dedi.
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin, partisinin Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezinde düzenlenen Kahramanmaraş İl İkinci kongresine katılarak gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Çanakkale Zaferi'nin yıldönümü olduğunu hatırlatan Şahin, 18 Mart'ın bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
İslam düşmanlarının ve emperyalistlerin birleşerek İslam âlemine, Osmanlıya saldırısı ile Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlıyı parçalayarak topraklarını ele geçirmek istediği dönemlerde Çanakkale'nin kazanılmış büyük bir zafer olduğunu belirten Şahin, "Çanakkale emperyalist İslam düşmanı dünyaya, yenilgi yaşatmış bir zaferdir. Biz o dönemde canını vermiş emperyalist dünyaya set çekmiş olan, emperyalist dünyaya karşı İslam'ın zaferini yaşatmış olan o dönemde 250 bin şehidimizi rahmetle yâd ediyoruz. Rabbim onlara rahmet etsin, o zaman da yanlarına yaşadığı yenilgileri, elde ettiği zaferleri yeniden nasip etsin inşallah. O zaferin elde edilmesinde ortaya konulan ruha bu zamanda çokça ihtiyacımız var. Çünkü o İslam, iman, kardeşlik ruhu idi ve şu anda İslam ve iman ruhu merkezli kardeşliğe ihtiyacımız var." dedi.
Şahin, "Çanakkale zaferini gerçekleştiren kutlu cihadın içinde Kürtler, Türkler, Araplar, Çerkezler vardı. Bütünü ile Millet-i İbrahim, ümmet vardı. Bizler tekrardan Çanakkale Zaferini yaşatan o ruha ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz. O ruh tekrar dirilir ise adalet temelli, İslam merkezli, iman merkezli o ruh tekrar dirilir ise kardeşliği tesis etmiş olacağız. Kürt sorunu ortadan kalkmış olacak. Kürt ile Türk birlikte bu memleketi savunmuş duruma gelecek." ifadelerini kullandı.
"Adalet tesis edilirse, insanlık huzur bulacak"
HÜDA PAR olarak siyasetin merkezine insanı, mücadelelerinin merkezine ise adaleti koyduklarını vurgulayan Şahin, "Çünkü Allah, insanı değerli yaratmıştır. Yaratılışın hayatın merkezine insanı koymuştur. İnsana değer vermiştir. 'Biz insanı çok şerefli yarattık, çok değerli kıldık' diyerek insanı merkeze koymuştur. Allah-u Teâlâ insanı merkeze almış ise bizim de insanı merkeze koymamız lazım. İnsan yaşarsa devlet yaşar ve insan yaşarsa dünya yaşar orada adalet tesis olur. Adaleti mücadelemizin temeline koyduk. Çünkü Allah-u Teâlâ 'adalet' dedi. 'Muhakkak ki Allah adaleti emrediyor.' Ve peygamberlerin önüne adalet gibi bir görev koydu. Önceliklerini adalet koydu. Kitabın merkezine adaleti koydu. Tevhidin merkezine adaleti koydu. Adalet tesis edilirse, insanlık huzur bulacak, kardeşlik oluşacak, güven olacak ve gelecek sağlam temeller üzerine bina edilecek. Ama adaletten uzaklaşılır ise kardeşlik bozulur, birlik dağılır; güven, huzur kaosa dönüşür. Ve gelecek maalesef tehlikeye girer bu memlekette de uzun yıllar boyunca idarede Adalet terk edildiği için, adaletten uzaklaştırıldığı için maalesef kardeşliğimiz bozuldu. Birliğimiz dağıldı ve güven ortadan kalktı maalesef huzurumuz ve geleceğimiz tehlikeye girdi. Adalete dönmek zorundayız. Çünkü adalete dair sıkıntılarımız var sorunlarımız var adalete dair giderimiz gereken arızalarımız var." diye konuştu.
"28 Şubat sadece Gurbet Kuşları'ndan ibaret bir mağduriyet değildir; 28 Şubat'ın 'zindan kuşları' var"
28 Şubat yargısının yaşattığını mağduriyetlere dikkat çeken Şahin, "Her ne kadar birileri, '28 Şubat bitti' diyor ise de maalesef Türkiye'de 28 Şubat bitmedi. Ne sebepleri, sonuçları itibariyle ne de mağduriyetleri itibariyle bitmedi. Evet, birilerinin mağduriyetleri giderildi. Sayın Cumhurbaşkanının katılımı ile galası gerçekleştirilen Gurbet Kuşları isimli film, bu dönemde başörtüsünden dolayı okuyamamış gurbete gitmiş 28 Şubat başörtü mağdurlarını anlatıyordu. Evet, bu hafızanın bu şekilde canlı tutulmuş olması çok önemli fakat 28 Şubat, 'başörtülerinden dolayı gurbette okumak zorunda bırakılmışlardır' mağduriyetinden ibaret bir darbe ve mağduriyet değildir. 28 Şubat sadece Gurbet Kuşları'ndan ibaret bir mağduriyet değildir; 28 Şubat'ın 'zindan kuşları' var. Cumhurbaşkanının ifadesi ile halen 20 yıldır orada çürüyen kardeşlerimiz vardır. Zindanlarda 600'e yakın mağdur Müslümandan bahsediyoruz. Bu az bir sayı değil. Çocuklarıyla, anne babalarıyla, akrabalarıyla belki yüz binleri bulan bir mağduriyet var. Ve zindan kuşları adalet bekliyor. Zindan kuşları özgürlük bekliyor. Özgürlüklerinin sağlanmasını bekliyor. Onlar özgürlüklerine kavuşmadığı müddetçe, 28 Şubat'ın oluşturduğu tahribat onarılmadığı müddetçe 28 Şubat bitmiş değildir. Belki o dönemde gurbette okumak zorunda olan birileri milletvekili olmuş olabilir birileri bakan olmuş olabilir, birileri şu anda iktidarda olabilir ama 28 Şubat bitmemiştir. 28 Şubat'ın bitmesi için aletin tesis edilmesi gerekmektedir." ifadelerini kullandı.
"Orta sınıf vatandaş pazara gidip poşetlerini dahi dolduramıyor"
Toplumdaki ekonomik dengesizliğin gittikçe arttığını ve zenginlerin iktidara yanaşması ile daha zengin; orta kesimin ise vergiler ile ülkeyi ayakta tuttuğunu kaydeden Şahin, "Türkiye'nin belki yüzyılda zor ele geçireceği fırsatlar var. Şehirler, ilçeler yeniden kuruluyor. Güzel bir gelişme ancak kurban ediliyor. Çarpık kentleşmeye, plansız şehirleşmeye kurban ediliyor. Cumhurbaşkanının şikâyet ettiği 'Biz İstanbul'a ihanet ettik.' dediği meseledir bu. Ama İstanbul'a devam ediyorlar. Kazlıçeşme'de katsayıları imarda geçen kat sayısından fazla olan o yapıları traş edemediler. Ekonomide sıkıntılarımız var. Hayat pahalılığı gittikçe artıyor. Orta sınıf vatandaş bırakın alışveriş merkezlerine gidip de sepetleri doldurmayı, pazara gidip poşetlerini dahi dolduramıyorlar. Orta sınıf vatandaş ayda bir kasabın kapısından içeri girebiliyor. Maalesef pahalılık gittikçe artıyor. Vergi yükü orta sınıf vatandaşın üstüne bindiriliyor." diye belirtti.
"Devlet, orta sınıf vatandaşın cebine gözünü dikmiş"
Asgari ücretli bir vatandaşın aldığı asgari ücretten vergi alınmaması yönünde karar alındığını ancak henüz uygulanmadığını söyleyen Şahin, "Açlık sınırında olan asgari ücretten vergi alınıyor. Devlet, orta sınıf vatandaşın cebine gözünü dikmiş. Bir taraftan, nasıl verdiğimi geri alabilirim düşüncesinde, bir taraftan da şans oyunları ile vatandaşın cebine gözünü dikmiş. Bir bakan, şans oyunlarını cazip hale getireceğini, söyledi. Bu tür şans oyunlarını orta sınıf vatandaş oynuyor. Çocuklarının ve ailesinin rızkını at yarışları ve şans oyunlarına yatıran vatandaşı bundan alıkoyması gereken devlet, şans oyunlarını cazip hale getireceğiz, diyerek vatandaşın cebine göz dikmiş." değerlendirmesinde bulundu.
"Sosyal durumumuz iyi değil"
Hükümetin yanlış politikaları neticesinde toplumda ahlaki yozlaşmanın arttığını vurgulayan Şahin, şunları söyledi: "Sosyal durumumuz iyi değil. Ahlaki yönüyle, inanç yönüyle, aile yönüyle, gençler yönüyle değinilmesi gereken bir konu. Gençlerimiz uyuşturucun eline düşmüş. Uyuşturucu kullanımı gittikçe artıyor. Küçük bir ilçede uyuşturucu kullanan gençlerin sayısı 5 bin bazlarında ise 20 bine ulaşmış. Cezaevleri dolmuş. 2014'te 55 bin kişi iken 2016'da bu rakam 255 bine çıktı. FETÖ darbesi ile bir alakası yok. Ve bunlar reel rakamlar değil. Bu rakam dışarıda tutuksuz yargılananlar ile beraber milyonları buluyor. Toplum sürekli suçlu üretiyor. 2014'te antidepresyon ilaçlara yazılan reçetelerin sayısı 39 milyon iken 2015'te 44 milyona çıkmış. Türkiye'nin ruh sağlığı da iyi değil. Ama maalesef buna yönelik bir çaba bir ıslah, bir onarım da görmüyoruz. Bilakis bunları arttıracak, aileyi yıkacak düzenlemeler yapılıyor. Zina kanunu bunlardan bir tanesi idi. Cumhurbaşkanı itiraf etti. 'Avrupa Birliği yasası çerçevesinde çıkarılan zina kanunu konusunda yanlış yaptık.' dedi."
Şahin'in konuşmasının ardından kongreye geçildi. Kongrede mevcut il başkanı Nusreddin Üdürgücü tekrarda il başkanı seçilerek güven tazeledi. (Cemil Özdaş - İLKHA)