• DOLAR 34.51
  • EURO 36.494
  • ALTIN 2909.038
  • ...
HÜDA PAR`DAN gündeme dair önemli değerlendirmeler
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) kamuoyuyla paylaştığı gündem değerlendirmesi...

NURETTİN YILDIZ ÜZERİNDEN  YAŞANAN TARTIŞMALAR

İki haftadır Nurettin Yıldız hoca üzerinden bir tartışma yaşanmaktadır. İslam dininin kaynakları olan Kur`an ve Sünnet ile Hulefa i Raşidinin uygulamaları sağlam bir şekilde ortadadır.

Yaşanan tartışmalar öncelikle İslam`a ve ilmi şahsiyetlere zarar vermektedir. Sürecin bir lince dönüştürülmesi  ve yargının dini şahsiyetler aleyhine sopa olarak kullanılması kabul edilebilir bir durum değildir. 2012, 2013, 2015 yıllarında sorulan sorulara İslam fıkhı çerçevesinde verilen cevapların cımbızlanmak suretiyle 2017 yılı sonlarında bir CHP milletvekili tarafından yargıya taşınmış ve İstanbul C. Başsavcılığı`nın 06.02.2018 tarihli takipsizlik kararı ile sonuçlanmış olmasına rağmen 8 Mart gününe denk getirilerek yeni olmuş gibi gösterilerek gündeme taşınması masum değildir. Kimin, ne amaçla, kime operasyon çektiğini, nasıl bir sürecin alt yapısının oluşturulmak istendiğini kamuoyu ciddi olarak merak etmektedir. Meselenin mecrasından çıkarılarak dava konusu yapılması devlet adına İslami özel ve tüzel kişiliklere yapılmış ciddi bir tehdit ve baskıdır. Bundan şiddetle kaçınılmalı, açılan soruşturma da derhal kapatılmalıdır.

Dinin devletin kontrolüne alınması, İslam dinine verilebilecek en büyük zarardır. İlmi yeterlilik noktasında salahiyet sahibi her âlim, İslam adına konuşma hak ve yetkisine sahiptir. Bunun için bir makamdan, bir merciden izin almasına gerek yoktur. İslam adına konuşma yetki ve salahiyetinin Diyanete veya ilahiyat Fakültelerine hasredilmesi, İslam`ın özüne ve İslam ahkâmına terstir. Dinin tekelleşmesi ve siyasetin boyunduruğuna alınmasıdır. Bu nedenle devletin dini kontrolüne almasına müsaade edilmemelidir.

Nurettin Yıldız`ın beyanları muhtelif konularda ve muhtelif zamanlarda vermiş olduğu fetvalardan ibarettir. Bu fetvalara uymak veya uymamak, mükelleflerin ihtiyarında olan bir husustur. Bağlayıcılık veya müeyyide ifade etme hususu, tamamen mükelleflerin dini hassasiyetlerinin ve hür iradelerinin neticesinde oluşacak bir durumdur. Bu hususun siyasi, dini veya resmi bir krize dönüştürülmesi su-i niyettir. Bu durum, İslami yapıları ve dini şahsiyetleri devlete göre fetva ve beyanlar vermeye icbar etmektir. İslam itikadının ve şer-i ahkâmın bu durumu hoş görmesi ise mümkün değildir.

SİYASET KURUMUNDA FIRSAT EŞİTLİĞİ

Seçim ittifakı kanunu olarak da adlandırılan 26 maddelik teklif, TBMM`de genel kurulundan geçerek kanunlaştı.

İki siyasi partinin kendi parti menfaatlerini merkeze alarak anlaştıkları ittifak torba yasasında asıl olması gereken hususların yer almaması kamu açısından ciddi bir kayıptır. Türkiye seçim mevzuatında fırsat eşitliğinden söz edilemez. Bu durum, ciddi halk kitlelerinin mecliste temsil edilmekten mahrum kalmasına neden olduğu halde iktidarın iki gayr-ı resmi ortağı, bunu düzeltmeyi göze alamadılar.

Halen fiili olarak yürürlükte olan parlamenter sistemin tek sıkıntısı yönetimde istikrar değildir. Bununla beraber temsilde adaletin sağlanamaması, siyasi partiler arasında adil rekabet şartlarının olmaması da mevzuatın düzeltilmesi gereken hususlardır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirilmesinin en önemli gerekçesi malum olduğu üzere yönetimde istikrarın sağlanması idi. Dolayısıyla yeni sistemde yönetimde bir istikrarsızlıktan söz edilemez. Yeni yasada bu sorunların giderilmesine yönelik bir düzenlemenin olmaması büyük bir eksikliktir.

Umumun maslahatının partilerin maslahatına kurban edilmesi anlamına gelen bu düzenlemelerle temsilde adalet ve kamu maslahatı parti çıkarlarına kurban edilmiştir. Adaletin tahakkuku ve fırsat eşitliğinin sağlanabilmesi için seçim barajının yeniden ele alınması ve sıfırlanması gerekir. Zira şimdi artık yönetimde istikrar gibi bir sorun kalmamıştır.

Türkiye`de siyaset, çok pahalı bir uğraştır. Siyasi partilerin siyaset üretebilmeleri ve kitlelerin taleplerini siyaset alanına taşıyabilmeleri, hazine yardımı olmaksızın neredeyse mümkün değildir. Siyasi partilere yeterli düzeyde ve hakça mali yardım yapılması anayasanın amir hükmüdür. Buna rağmen sadece meclisteki partilerin hazineden yardım alabilmeleri büyük bir adaletsizlik, halkın iradesine konulmuş bir ipotektir. Partilerin hazine yardımından yararlanma şartları yeniden düzenlenmesi ve seçime girme yeterliliğine sahip partilerin bu yardımdan faydalanması adaletin gereğidir.

HÜDA PAR GENEL MERKEZİ

Bu haberler de ilginizi çekebilir