"Savaş mağduru mazlum kadınların sesi olmak çabasındayız"
HÜDA PAR İstanbul İl Başkanlığı Kadın Kolları tarafından "Mazlum Coğrafyanın Unutulmuş Kadınları" temalı fotoğraf sergisi açıldı.
Dünyanın birçok yerinde zulme uğrayan, sıkıntı çeken ve savaş mağduru olan kadınların sesi olmak, yaşanan acılara dikkat çekmek amacıyla HÜDA PAR İstanbul İl Başkanlığı Kadın Kolları tarafından "Mazlum Coğrafyanın Unutulmuş Kadınları" temalı fotoğraf sergisi açıldı.
Fatih Aksaray Metro Çıkışında düzenlenen fotoğraf sergisiyle ilgili basın açıklaması yapan HÜDA PAR İstanbul Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Esra Türk, savaş mağduru mazlum kadınların sesi olamaya çalıştıklarını söyledi.
Batı uygarlığının kadını sömürdüğüne dikkat çeken Türk, "Geçtiğimiz günlerde 'Dünya Kadınlar Günü' adı altında birçok kampanyalar, etkinlikler ve kutlamalar yapıldı. Bu kutlamalar yapılırken dahi sömürülen, zulüm ve haksızlık sonucu ezilen kadınların acı çekmeleri devam etti. Dünya nüfusunun yüzde 50'sini, yeryüzündeki toplam iş gücünün üçte ikisini kadın oluşturuyor. Kadına hakkını verme, kadını koruma adına veya kadına eşitlik vaadi ile birçok uygulamalar yürütülmeye çalışılsa da kadının psikolojik ve fizyolojik yapısına uygun bir güvence ile kadına olması gereken saygınlık kazandırılmamıştır. Bütün bu çabalara rağmen hiçbir dönemde kadın, Batı uygarlığının şu anki durumunda olduğu kadar çok boyutlu sömürüye uğratılmamış ve saygınlığını yitirmemiştir." ifadelerini kullandı.
"Adalet ve eşitlik sloganları kadına hakkını vermiyor"
Kadına yönelik artan şiddet olaylarına da değinen Türk, "Adalet, eşitlik sloganları ile kadınlar, sürekli güçlerinin üzerinde bir yüke, duygusal ihtiyaçlarının dışında bir hayata sürüklemektedir. Bugün yeryüzünde her üç kadından biri şiddetin değişik hallerine maruz kalmaya devam ediyor. Gerek ev içinde gerekse kamusal alanda kadına karşı şiddet ortadan kaldırılabilmiş değildir. Bugün ne yazık ki ülkemizde de yapılan birçok girişimlere rağmen, kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve kadın cinayetleri oranı gün geçtikçe artmaktadır. İnsan hakları evrensel bildirgesi ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış bulunan kadının, insani haklarını tanımak, geliştirmek ve en önemlisi kadına yönelik şiddeti önlemek siyasi iktidarın sorumluluğundadır." dedi.
İnsanlık manevi buhran geçiriyor
Kadını koruma ve gözetme adına geliştirilen geçici çözümler kadını korumak yerine hedef tahtasına oturttuğunu söyleyen Türk, "Kadının horlanması, ezilmesi ve aşağılanması ile rant elde edenlere malzeme oluşturan medya sektörü, birer sömürü şebekesi olup kadının onurunu ve haysiyetini kemirmektedir. Manevi buhranlar içerisinde bulunan toplum, helal sınırlarını zorlayan kadın ve erkeklerin tatminsizliği, sıradanlaşan sadakatsizlik, merhamet eksikliği ve anlayış niteliklerinin yitirilmesi, insanların tamamını canavarca bir saldırganlığa maruz bırakmıştır." şeklinde konuştu.
Savaş acıları katmerleştirdi
"Dört bir taraftan uğradığı saldırıların yanı sıra, İslam ülkelerinin birçoğunda yaşanan savaş ve kaoslar kadını akla hayale gelmeyecek zorluk ve sıkıntılarla karşı karşıya getirmiştir. diyen Türk, daha sonra şunları kaydetti:
"Savaş erkek kadın her birey için ciddi bir sıkıntı sebebi iken kadın ve çocuklar için bir yıkım haline gelmektedir. Savaş ortamlarında ölümden kaçan kadınlar ve çocuklar daha büyük musibetlere duçar olmuştur. Hali hazırda tam bir iç kaosa dönüşen Suriye sahasında kadınlar savaşın ilk gününden bu yana, acılarla boğuşmakta ve bu acılar her geçen gün katlanmaktadır. İşkence, zulüm saldırı ve tacizlerle ölümü arzular hale gelmişlerdir. Kadınların özgürlüğü için her türlü çığırtkanlığı yapan kadın hakları savunucuları, feministler, nedense dünyanın gözleri önünde, hayalleri düşünceleri gelecekleri ve namusları tutsak edilmiş milyonlarca Müslüman kadının dramı karşısında dut yemiş bülbül gibi sus pus olmuş durumdadırlar."
Türk son olarak, "HÜDA PAR İstanbul Kadın Kolları olarak, 'Mazlum Coğrafyanın Unutulmuş Kadınları' temalı fotoğraf sergisi ve basın açıklaması ile bu savaş mağduru mazlum kadınların sesi olmak çabasındayız. Bir başına gayretimiz onları kurtarmaya yetmeyecektir belki ancak, bu çığlıkları imkanlarımız ölçüsünde Türkiye kamuoyunun dikkatlerine sunmak istiyoruz. Yüce Allah'tan niyazımız, savaşlara karşı durdukları halde savaşların en büyük mağdurları haline gelen kadın ve çocukların mağduriyetlerinin bir an önce giderilmesi ve kurban olarak görülmekten vazgeçilmesidir" ifadelerini kullandı.
Sergiye Tesettür Seferberliği Platformu (TESSEP) da destek verdi. Platform adına açıklamalarda bulunan Sümeyye Demir, zindanlarda işkence gören, hakları gasp edilen mazlum kadınların sesi olduklarını söyledi.
"Söz aslında hiçbir zaman söz hakkı verilmeyen mazlum kadınların sözüdür." diyerek konuşmaya başlayan Demir, "Bugün hepimiz tanımadığımız ama yüreğimizde derin yaralar açan. Zulüm gören Müslüman kadınlardan biriyiz aslında! Her birimiz sesi duyulmayan, zindanlarda işkence gören kadınların sesiyiz. Onlar yürekleri yanık, 'Dünya Kadınlar Günü'nde bile modernlerin adını dahi anmadığı kadınlar. Kadın annedir, kadını hiçe saymak insanlığı hiçe saymaktır. Kadını görmezden gelmek insanlığı görmezden gelmektir, kadını hor görmek insanlığı hor görmektir." ifadelerini kullandı.
"Kadını kurtaran nesilleri kurtarır"
Emperyalistlerin kadınların en değerli faktörü olan anneliğini çaldığına dikkat çeken Demir, "İnsanlık tarih boyunca kadını koruyup değer verdikçe korunmuş onu hor gördükçe kaybetmiş ve düşüşe geçmiştir. Bugün bir tarafta insani değerleri, anneliği, emeği sömürülen kadın, diğer tarafta İslam coğrafyalarında onurlu bir hayatı yaşamaktan mahrum kalan yine kadındır. Biri modernleşmenin diğeri emperyalist niyetlerle yapılan savaşların kurbanı, biri şefkati çalınıp yozlaştırılarak annelik yapamıyor diğeri savaş mağduru olduğu için açlık, sefalet ve esaret altında kalmaktan dolayı annelik yapamıyor. Kadını kurtaran nesilleri kurtarır çünkü kadın bir neslin annesidir." şeklinde konuştu.
"Dünya ancak kadın değer görürse güzelleşir" diyen Demir, "Bizler savaşta en çok mağdur edilenin kadın olduğunu biliyoruz. Bu mağduriyet ve acıyı çeken her kadın için bizde acı çekiyoruz. Biliyoruz ki küçük çığlıklar bir araya gelince gökleri delecektir. Gelin hep birlikte sömürülen kadınların sesi olalım ve bu zulme artık yeter deyip durdurmak için çaba gösterelim." ifadelerini kullandı. (Nizamettin Aşkin- İLKHA)