"Dizilerin intihar vakıalarında etkisi var"
İntihar vakıalarındaki artışa dikkat çeken HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanı Lokman Yalçın, dizilerin bunda büyük etkisi olduğunu söyledi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ölümle sonuçlanan intihar vakaları 2015 yılında 3 bin 246 iken 2016 yılında yüzde 5,6 azalarak 3 bin 64 kişi oldu. İntihar edenlerin yüzde 76,1'ini erkekler, yüzde 23,9'unu kadınlar oluşturdu.
Konuyla ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanı Lokman Yalçın, 2016 yılında her yüz bin kişiden yaklaşık 4 kişinin, Şanlıurfa'da ise son 3 ayda yaklaşık 25 kişinin intihar ettiğini bildirdi.
2010 yılından bu yana kentte intihar vakıalarının oldukça arttığını anlatan Yalçın, bu durumun toplumdaki herkesi endişeye sevk ettiğini söyledi.
Yalçın, "Artan intihar vakıaları hepimizi endişeye sevk ediyor. İntihar vakıaları şu anda herkesin endişe duyması gereken bir boyuta ulaşmıştır. Türkiye geneli hangi şehre bakarsanız bakın, intihar vakıaları günden güne artıyor. Özellikle Şanlıurfa'da intihar sayıları çok korkunç bir seviyeye ulaşmış durumdadır. Son iki ay içerisinde Şanlıurfa'da 20 kişinin üzerinde vatandaşımız farklı sebeplerden dolayı bir şekilde intihar etmiştir. HÜDA PAR olarak yapmış olduğumuz araştırmalar neticesinde, özellikle Şanlıurfa'da 2008 yılından itibaren bu intihar vakıalarının artmaya başlamış durumda olduğunu gördük. 2009 yılında Şanlıurfa'da 11 kişi, 2010 yılında 5 kişi intihar etmiş. Fakat ne olmuşsa 2011 yılında bu sayı çok korkunç bir rakama ulaşmış ve 125 vatandaşımız intihar etmiştir. 2012 yılının ilk 6 ayında ise bu sayı yaklaşık 145'e ulaşmış. Bu sayı da çok korkunç bir rakamdır." dedi.
"Dizilerin intihar vakıalarında etkisi var"
Şanlıurfa'da resmi kurumların intihar vakıalarının sayısını gizlediğini ve meydana gelen intihar olaylarıyla ilgili birçok sebebin sayılabileceğini kaydeden Yalçın, şunları söyledi:
"İntihar olaylarıyla ilgili birçok sebep sayılabilir. Evlilik dışı meydana gelen ilişkiler, eğitim kurumlarımızda maneviyata yönelik müfredatımızın ve eğitim sistemimizin olmaması, uyuşturucu bağımlılığı, televizyon kanallarındaki ahlaksız dizi ve programların da intihar vakıalarında etkisi vardır. Özellikle 1990 yılından sonra çok süratli bir şekilde kırsal kesimden metropol şehirlere yönelik ciddi bir göç oldu. Bu göç esnasında gerek işsizliğin verdiği bir bunalım, gerekse hırsızlık, uyuşturucu, fuhuş çetelerinin eline düşen insanların cinnet geçirmesi ve şehir hayatına adapte olamaması da bir sebeptir. Bu sebepler de intihara sevk eden sebeplerdir."
"İnsan imarında ülke olarak iflas etmişiz"
Toplumun maneviyattan uzaklaşması nedeniyle intihar vakalarının arttığına dikkati çeken Yalçın, "Biz toplum olarak cinnet toplumu haline geldik. Bu intihar vakıalarının ana nedeni maneviyatsızlıktan, manevi programların olmamasından, toplumun maneviyattan uzaklaşmasından kaynaklanıyor. İmarda belki bazı gelişmeler olmuş ama insan imarında ülke olarak iflas etmişiz. 2000 yılından bu yana 17-18 yıldır manevi yönden çöküntü yaşıyoruz. Boşanma sayılarındaki artışa, uyuşturucu müptelası olan gençlerin verilerine baktığımız zaman toplum olarak bir felakete doğru gidiyoruz. İşsizlik, aile içi ilişkiler ve bunun gibi sebeplerden dolayı gençlerimiz cinnet geçirip, intihar ediyorlar." ifadelerini kullandı.
"İntihar vakıaları, tam manada verilemeyen maneviyat programlarından kaynaklanıyor"
Yalçın, artan intihar vakıalarının gençlere yönelik maneviyat programlarının eksikliğinden kaynaklandığını belirterek, "Ortada bir bataklık var. Faiz, fuhuş, zina, içki ve kumarın her biri bataklıktır. Maneviyatsızlığa ve intihara götüren sebeplerin başında sistem sorunu var. Bu gençlerimizi intihara sevk eden sebeplere baktığımız zaman işin başı gidip sisteme dayanıyor. İntihar vakıaları gençlerimize yönelik tam manada verilemeyen maneviyat programlarından kaynaklanıyor. İntihar vakıalarının azalması için toplumun her kesimini kapsayan bir komisyonun kurulması gerekiyor. Bu komisyonda, toplumu temelden sarsan bütün meselelerin masaya yatırılması gerekiyor." şeklinde konuştu.
"Çocuklarımızı manevi bir program içerisinde yetiştirmek zorundayız"
Gençleri ifsat edecek her türlü davranışa karşı bütün ebeveynlerin kendi çocuklarını takip etmek zorunda olduklarını söyleyen Yalçın, şu ifadeleri kullandı:
"Çocuklarımızı daha küçük yaşlarda iken İslam'ın ahlakı ile ahlaklandırmamız lazım. Çocuklarımızı manevi bir program içerisinde yetiştirmek zorundayız. Kimlerle geziyorlar, nereye takılıyorlar, arkadaşları kimlerdir? Bu konuda bütün ebeveynler kendi çocuklarını takip etmek zorundadır. Anne ve babalar ellerinden geleni eğer ki yapmazlarsa fark ettikleri zaman çok geç olacak ve iş işten geçmiş olacak. Her bir intihar vakıasını duyduğumuz zaman bizim yüreğimiz sızlıyor ve ciğerimiz yanıyor."
"HÜDA PAR olarak, bunalım ve cinnet halinde olan gençlere ulaşmaya çalışıyoruz"
Son olarak Yalçın, "Bu olayların önüne geçilmesi için topyekûn bir mücadele verilmesi gerekir. HÜDA PAR camiası olarak, gençlerimizi muhafaza etmek adına manevi programlarımız var. Uyuşturucuya bulaşmış gençleri kurtarmak adına çalışmalarımız var. Bunalım ve cinnet halinde olan gençlere ulaşmaya çalışıyoruz. Onları manevi programa dâhil edip, onların sıkıntılarıyla ilgilenip onları kurtarmaya çalışıyoruz. Bu anlamda Türkiye'de topyekûn bir mücadele verilmesi gerekiyor ve bu mücadele sivrisineği öldürmekle verilmez. Öncelikle bataklığın kurutulması lazım. Bataklık kurumadığı zaman sivrisinekler sürekli üremeye devam edecektir ve gençlerimizi intihara, uyuşturucuya ve gayri meşru birçok yola sevk edecektir." dedi. (Hüseyin Sayhar - İLKHA)