Kızıltepe`de 3 katlı bin 500 kapasiteli cami ibadete açıldı
Mardin`in Kızıltepe ilçesinde 3 katlı bin 500 kişilik kapasiteli Tepebaşı Hacı Abdal Dalgıç Camii, kılınan Cuma namazıyla ibadete açıldı.
Kızıltepe Tepebaşı Mahallesi'nde bulunan Tepebaşı Camii, eski ve yer darlığından dolayı Mayıs 2016 tarihinde yıktırılmış ve hayırsever Hacı Halil Dalgıç tarafından yapımına başlanmıştı. Yapımı yaklaşık 2 yıl süren Tepebaşı Hacı Abdal Dalgıç Camisi İl Müftüsü İsmail Çiçek, ilçe kaymakamı ve Belediye Başkan vekili Ahmet Odabaş, ilçe Müftüsü Masum Taşçı ve halkın yoğun katılımıyla ilk Cuma namazı kılınarak ibadete açıldı.
Cuma namazından önce İl Müftüsü İsmail Çiçek, camilerin ehemmiyeti ve camilerde kılınan namazın ehemmiyeti ile ilgili bir sohbet yaptı.
Ardından kısa bir konuşma yapan ilçe müftüsü Masum Taşçı, hayırsever Hacı Halil Dalgıç tarafından babası adına yaptırdığı 3 katlı bin 500 kişilik kapasiteli Tepebaşı Hacı Abdal Dalgıç Camii'ni bugün itibariyle ibadete açtıklarını resmi açılışı ise ileriki bir tarihte Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş tarafından yapılacağını söyledi.
Taşçı, "Camimizin yapımına 2016 mayıs ayında başlamıştık. Bugün itibariyle ibadete açtık. Caminin alt katını taziye evi için düşünüyorduk ama Camiye yakın bir yerde Diyanet Vakfına büyük bir taziye evi devredildi. Hem erkek hem bayan taziye evi hemen yakınında takriben 400-500 metrekarelik bir alanda cami olarak bize verildi. Onun için bundan dolayı camimizin alt katını da namazgâh olarak kullanacağız. Camimizin kapasitesi rahat bir şekilde bin 500 kişinin aynı anda namaz kılabileceği bir yerdir. Ulu camimiz tadilatta olduğundan dolayı cemaatimiz sürekli yer darlığından dolayı şikâyet ediyordu. Bu vesileyle bugün ibadete başlamış olduk." dedi.
Taşçı, son olarak şunları söyledi: "Geldiği günden beri buradaki ibadet alanları Kur'an kursları ve camilerin ihtiyaçları konusunda yardımını esirgemeyen sayın ilçe kaymakamımız Ahmet Odabaş beye Hacı Halil Dalgıç amcamıza ve çocuklarına çok teşekkür ediyoruz Allah, hayırlarını kabul etsin."
Ardından İslam'da Ticaret Ahlakı üzerine cuma hutbesini okuyan İl Müftüsü İsmail Çiçek, Mutaffifîn Suresinin 1 ve 3'üncü ayetlerini okuyarak şöyle devam etti:
"Allah Resûlü (s.a.s.) ihtiyaçlarını temin etmek için zaman zaman Medine pazarına giderdi. Alışveriş yapan insanları izler, onlarla sohbet ederdi. Yine bir gün pazar yerinde dolaşırken bir buğday satıcısı dikkatini çekti. Kuru görünen buğday yığınına elini daldırdı. Ancak çuvalın altı göründüğü gibi değildi. Parmakları ıslanan Peygamberimiz, satıcıya bu ıslaklığın sebebini sordu. Adam buğdayların yağmurdan ıslandığını söyledi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Efendimiz, 'Öyleyse insanların görmeleri için ıslak olan kısmı üste koyman gerekmez miydi?' buyurdu ve şöyle uyardı: 'Bizi aldatan, bizden değildir!'1 Aziz Müminler! Dinimize göre, kişinin bir başkasına muhtaç olmadan hayatını sürdürmesi ve aile fertlerinin nafakasını temin etmesi esastır. Bu maksatla helal ve meşru yoldan kazanç temin etmek, iş ve ticaret hayatının içinde bulunmak övgüye lâyık bir durumdur. Allah rızasının, kul hakkının ve helal-haram hassasiyetinin gözetilmediği her türlü alışveriş ise dinimizce yasaklanmıştır. Nitekim hutbemin başında okuduğum ayetlerde Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: 'Ölçü ve tartıda hile yapanlara yazıklar olsun. Onlar, insanlardan bir şey aldıklarında tam ölçüp tartarlar. Kendileri başkalarına vermek için ölçtüklerinde ise eksik tartarlar...' Kardeşlerim! İnsanlığa huzurlu, dengeli ve hakkaniyetli bir hayatın yol haritasını çizen İslam, alışveriş ve ticaret ahlâkına dair de birtakım ilkeler koymuştur. Şüphesiz ticaret ahlâkının en önemli ilkesi kazancın helal olmasıdır. Müslüman, sadece dünya kârına değil, çok daha önemli olan ahiret yatırımına ağırlık verir ve kazancına haram bulaştırmamaya özen gösterir. Yüce Allah'ın haram kıldığı şeyleri alıp satmaz. Helal olmayan yollardan servet edinmez. Haksız kazançtan, faizden, karaborsacılıktan, kamu malına el uzatmaktan ve vergi kaçırmaktan uzak durur. Ötekini yok eden, rakibini ortadan kaldırmaya çalışan tekelci ve fırsatçı bir anlayışı asla kabul etmez. Bencilliği değil, diğerkâmlığı şiar edinir. Kardeşim de kazansın anlayışıyla hareket eder. Muhterem Müslümanlar! Ticaret ahlâkının bir diğer ilkesi de doğruluk ve dürüstlüktür. Alışverişte açık sözlü ve şeffaf olmak, yalan, hile ve aldatmadan kaçınmaktır. Nitekim Peygamber Efendimiz (sas), 'Dürüst ve güvenilir tüccar, peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraberdir.' buyurmuştur. Doğru sözlü ve güvenilir bir insan olmak, mümin olmanın gereğidir. Mümin, helal kazanç uğruna ter dökerken, attığı her adımda ibadet bilinci taşır. İşte bu bilinçle hareket eden ecdadımız 'Ahîlik' geleneğini oluşturmuş, çarşı pazarlarda hukuka riayet kadar, ahlâka da uygun davranılmasını temin etmiştir. Her bir ustayı, zanaatkârı ya da tüccarı, meslekî becerilerin yanı sıra güzel ahlâk ve maneviyatla da donatmıştır. Tarihte Müslüman tüccarların ticaret ahlâkından etkilenerek İslam ile müşerref olan nice topluluk vardır."
Cuma namazı çıkışı hayırseverler tarafından cemaate ikram yapıldı. (Mehmet Aslan-İLKHA)