Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Silopi Şube Başkanı Bilal Aksoy, Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) performans değerlendirme sistemi ve sözleşmeli öğretmenlik uygulaması hakkında değerlendirmelerde bulundu.

MEB'in alelacele ortaya koymuş olduğu bu sistemin ne eğitim kalitesine ne de eğitimcilerin mesleki bilgisine katkı sunacağını belirten Aksoy, bunun, eğitim kurumlarında ortaya çıkacak birçok olumsuzluğun başlangıcı olacağına değindi.

Aksoy, "Milli Eğitim Bakanlığının tekrar gündeme getirmiş olduğu öğretmen performans değerlendirme yönetmeliği ile ilgili Eğitim-Bir-Sen olarak daha önce de karşı çıkmıştık. Bugün itibariyle de bu yönetmeliğe karşı duruşumuzu tekrar ortaya koymaktayız. Öncelikle Milli Eğitim Bakanlığının alelacele ortaya koymuş olduğu performans değerlendirme sisteminin ne eğitimin kalitesine ne de eğitimcinin mesleki bilgisine herhangi bir katkısının olmadığını özellikle vurgulamak istiyoruz. Eğitim-Bir-Sen olarak, öğretmen performansının değerlendirilmesinin yanlış olduğunu tekrar yüksek sesle dile getireceğiz, kesin bir dille karşı çıkacağız. Hangi mantıkla kalkıp da 10 yaşındaki bir çocuğa öğretmeni değerlendirirsiniz? Öncelikle bu soruya cevap verilmesi gerekmektedir. Kaldı ki sadece bölgemizde değil, Türkiye genelinde yüz binlerce okuma-yazma bilmeyen veli potansiyelimiz vardır. Bu veliler eğitiminin 'e'sinden bile anlamazken nasıl olur da öğretmeni bu velilere değerlendiriyoruz?" dedi.

"MEB'in performans değerlendirme sisteminin eğitime faydası yok"

Söz konusu sistemin eğitim açısından herhangi bir faydasının olmadığını ifade eden Aksoy, şunları söyledi: "Milli Eğitim Bakanlığının ortaya koymuş olduğu bu performans değerlendirme sisteminin ne eğitime ne eğitimciye ne veliye ve ne de öğretmene herhangi bir faydası olmadığı gibi eğitim kurumunda ortaya çıkacak birçok olumsuzluğun da başlangıcı olacaktır. Eğitim ortamında çalışma huzurunu bozacaktır ve yine eğitim ortamında ikiliğin ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Bu sonuçlar da eğitime olumsuz olarak yansıyacaktır. Yol yakınken Milli Eğitim Bakanlığına buradan çağrıda bulunuyoruz: Bu yönetmeliğin herhangi bir geçerliliği olmayacaktır, yanlış bir uygulamadır, yanlış bir karardır. Bu hatadan bir an önce dönülmesini talep ediyoruz."

"Öğretmenler, eşleri ve işleri arasında tercihe zorlanmıştır"

Sözleşmeli öğretmenlik konusuna değinen Aksoy, "Milli Eğitim Bakanlığının tekrar uygulamaya koymuş olduğu sözleşmeli öğretmenlik uygulamasında yanlış olduğunu defalarca dile getirdik. Bu uygulama daha önce tekrar gündeme getirilmiş ve uygulanmıştı. Yersiz ve gereksiz olduğu ortaya çıktıktan sonra sayın cumhurbaşkanımız tarafından ortadan kaldırılmıştır. Olumsuz sonuçları doğurmuş, mağduriyetleri ortaya çıkartmış bir uygulamanın tekrar gündeme getirilmesi eğitimcileri üzmüştür. Öğretmenler, eşleri ve işleri arasında tercihe zorlanmıştır. Sosyal medyada gördüğümüz kadarıyla birçok sözleşmeli öğretmenimiz boşanma seviyesine gelmiştir. Birçok öğretmen arkadaşımız yine eşinin hastalığı nedeniyle tayin isteyemez duruma gelmiştir ve eşinden ayrı kalmak zorunda kalmıştır. Aynı yerde, aynı ortamda, aynı işi yapanlar arasında ikilikler olmuştur ve mağduriyetler söz konusudur. Dolayısıyla öğretmen bulmakta zorluk çekilen bölgelerde öğretmen tutmanın tek bir yolu vardır. O da oradaki öğretmenlere pozitif bir ayrımcılık tanımaktır." ifadelerini kullandı.

"Bölgede öğretmene pozitif ayrımcılık tanınmalı"

Öğretmenleri bölgede tutmak adına bazı çalışmaların yapılması gerektiğini sözlerine ekleyen Aksoy, "Sizler kalkıp da İstanbul, Antalya ve Mersin'deki öğretmenle bu bölgelerde görev yapan öğretmenleri bir tutarsanız tabi ki burada öğretmen tutmakta zorlanırsınız. Oysaki 90'lı yıllarda olduğu gibi, bu bölgede de öğretmene pozitif ayrımcılık tanır, onlara ek bir ödeme ve ek bir tazminat verirseniz burada öğretmen tutabilirsiniz. Bakanlığa bir kez daha sesleniyoruz: Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması yanlıştır, bu yanlıştan bir an önce dönülmesi ve eşitlik ilkesinin sağlanmasını talep ediyoruz." şeklinde konuştu. (Ahmet Uçar - İLKHA)