• DOLAR 32.507
  • EURO 34.797
  • ALTIN 2444.034
  • ...
Avrupa için değerlerimizi kurban etmeyelim ZİNA SUÇTUR!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

ERKAN YAVUZ- M. FATİH AKGÜL

Geçtiğimiz günlerde partisinin grup toplantısında kadın ve çocuklara yönelik cinsel istismar olaylarıyla ilgili açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği`nin (AB) talepleri doğrultusunda zinayla ilgili atılan adımların yanlış olduğunu söylemiş, “Zina ile ilgili yeniden düzenleme yapılması” gerektiğini belirterek, konunun yeniden ele alınacağının mesajını vermişti. Aileyi ve toplumu derinden sarsan zina ile ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan siyasi parti temsilcisi ve Âlimler, bu konuda gerekli adımların bir an önce atılması gerektiğini savunuyor. HÜDA PAR Sosyal İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Dr. Aydın Gök, “Devlet zinayı suç saymalı, toplumu bir arada tutan değerlere sahip çıkmalı, aile kurumunu koruyan ve destekleyen ciddi tedbirler almalıdır.” Derken, İttihad-ul Ulema Genel Başkan Yardımcısı Molla Beşir Şimşek ise zina suçunun önüne geçilmesi için Hükümetin, Allah`ın bununla ilgili ortaya koyduğu müeyyidesini hesaba katarak kanunen ciddi adımlar atması gerektiğini söyledi.

EN UFAK BİR MÜSAMAHA AİLE VE TOPLUMUN TEMELLERİNİ SARSACAKTIR

Bir İslam ülkesinde zinanın suç sayılmamasının o ülke halkına yapılabilecek en büyük kötülüklerden olduğunu ifade eden Gök, “Hele ki boşanma oranlarının giderek arttığı, tek ebeveynli aile sayısının çoğaldığı, aile içi kavgalar ve dolayısıyla kadına yönelik şiddetin arttığı, evlilik oranlarının azaldığı günümüzde, zina, fuhuş, alkol ve uyuşturucu gibi aile ve toplum yapısını temelden sarsan fiillere gösterilecek en ufak bir müsamaha aile ve toplumun temellerini sarsacaktır. Son zamanlarda kürtaj oranlarındaki artışın dahi sebeplerinden biri şüphesiz zinanın kanunen suç sayılmaması ve zinaya götüren sebeplere müsamaha gösterilmesidir.” dedi.

DEVLET ZİNAYI SUÇ SAYMALI

Gök, “Devlet zinayı suç saymalı, toplumu bir arada tutan değerlere sahip çıkmalı, aile kurumunu koruyan ve destekleyen ciddi tedbirler almalıdır. Zira aile yapısının korunması aslında toplumun ve geleceğimizin korunmasıdır. Hatta zinanın suç sayılması yetmez. Zina ve fuhşa zemin hazırlayan, teşvik eden, yönelten her şeye engel olmaya çalışmalıdır. Bu kötü fiile teşvik eden müstehcen içerikli ne varsa yasaklamalıdır. Akıl, nesil ve namus emniyetini tehdit eden her şeyle mücadele edilmelidir.” ifadelerini kullandı.

HER TÜRLÜ AHLAKSIZLIK İNTERNET VE TELEVİZYON DİZİLERİ YOLUYLA EVLERİMİZE RAHATLIKLA GİREBİLMEKTEDİR

Ahlaksız tuzakların evlerin içine kadar girdiğine dikkat çeken Gök, “Maalesef günümüzde evlerimize taktırdığımız çelik kapı, alarm ve kamera sistemleri dahi evlatlarımızı bu tuzaklardan koruyamamakta, her türlü ahlaksızlık internet ve televizyon dizileri yoluyla evlerimize rahatlıkla girebilmektedir. Neticede her şeyi mubah gören, evliliği, aileyi, çocuk doğurmayı, toplumu ayakta tutan bütün değerleri bireysel özgürlüğüne engel olarak gören bir nesil türedi. Gayr-i meşru, sapık her tür birlikteliği özgür yaşam veya özgür bireysel tercih adı altında normal göstermeye, teşvik etmeye çalışan bu güruh ortaya çıkan rezalet haberlerine karşı da hayâ ve ahlak abidesi kesiliyorlar.”

GENÇLER EVLİLİĞE TEŞVİK EDİLMELİ, İMKAN SAĞLANMALI!

Yapılması gerekenlere de dikkat çeken Gök son olarak şunları söyledi; “Ayrıca karşılıklı rıza dâhilindeki gayr-i meşru birliktelikler suç sayılmamalı diyenler, nikâh dışı gayr- i meşru ilişkinin karşılıklı rıza dâhilinde olsa dahi zina olduğunu kendilerince birilerinin tepkisini azaltmak kastıyla bilerek çarpıtmaktalar. Nikâhsız birliktelikler bütün semavi dinlerde ve medeni toplumlarda zina ve iffetsizlik olarak görülmüştür. Hükümet bir an önce zinayı yasaklamalı ve zinaya götüren yolları kapatmaya çalışmalıdır. Ayrıca gençler evliliğe teşvik edilmeli, maddi imkânları yetersiz olanlara maddi destek sunmalıdır.”

“CAYDIRICI MÜEYYİDELER OLMADIĞI İÇİN ZİNA SUÇU YAYGINLAŞTI”

Toplumun bugün içinde bulunduğu en büyük musibetlerden bir tanesinin de her gün biraz daha yaygınlaşan zina musibetinin olduğuna işaret eden İttihad-ul Ulema Genel Başkan Yardımcısı Molla Beşir Şimşek de, “Hakikaten bu musibet artık toplumumuzu kasıp kavuruyor. Zina hususu; aile bırakmadı, fertleri bırakmadı, toplumumuzu adeta her gün daha kötü bir şekle sokuyor. Öyle inanıyorum ki bu da hükümetin zina konusu ile ilgili olarak, Avrupa Birliği kapsamında ortaya koyduğu yanlış bir çözüm ve yanlış bir çerçevenin neticesi olsa gerek. Çünkü yeterince caydırıcı bir müeyyide olmadığı ve zinaya kanunla adeta izin verildiği, serbest bırakıldığı içindir ki bu kadar yaygın bir hal aldı. Caydırıcı bir müeyyidenin olmaması zinayı adeta teşvik ediyor. Bu da bütün bir toplumu büyük bir tehlike ile karşı karşıya getirmiştir.” dedi.

“ZİNA İLE İLGİLİ SUÇ MÜEYYİDELERİ TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİLMELİDİR”

Zina hususunun kanun kapsamında suç sayılmasının bir kez daha gözden geçirilmesi gerektiğini aktaran Şimşek, “Zina ile ilgili suç müeyyidelerinin tekrar gözden geçirilerek ciddi ve caydırıcı bir müeyyidenin ortaya konulması lazım. Aksi takdirde bu kötülüğün önünün alınması mümkün değildir. Bu, tabi ki hükümete düşen bir vazifedir. Bununla beraber şu anda ortam da buna müsaittir. Televizyonlar, internet ve bunun gibi sosyal medya alanındaki imkânlar da aynı şekilde zinayı kolaylaştırıyor, zina suçunun çok daha rahat işlenmesine sebebiyet veriyor. Bunların da gözden geçirilmesi lazım. Toplumun sürekli maneviyatsızlaştırılması durumları da bu tür günahları, kötülükleri yaygınlaştırıyor. Bunlara dikkat edilmesi gerektiğine inanıyorum.” diye konuştu.

“İSLAMİ BİR TERBİYENİN HÂKİM OLMASI İÇİN UĞRAŞILMASI GEREKİR”

Zinayla mücadele konusunda toplumun da üzerine düşeni yapması gerektiğini vurgulayan Şimşek, “Elbette ailelerin, anne-babaların aynı şekilde bütün Müslümanların bu hususta üzerine düşen görevi yapmaları lazım. İslami bir terbiyenin hâkim olması için uğraşılması gerekir. Fakat şu unutulmamalıdır ki, zina suçu İslam'a göre verilmiş bir hükümdür. Asıl kanun koyucu olan Allah`ın, diğer bütün alanlarda olduğu gibi bu hususta da hükmü vardır, ortaya koymuş olduğu bir kanun vardır. Kur'an'a, sünnete göre bu suçun cezası İslam'da mevcuttur. Allah`u Teâlâ`nın toplumu, insanları, namusu, zürriyeti muhafaza etmek için zina ile ilgili aldığı tedbirler vardır. Kur'an ve sünnette zina suçunu işleyenlerin tabi tutulacağı cezai müeyyideler vardır. Eğer siz bunların hepsini dışlarsanız, hepsini bir kenara koyarsanız işte bugünkü durum ortaya çıkacaktır.” ifadelerini kullandı.

“ALLAH`IN ZİNA HAKKINDAKİ TANIMI HESABA KATILARAK BİR MÜEYYİDE ORTAYA KONULURSA ZİNA SUÇU ÖNLENEBİLİR”

Konuşmasının devamında Şimşek şunları söyledi: “Müslüman bir toplumda, fertleri Müslüman olan bir devlette yaşıyoruz ve bütün bunları hesaba katmanız lazım ki toplumumuzu böyle bir günahtan, fitneden koruyabilelim. Eğer siz Allah`u Teâlâ`nın zina ile ilgili kanunlarını, İslam'ın bu konuyla ilgili cezai müeyyidelerini bir kenara atarsanız, o zaman siz bugün olduğu gibi bununla baş edemezsiniz. O yüzden ne yapıp edip Allah-u Teâlâ`nın bu hususlarla ilgili ortaya koymuş olduğu sınırı, tanımı hesaba katmalısınız. Devlet olarak Allah`ın bu sınırı üzerinden bir çerçeve çizip, bir müeyyide ortaya koymalısınız ki zina suçunun önüne geçilebilsin. Aksi takdirde zina suçu ile baş edemezsiniz. Eğer siz zina suçunun önüne geçmek istiyorsanız buna sebep teşkil eden bütün bu hususları da gözden geçirmeniz lazım. Elbette hükümetin bu konularla ilgili atması gereken adımları olduğuna inanıyorum. Toplum olarak, âlimler, anne-babalar olarak herkesin bu hususla ilgili toplumu bilinçlendirmesi, vebalini, Allah huzurundaki cezasını topluma anlatması lazım gelir. Hep beraber çalışıp el ele verirsek, üzerimize düşen görevi yaparsak inşallah belki o zaman böyle bir tahribatın önüne geçebiliriz.”

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir