• DOLAR 34.449
  • EURO 36.616
  • ALTIN 2929.464
  • ...
``Ahirette hesaplaşacağımızı ümit ediyoruz``
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Emekli edilmesinin ardından kendine yeni bir hayat ve iş kurmaya çalışan 48 yaşındaki Kulak 28 Şubat sürecinde yaşadıklarını anlattı.

O dönemde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı TCG Samsun Gemisi'nde kıdemli deniz üsteğmen olarak başçarkçı görevini yürüttüğünü belirten Kulak, 18 Haziran 1998'de Yüksek Askeri Şura toplandığında Karadeniz Ereğli'de seyir görevinde olduğunu aktardı.

Görevdeyken gemide bir hareketlenmenin yaşandığını ifade eden Kulak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Personelle ilgili mesajlar gelip gidiyordu. Askeri şura toplanmıştı. Mesajlar gelip gitmeye başlayınca milletin gözü bir anda bana döndü çünkü ben namaz kılan bir subaydım. Başka herhangi bir şeyimiz yok. Zaten Deniz Kuvvetleri'nde gemidesiniz, hangi irticai faaliyeti, ne zaman yapabilirsiniz. Kimseden çıt yok. Derken seyir emri çıktı. Aniden yola çıktık, İstanbul Boğazı'nı geçtik. Daha sonra alarm iptal edilip Gölcük'e dönüş emredildi. Gemi Gölcük'e yanaştı, bağlandı. Kapıda iki tane inzibat, 'Efendim sizi filodan çağırıyorlar' dedi. Filo başçarkçısı olan albay 'Tansel gel, Yüksek Askeri Şura ile senin ayrılmana karar verilmiş, seni emekliye sevk etmişler.' dedi. Bu, hayatımdaki en acı şeylerden birisidir. Böyle bir acımasızlığı düşünebiliyor musunuz? Gecenin 3'ünde vatan haini gibi sanki bir geminin görevlisi olarak alınıyorsunuz ve sokağın önüne dımdızlak bırakılıyorsunuz. Yapacak bir şey yok, kimliğimizi ve sağlık fişimizi teslim ettik."

"Ummadığınız bir şekilde hayatınız alt üst oluyor"

Küçük yaşta harp okuluna girdiğini ve hayalinin askerlik olduğunu söyleyen Kulak, "16 yaşında askeri okula girmişsiniz. Önünüzde bir rol model var, genelkurmay başkanı, albaylar, komutanlar. Başka bir hedefiniz yok. Hiç ummadığınız bir anda, ummadığınız bir şekilde hayatınız alt üst oluyor." dedi.
Kulak, asker kökenli bir aileden geldiğine değinerek, kendisi harp okulundayken ağabeyi Adnan Mücahit Kulak'ın 7 Aralık 1989'da Van Bahçesaray'da helikopter kazasında şehit düştüğünü kaydetti.

"Şuradan 18 gün önce terfi aldım"

Emekli edilmesine ilişkin dosyasında irticai faaliyete dair herhangi bir somut delil olmadığını belirten Kulak, şuradan 18 gün önce erken terfi aldığını dile getirdi.
Kulak, kendisi gibi o dönemde birçok insanın haksız yere ordudan uzaklaştırıldığını anlatarak, bu haksızlıkların giderilmesi gerektiğine işaret etti.

Devlet büyüklerinden bu konuda adım atmalarını beklediklerini ifade eden Kulak, şöyle devam etti:

"Biz halen Cumhurbaşkanımızından, Başbakanımızdan, Milli Savunma Bakanımızdan, Genelkurmay Başkanımızdan o dönem, 1990'lı yıllarda bizim gibi ordudan ilişiği kesilen tüm arkadaşlarımızın yeniden mahkeme edilmesini, verilen kararların kontrol edilmesini, o dönem ilişiği kesilenlerin itibarlarının iade edilmesini istiyoruz. Benim itibarımın iade edilmesi, burukluğumu çok fazla gidermiyor. Elhamdülillah benim itibarım iade edildi, şu anda cebimde askeri kimliğim var. Devlet beni emsallerimle aynı noktadan emekli etti ama bizim gibi yaşayan 6 bin kardeşimiz var. Bu 6 bin kardeşimizin 500-600'ünün haklarının ve itibarlarının iade edilmesi çok yeterli değil."

Kulak, içindeki burukluğun devlete karşı olmadığını vurgulayarak, "Biz bu vatanı, milleti, bayrağı seven insanlarız, bu uğurda baş koymuş insanlarız. Asla devletimize asi olmadık. Bunu yapan 5-6 tane adam vardı. Dönemin cumhurbaşkanı, başbakanı, genelkurmay başkanı. İçimizde bir kırgınlık ve kırıklık varsa bunlaradır, bunlarla da biz ahirette hesaplaşacağımızı ümit ediyoruz. Bugün göreve çağırsalar, bir ihtiyaç olduğunda biz yine göreve gideriz." ifadelerini kullandı.

"Yargılananlar ceza alırsa leke temizlenir"

Kulak, 28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren düşürmeye, devirmeye iştirak" suçundan yargılandığı davaya gözlemci olarak katıldığını söyleyerek, "O dönemde Çevir Bir, Doğu Aktolga, Güven Erkaya gibi isimlerin yaptıkları yanlarına kar kaldığı müddetçe bu leke temizlenmez. Bu leke TSK`nın, Milli Savunma Bakanlığı'nın, Başbakanlık'ın ya da devletin üzerindeki bir leke değil. Bu leke, bu adamlar tarafından yapılmış bir lekedir. Eğer bu yargılanan şahıslar gerekli olan cezaya çarptırılırsa o zaman bu lekenin temizlendiğini söyleyebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.

Bu haberler de ilginizi çekebilir