"Bölgedeki petrol hesabı kadınları ve çocukları mağdur ediyor"
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı, ülkelerin enerji politikalarını petrol üzerinden gördüğü için bunun bedelini en çok bu bölgenin çektiğini ve mağdurlarının ise çocuklar ile kadınlar olduğunu söyledi.
Türkiye Diyanet Vakfı, bünyesinde faaliyet gösteren Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (KAGEM) Gaziantep Şubesi tarafından "Türkiye Meseleleri" konulu bir program düzenlendi. Programa katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, dünyanın sosyal adalete, huzura ve barışa ihtiyacı olduğunu söyledi.
TSK tarafından sürdürülen ve bir ayı geride kalan Afrin operasyonuna değinen Şahin, "Ortadoğu'da ve bu coğrafyada istikrarsızlık, kan ve gözyaşı var. Çünkü petrol var. Ülkelerin de enerji politikaları var. Yarınları ile ilgili koydukları hedefe ulaşabilmelerini burada petrol üzerinden gördüklerinden dolayı da cumhurbaşkanımızın dediği gibi 'bölgede bir damla petrolün bir damla kandan daha önemli olduğu çok acımasız bir dünya var.' Maalesef işte bundan dolayı insanlar bu aşırı hesabın en büyük zararını da bu bölge çekiyor. En çok ise kadınlar ve çocuklar mağdur oluyor. Bizler zamanın ve mekanın ruhuna şahitlik ediyoruz." dedi.
Türkiye'nin, Suriye'den göç etmek zorunda kalan Suriyelilere kucak açtığını ve Avrupa ülkeleri gibi bu insanlara kapılarını kapatmadığını belirten Şahin, "İki şey yapabilirdik. Canını, namusunu kurtarmaya çalışanlara bizde Avrupa'nın yaptığını yapabilir, sınırlarımızı kapatabilirdik. Belki bugün bu söylenen rakamın dörtte üçü yaşanmıyor olacaktı. Şimdi 'Avrupa'da çocuk işçi var' diyorlar. Geçen 'Eğer Türkiye olmasaydı, bunların hepsi hayatta olmayacaktı' dedim. O yüzden biz yaşam hakkını çok net bir şekilde savunan bir anlayıştan, medeniyetten geliyoruz." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Afrin operasyonunda uluslararası hukuka göre hareket ettiğini belirten Şahin, "Bu konuda bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Bizler 'Afrin, Cerablus bizim' demiyoruz. Afrin, Afrinlilerindir. Afrinlilerin dönecek şekilde biz çalışma yapıyoruz. Cerablus'a biz gidip Gazianteplileri yerleştirmedik. Cerablus'a, Cerabluslular döndü. Dolayısıyla uluslar arası hukuka göre yapılan bu operasyonda göç yönetimi açısından doğrudur."şeklinde konuştu.
"Bölgede bitmeyen bir hesap var"
Herkesin kendi doğup büyüdüğü topraklarına bir an önce dönmesini de istediklerini ifade eden Şahin, şunları söyledi:
"Biz 7 yıldır Suriyeli kardeşlerimize büyük bir ev sahipliği yaptık, insani ve vicdani olarak da evimizi ve soframız ile gönlümüzü açtık. Ancak onların boşalttığı bölgeleri PKK, DEAŞ ve YPG gibi terör örgütleri doldurdu. Bölgede huzur koridoru oluştuğu zamanda bölge terör örgütlerinden temizlenmiş olacak, toprağın gerçek sahipleri vatanına dönecek, böylece yükümüz hafifleyecek. Bu coğrafya, bize güçlü olmamızı ve güçlü bir kardeşlik hukuku içerisinde olmamızı emrediyor. Çünkü bölgede bitmeyen bir hesap var. Adı ne olursa olsun, milletin huzurunu ve güvenliğini bozan gruplar hiç bitmiyor, isimler değişiyor ancak hesap bitmiyor. Bu art niyetli grupların hesaplarını bozmak için çok akıllı ve uyanık olmalıyız, kardeşliğimizi güçlendirmeliyiz." diye konuştu.
Şahin, "2011 yılından bu yana insani ve vicdani olarak 'Biz ne yapmalıyız?' sorusunun yanıtını bulmak için sorun çözmeye çalıştık. Türkiye'nin uyguladığı açık kapı politikası kapsamında komşularla empati yaparak bu süreci en az zararla yönetebiliriz düşündük. Ama 7 yıl çok ağır geçti. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde başta Gaziantep olmak üzere çok sayıda ilimiz bu yükü hep birlikte kaldırdı. Bu işin bütçe yönetimi çok önemli. AB ile bu çerçevede yapılan anlaşmaların hızlı bir şeklide söz verilen rakamların yerine getirilmesini bekliyoruz, ekonomik bakımından destek gelmezse sürdürülebilirlik de sıkıntıya düşer. Herkes kendi sorumluluk ve yükümlülüğünü uygulamaya almasını gerektiren bir tabloyla karşı karşıyayız. Dünyadaki göç politikalarını, sosyal uyum, entegrasyon nasıl sağlanmaya yönelik araştırma yaptık, orta ve uzun planlamalı acil eylem planı hazırladık. Modelin temel felsefesi birlikte yaşamak ve paylaşmak üzerine kurduk. Göç, terörizmin, ırkçılığın ve radikalizmin bir sonucudur. aslında biz göçü yönetemediğimiz için bu sonuçla uğraştığımızı, aslında sonucu iyi yönetebilmemiz için başa dönüp ve göçü önleyici tedbirler almamız gerektiğini düşünüyorum." diye konuştu.
"67 bin Suriyeli çocuk okula başladı"
Gaziantep'in 2 milyonluk nüfusuyla, 500 bin Suriyeli mülteciyi ağırlamak durumunda kaldığını ve bu aşamada ilk olarak Suriyeli çocukların eğitim düzeylerine ilişkin tespit yaptıklarını aktaran Şahin, son olarak şunları kaydetti:
"Şehrimizde 18 yaş altı 107 bin Suriyeli çocuk var. Ben başkan olduğumda yalnızca 3 bin çocuk eğitim hayatındaydı. 107 binden 3 bindi sadece. Hemen müdahale ettik ve çok hızlı tedbirler aldık. Şu anda Gaziantep'te 3 yılın sonunda eğitim çağındaki çocuk sayısı 67 bine çıktı. Bu Türkiye ortalamasının iki katı. Türkiye ortalamasında Suriyeli mülteci çocukların yüzde 30'u eğitim hayatındayken, Gaziantep'te şu anda yüzde 67'ye ulaştık. Biz bunu yapmasaydık bu çocuklar ya PKK'nın ya da DAEŞ'in üyesi olarak karşımıza çıkardı. Şu anda 3 bin anne-babası savaşta ölmüş olan çocukları okutamayacaktık."
Programda Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik ise Gazianteplilerin paylaşmayı çok sevdiklerini şehrin yönetiminde herkesin söz sahibi olmasıyla şehirde huzurun yaygınlaştığını bildirdi. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)