ABD ile üçlü mekanizma kurulacak
Başbakan Binali Yıldırım, ABD ile yürütülen temasların üçlü mekanizma ile yürütüleceğini söyledi.
Başbakan Binali Yıldırım, Suriye ve Afrin konusunda ABD ile yürütülen temasların üçlü mekanizma ile işleyeceğini, savunma ve dışişleri bakanlarının kendi aralarında, istihbarat başkanlarının da kendi aralarında çalışacağını belirtti.
Başbakan Binali Yıldırım, Belarus-Almanya seyahati dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Münih Güvenlik Konferansı'na katılarak önemli görüşmeler yapan Başbakan Yıldırım, ABD ile yürütülen görüşmelere dair detaylar verdi.
ABD ile üçlü mekanizma
"ABD ile temaslarda ortak mekanizma üçlü olacak" diyen Başbakan, "Savunma bakanları, dışişleri bakanları kendi aralarında, istihbarat teşkilatının başkanları da kendi aralarında yakın çalışacaklar. Bu konunun detaylarını daha sonra ele alacağız. Amacımız, sınır güvenliğimizi tehdit eden oluşumlara izin vermemek. Diğer yandan PKK'nın başka bir isimle Kuzey Irak'ta yapmaya çalıştığı, sözde bir terör devleti kurma hevesinin Suriye'de gerçekleşmemesi lazım. Şu anda Afrin'de yaptığımız çalışma bunun önüne geçmek için. Fırat Kalkanı da öyle. Münbiç ve diğer bölümlerle ilgili çalışmalar, önümüzdeki günlerde karşılıklı görüşmelerle bir noktaya gelecek. Münbiç bir adımdır. Arap nüfusun bu kadar yoğun olduğu bir yerde onların tepesine çökmüş bir terör örgütü var. Bu bizim için tehdit. ABD'liler de onların yanında. O bir kere atılması gereken bir adımdır. Şimdinin işi de değil, geçmiş ABD yönetiminin 'Oradan çıkacak.' diye verdiği sözdür. Orta ve uzun vadede ne Irak ne de Suriye topraklarında Türkiye'ye karşı bir terör oluşumunun var olmasına ve yaşamasına asla müsamahamız olmaz. Fırat'ın doğusu batısı diye bunun pazarlığı da olmaz. Tehdit neredeyse orada biz olacağız." dedi.
Başbakan, PKK'nin bölgede isim değiştirme taktiğine gittiğini de söyleyerek "PKK ismi eskidi. Birçok ülkede terör örgütü olarak tanındı. Şimdi taktik yapıyorlar. Demokratik oluşum filan gibi. Biz bunları biliyoruz, hangi kılığa girerlerse girsinler bunlar sızma terörist." ifadelerini kullandı.
Adil Öksüz'ün iadesi
Başbakan Yıldırım Adil Öksüz'ün iadesi konusunda ise şunları söyledi: "Adil Öksüz'ün yurtdışında olduğunu biliyoruz. Polisimiz, istihbarat örgütümüz bunu ülkemize getirmenin yolunu aramaya devam edecek. Çok çeşitli ihbarlar geliyor, 'Filan yerde görüldü.' diye. Merkel'e, 'Bu veya diğer FETÖ örgüt elemanları konusunda destek olursanız memnun oluruz.' dedik. Aslında Almanya son zamanlarda bölücü terör örgütüne karşı tutumunu sertleştirdi. Bu iyi bir gelişme. Aynı şeyi FETÖ teröristlerine karşı da yapmasını bekliyoruz. Bunu da bizatihi söyledik. Olumsuz bir beyanatı olmadı. 'Bazı iltica taleplerine karşılık vermeden önce bizimle temasta olmanızda fayda var. Bunların Almanya-Türkiye ilişkilerini bozmasına izin vermememiz gerekir.' dedik. 'Terörle mücadelede ortak çalışmaya varız.' dedi. Sürekli iletişim kanallarının açık olması gerektiğini söyledi."
Deniz Yücel'in tahliyesi
Yıldırım Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ajanlıkla suçladığı Deniz Yücel'in tahliyesi için ise "Erzincan'da Almanya'nın ARD Televizyonu'na mülakat verdim. 'Türkiye hukuk devleti, hukuk devletinde de bu işler hukukçuların, yargının işi. Bizim onların işine karışmamız yanlış olur.' dedim. 'Her duruşma bir ümittir.' dedim, hukuken işleyecek süreci anlattım. Bu tezviratları, hükümetler arasındaki ilişkilerin iyi yönde gelişmesinden rahatsız olan çevreler yapıyorlar. Medya, birtakım sol siyaset üzerinden, sivil toplum örgütleri üzerinden, maalesef PKK'lılar burada aktif rol oynuyorlar. İlişkileri müspet yönde etkileyecek bu durumu bozmak, baltalamak için gayret ediyorlar. Almanya ile Türkiye arasında bu adamdan başka bir mesele yok mu yani? Bu kadar basite indirgenecek bir ilişki değil. Biz bir 15 Temmuz yaşamışız. 40 yıldır beka mücadelesi veriyoruz. Bütün bunlar ortada iken birçoğunda asıl meselenin gazetecilik olmadığını hepimiz biliyoruz. İnsanlar fikirlerini söyler, eleştirilerini de yapar. En keskin şekilde yapanları da görüyoruz. Bunlara herhangi bir şey oluyor mu? Olmuyor ama siz gidip terör örgütü ile haşır neşir olursanız, terör örgütünü cesaretlendirecek, ona lojistik destek faaliyetlerine girerseniz, bu gazetecilik değil. Bu başka bir şey. Terör örgütlerinin finans, kamuoyu oluşturma, silah ve lojistik ayağı var. Bunlar bizim durumumuza özel. Durumumuz Almanya değil. Almanya bir terör örgütü ile mücadele ediyor mu? NSU davası ne oldu? Tutuklu kimse kalmadı. Dolayısıyla ülkemize haksızlık etmeyelim." şeklinde konuştu. (İLKHA)