• DOLAR 34.617
  • EURO 36.607
  • ALTIN 2934.964
  • ...
Örümcek Evi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Örümcek gibi her yere ağını ören bir varlık; ortalığı ifsad ediyor ve her tarafa ölüm yağdırıyor. Bölgede bulunma nedeni ne olursa olsun yabancı, garip ve hüsnü kabul görmeyen bir varlık. İsrail (işgal yönetimi) denilen gayri meşru varlıktan bahsediyoruz. Onun bu bölgeye yerleştirilmesine emperyalist sömürgeci güçlerle Siyonist örgüt, cemaat ve akımların kesişen menfaatleri neden olabileceği gibi, bölgenin yarınlarda birleşme, tek vücut olma yolunu kapatmak için oluşturulmuş bir çatlak da olabilir. Bunların yanında dünyanın dört bir yanında bulunan dağınık Yahudileri bir araya getirme amacı da olabilir. Bunlar veya bunların dışındaki amaçlar böyle bir projenin işgalciyle küresel sömürgeci güçlerin ortak çıkarına hizmet ediyor.

Siyonist işgal rejiminin sona doğru geldiğinden ve yok olacağından bahsettiğimizde, bu varlıkla mücadelenin sonuyla ilgili Kur’an’dan daha sağlam ve güvenilir bir kaynak göremiyoruz. O şöyle diyor:

“Biz İsrailoğulları`na Tevrat`ta şu hükmü verdik: "Muhakkak siz, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir yükselişle yükseleceksiniz.

Nihayet bu iki bozgunculuktan ilkinin zamanı gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü olan birtakım kullarımızı gönderdik. Onlar evlerinizin arasına kadar sokuldular. Bu, herhâlde yerine gelmesi gereken bir va’d idi.

Sonra onlara karşı size tekrar egemenlik verdik. Mallar ve çocuklarla sizi güçlendirdik; sayınızı daha da çoğalttık.

Eğer iyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz ve eğer kötülük ederseniz yine kendinizedir. Artık diğer fesadınızın zamanı gelince, yüzlerinizi üzüntüye sokmaları, kötülük yapmaları ve ilk kez girdikleri gibi yine Beyti Makdis`e girmeleri, ele geçirdikleri yerleri mahvetmeleri için onları tekrar göndereceğiz.

Rabbinizin size acıyıp-esirgemesi elbette umulabilir; ama eğer siz [günaha] geri dönerseniz, Biz de [azaba] geri döneriz. Ve [unutmayın ki,] Biz cehennemi hakkı inkar edenleri kuşatacak (bir hisar) kılmışızdır." (İsra 4-8)

Örümcek evi yok olmaya doğru gidiyor. Bütün bulgular ve işaretler bunu gösteriyor. Hatta bu yok olmanın iyice yaklaştığını gösteriyor. Birçok Siyonist strateji uzmanı gayri meşru bu varlıkla ilgili korkularını açıktan ifade ediyor, Amerika İstihbarat Teşkilatı (CIA) bu konuda hazırladığı raporda bu rejimin yirmi yıl içinde yıkılacağını ayrıntılarıyla açıklıyor. Alman Uluslararası İşler ve Güvenlik Enstitüsü Müdürü ise “İsrail’i Batı Yaka’nın işgali yok edecek” diyor.

Siyonist işgal rejiminin Aralık 2008-Ocak2009 tarihleri arasında Gazze’ye karşı sürdürdüğü üç haftalık barbar ve vahşi savaşın ardından BM tarafından hazırlanan raporlarda işgal rejiminin kınanması bu rejimle ordusunun ahlak (ve değer) maskesini düşürdü. Bugün birçok uluslararası platformda İsrail işgal rejiminin ırkçı tutumuyla Güney Afrika’nın devrik ırkçı rejiminin tutumu kıyaslanıyor ve birbirine benzetiliyor. Dünyanın birçok ülkesinde insan hakları kuruluşlarının Siyonist komutan ve liderlere karşı başlattıkları hukuki girişimler sebebiyle bu lider ve komutanların çoğu tutuklanma korkusuyla bu ülkelere gidememektedir.

İşgalci, işgal ettiği Filistin topraklarında tutunmayı başaramamıştır. Bütün göstergeler, raporlar, araştırmalar işgal rejiminde göçlerin tersine döndüğünü ve bir çok Yahudi’nin Avrupa ve Amerika’ya göç ettiğini ortaya koyuyor. Bunun korkutucu bir boyutlara vardığını söyleyenler de var. Amerika CNN televizyonunun hazırladığı rapor, on beş yıl içinde sadece Amerika’ya giden Yahudi sayısının bir milyona ulaşacağından bahsediyor.

Siyonist toplum da yavaş yavaş çözülüyor ve yok olmaya doğru gidiyor. Siyonist toplumda zorunlu askerlikten kaçışlar artarken, uyuşturucu ticareti ve bağımlılığı da her geçen gün artıyor. Organ ticaretini ise artık bilmeyen kalmadı. Ukraynalı yetkililerin işgal rejimiyle ilişkili şirketleri organlarını çalmak için 25 bin Ukraynalı vatandaşı kaçırmakla suçlaması bu ticaretin sadece bu ülkedeki boyutunu ortaya koymaktadır.

Birçok Arap ülkesinde özellikle büyük bir insan kaynağına ve stratejik öneme sahip Mısır’da yönetimi yıkıp yeniden inşa eden, uzun yıllar zulüm ve diktatörlüğün gölgesi altında yaşamak zorunda kalan halk idaresine dayalı sistemler doğuran devrimlerin, Filistin davasına büyük ve önemli etkiler yapacağından kuşku yoktur. Filistin davasının Mısır’a nasıl güçlü bir şekilde döndüğünü hep birlikte gördük. Uzun yıllardır ortalıktan kaybolan Filistin bayrağının Mısır gençliği eliyle başkent semalarında nasıl dalgalandığını hep birlikte seyrettik. Şu an biz, ümmetin bakış açısında, metodunda bir değişimi görüyor, ümmetin zulmü reddettiğini bu davaya ve Kur’an’a meylettiğini ve onu esas aldığını görüyoruz. Bu devrimler Filistin davasına olumlu, işgal rejimine ise olumsuz etki yapacaktır.

Samir Sebaine

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir