• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...
"Sizin Türkiye`ye ve İran`a yönelik hesabınız var"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin'deki operasyona ilişkin ABD'den gelen eleştirilere ilişkin, "Bize şunu söylüyorlar: 'Ne zaman bitireceksiniz?' Bize ne zaman bitireceksiniz sorusunu soranlara ben diyorum ki, siz Afganistan'daki operasyonlarınızı ne zaman bitirdiniz? Siz Irak'taki operasyonlarınızı ne zaman bitirdiniz? 18 sene oldu, hâlâ oradasınız. Onları getirip oraya yerleştiriyorsunuz, hâlâ bize 'Münbiç'e gelmeyin' diyorsunuz. Biz Münbiç'e topraklarını asil sahiplerine teslim etmek için geleceğiz, bizim farkımız bu." dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Türkiye Büyük Millet Meclisi Grup Toplantısı'na katılarak partililere hitap etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına savunma sanayiindeki son gelişmeleri değerlendirerek başladı. Cumhurbaşkanlığına bağlanmasının ardından Savunma Sanayi İcra Komitesi Toplantısının, ilk defa kendi başkanlığında gerçekleştirildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye için son derece hayati öneme sahip gördükleri bu komitenin toplantılarını periyodik olarak yapacaklarını ve yürütülen çalışmaları adım adım takip edeceklerini söyledi.

Bu toplantıda, proje bedeli 9,4 milyar dolar olan 55 savunma sanayi projesini görüşerek karara bağladıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt içi ve yurt dışında çok önemli askerî operasyonlar yürütülen dönemde, savunma sanayi projelerinin çok daha kritik hâle geldiğini vurguladı.

"Kritik savunma sanayi ürünlerimizin kendi imkânlarımızla üretme işini belli bir düzeye getirmemiş olsaydık şu anda ne hâlde bulunurduk"

Cumhurbaşkanı Erdoğan tamamlanan projeleri gözden geçirerek daha iyiye doğru götürmek, devam eden projeleri hızlandırmak, gündemlerindeki yeni projeleri karara bağlamak için hızlı hareket etmek mecburiyetinde olduklarını söyleyerek "Kendi göbeğimizi kendimiz kesmediğimiz takdirde, bize verilen bir vidanın dahi yeri geldiğinde baskı, hatta şantaj malzemesine dönüştürüldüğünü gördük. İşlerine gelmeyince bize tabanca vermeyenlerin diğer silahlar konusunda nasıl bir tavır içinde olduğunu ve olabileceğini az çok hepiniz tahmin edersiniz. Kritik savunma sanayi ürünlerimizin kendi imkânlarımızla üretme işini belli bir düzeye getirmemiş olsaydık şu anda ne hâlde bulunurduk? Açıkçası bunu düşünmek bile istemiyorum." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda Türkiye'de tasarlanabilecek, üretilebilecek, geliştirilebilecek hiçbir ürünü, yazılımı, sistemi acil durumlar haricinde kesinlikle dışarıdan hazır olarak almama kararı aldıklarını kaydetti.

"Gerekirse daha çok zaman harcayacak, hatta gerekirse daha çok para harcayacak, ama mutlaka kendi tasarımlarımızı, ürünlerimizi, sistemlerimizi geliştireceğiz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin şartlarını kabul ederek birlikte çalışmak isteyen uluslararası savunma sanayi kuruluşlarıyla iş birliğine hazır olduklarını fakat bu iş birliğinin asla hazır alım şeklinde olmayacağını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de giderek daha güçlü hâle gelen bir savunma sanayi sektörü olduğunun altını çizdi. Dünya devleriyle yarışabilecek hâle gelmiş millî kuruluşların yanında yüzlerce, binlerce kendini bu işe adamış özel sektör firmasının geceli gündüzlü çalıştığını, mühendislerin, teknisyenlerin, girişimcilerin her gün yeni başarılara imza attığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha düne kadar "yapılamaz, olmaz, mümkün değil" denilen nice projenin ya tamamlandığını, ya da tamamlanma aşamasına geldiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında dün gerçekleştirilen Vatikan ve İtalya ziyaretlerine de değindi. Ziyaretin, Türkiye'den Vatikan'a, Celal Bayar'dan bu yana 59 yıldır gerçekleştirilen ilk temas olması bakımından ayrıca önemli olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katolik dünyasının lideri Franciscus ile kapsamlı ve her iki taraf için de faydalı olduğuna inandıkları bir görüşme gerçekleştirdiklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs başta olmak üzere bölgesel ve küresel meseleler hakkında fikir teatisinde bulundukları Franciscus'un Türkiye ile yakın iş birliğine önem verdiğini gördüklerini ifade ederek, Batıda giderek yükselen İslam karşıtlığı, kültürel ırkçılık ve yabancı düşmanlığından duydukları endişeyi kendisiyle paylaştıklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs meselesinde ortaya konulan dayanışmanın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki oylamayı ciddi manada sarstığını vurguladı. Bunun neticesinde 128 oyla Kudüs meselesinde Amerika'nın Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda adeta reddedildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede asılsız Ermeni iddiaları konusundaki hassasiyetlerini de bir kez daha ve en üst düzeyde ifade etme imkânı bulduklarını ifade etti.

Franciscus'un bu meselede oldukça makul bir yaklaşım içinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vatikan Devlet Sekreteri, Başbakan Kardinal Parolin ile de yine Türkiye-Vatikan ilişkilerini değerlendirme imkânını bulduklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer ülkemizi dış politikadan ekonomiye, eğitimden sağlığa, savunma sanayinden tarıma kadar her alanda dengeli bir şekilde ileriye taşımazsak iddialarımızı hayata geçiremeyiz. İşte o zaman da geçmişte pek çok örneği olan karikatür devletlerden biri durumuna düşeriz. Bugün Türkiye herhangi bir hususta kararlı bir irade ortaya koyuyorsa, gerisinde bunu hayata geçirebileceğini olan inancı ve güveni vardır. Ekonomide bunu ispat ettik, diplomaside bunu ispat ettik, terörle mücadele bunu ispat ettik. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarında bunu ispat ettik. Artık hiçbir ülke, hiçbir kurum Türkiye'nin gücünü ve kararlılığını sorgulayamayacak hâle gelmiştir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçmişteki koalisyon hükûmetlerini, delikli 2,5 kuruşa muhtaç olunan günleri hatırlatarak eğer öyle olsaydık bugün Afrin Operasyonu'nun, Fırat Kalkanı Harekâtı'nın yapılamayacağının altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Orada bir tank harekete geçemezdi, bir top harekete geçemezdi. Kalkıp da SİHA'yı bulacaksın, İHA'yı bulacaksın. Kim sana SİHA verirdi ya, kim sana İHA verirdi ya? Verdiler de yürüdü mü? Yürümedi" dedi. Bu devrin geride kaldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi hem SİHA'ların hem İHA'ların hem de bunların bütün mühimmatını da üretir hâle gelindiğini ifade etti. Ülke olarak hedeflere yaklaştıkça bu duruşunun daha da muhkem hâle geleceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Afrin Harekâtında hamdolsun etkisiz hâle getirilen teröristlerin sayısı 1000'e doğru yaklaşıyor." şeklinde konuştu.

"Siz Irak'taki operasyonlarınızı ne zaman bitirdiniz? 18 sene oldu, hâlâ oradasınız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan Afrin'deki operasyonların kararlı bir şekilde devam edeceğini söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "İdlib'le devam edecek. Bize şunu söylüyorlar: 'Ne zaman bitireceksiniz?' Ne demek ne zaman bitireceksiniz ya? Bize ne zaman bitireceksiniz sorusunu soranlara ben diyorum ki, siz Afganistan'daki operasyonlarınızı ne zaman bitirdiniz? Siz Irak'taki operasyonlarınızı ne zaman bitirdiniz? 18 sene oldu, hâlâ oradasınız. Böyle bir sıkıntınız sizin yok. Sınırdaş değilsiniz, komşu değilsiniz. Ne işiniz var oralarda? Ama bizim 911 kilometre sınırımız var ve bugüne kadar 700'ü aşkın sınırdan, Suriye tarafından terör örgütlerinin taciz atışlarıyla karşı karşıya ve 100'ü aşkın bizim şehidimiz var. Bunu duyuyor mu Amerika, görüyor mu? Bize birçok şeyleri söylediler, ama ne yazık ki doğru konuşmadılar. Sayın Obama da doğru konuşmadı. Şu anda Sayın Trump da aynı yolda gidiyor. Ve bize şunu söylediler: 'Münbiç'ten çıkacağız' dediler, 'Münbiç'te durmayacağız' dediler. Münbiç aslında tamamıyla yüzde 90'ı Arap toprağı olan bir yer. Peki, niye duruyorsunuz? Hadi çıkın. Kimleri getirdiniz oraya? PYD'yi. Kimleri getirdiniz? YPG'yi. Kimleri getirdiniz? PKK'yı. Onları getirip oraya yerleştiriyorsunuz, hâlâ bize 'Münbiç'e gelmeyin' diyorsunuz. Biz Münbiç'e topraklarını asil sahiplerine teslim etmek için geleceğiz, bizim farkımız bu."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında Amerika'ya yönelik "Terör örgütleriyle iş başı yapmayın, terör örgütleriyle beraber hareket etmeyin. Eğer bu bölgede bir şey yapılacaksa, gelin NATO'da beraber olduğunuz Türkiye'yle beraber bunları yapın. Tabii ülkemde birçok bu noktadaki yaklaşımlar farklı olabilir, kusura bakmayın. Eğer biz büyük devlet olmaya ve eğer biz bu ülkede birilerinin bizim canımızı acıtmasına müsaade etmek istemiyorsak bu topraklarda belirleyici olacağız." dedi.

"Sizin Türkiye'ye ve İran'a yönelik hesabınız var"

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Amerika diyor ki; DEAŞ'ı temizledik. Temizlediysen niye hâlâ buradasın? 5 bin tır silah ve mühimmat getiriyorsun. 2 bin kargo uçağıyla mühimmat gönderiyorsun, silah gönderiyorsun. Nereye gönderiyorsun? Kuzey Suriye'de bunların ne işi var? Niye bunlar buraya geliyor? Bu sorunun cevabını da lütfen bize verin. Eğer DEAŞ'la mücadele için gönderiyorum diyorsan, buna bizim inanmamız mümkün değil, buna da karnımız tok. Burada kendilerine söylediğim için bu konuda rahatım, çok açık, net bir şey var; o zaman sizin Türkiye'ye yönelik hesabınız var, sizin İran'a yönelik hesabınız var veya olmaz ya Rusya'ya yönelik hesabınız var. Fakat biz yerimizde dimdik duruyoruz ve duracağız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan beşerin, faninin kader planı olduğu gibi, devletlerin de bir kader planı olduğunun unutulmaması gerektiğini söyleyerek "Biz kaderin üstündeki kadere inandığımız için şu anda bu süreci bu şekilde işletiyoruz ve işleteceğiz. Ve inşallah bu işi İbn-i Haldun'un ifadesiyle devletler de doğar, büyür, ölür ve bu süreci bu kararlılıkla yürüteceğiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şu an itibariyle Afrin'de askerin büyük bir başarısı olduğunu söyleyerek, aynı şekilde Cerablus'ta atılan adımlarla 135 bin kişiyi tekrar topraklarına döndürdükleri gibi Afrin'de de kontrol edilen 135 kilometrekarelik alana Afrinlilerin geri dönmesini temin edip yaşam koşullarını hazırlamayı hedeflediklerini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı "Ben görüştüğüm liderlere söylüyorum. Sizler ne destek vereceksiniz onu söyleyin. Dün de İtalyanlara söyledim. Daha önce Almanlara söylemiştim. Sayın Trump'a da söyledim. Sayın Putin'e de söyledim; "Biz inşaatları yapalım, destek verin", Suudi Arabistan'a da söyledim ve "Bu insanları çadırlardan, konteynerlerden kurtaralım" dedim. Hangisinin insani yardım olarak ne yapacağını görelim. Ama biz şu ana kadar 30 milyar dolar ne yaptık? Yatırım yaptık, her ne kadar Bay Kemal anlamasa da, yapmaya da devam edeceğiz." (İLKHA)














 

Bu haberler de ilginizi çekebilir