Afrin`e kara harekâtı başladı
TSK`nın, hudut güvenliği ve bölgede istikrarı sağlamak amacıyla Afrin`de başlattığı Zeytin Dalı Harekatı`nın ikinci gününde savaş uçakları hedefleri vururken, TSK kara kuvvetleri unsurları da ÖSO ile birlikte Afrin`de belirlenen noktalara ilerliyor. Konuyu değerlendiren uzmanlar, Afrin`e harekâtla birlikte özellikle de bölgeye yerleşmeye çalışan işgal gücü Amerika ve Rusya`nın atacağı adımların izlenmesi ve ona göre hareket edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
HABER MERKEZİ
TSK, hudut güvenliği ve bölgede istikrarı sağlamak amacıyla Suriye`nin kuzeybatısında Afrin bölgesinde, PYD/PKK`ye yönelik başlatılan ‘Zeytin Dalı Harekatı'nın ikinci gününde savaş uçakları hedefleri vururken, TSK kara kuvvetleri unsurları da Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) birlikleri ile birlikte Afrin'deki belirlenen noktalara ilerlemeye başladı. Ancak uzmanlar Afrin`e yönelik harekatta sivillerin zarar görmemesi için gerekli tüm tedbirlerin alınması ve hassas olunması gerektiğinin altını çiziyor.
ZIRHLI ARAÇLAR, ÖZEL KUVVETLER VE PİYADE GÜÇLERİ İLERLİYOR
Genelkurmay Başkanlığı`ndan yapılan açıklamada, "Zeytin Dalı Harekâtı planlandığı şekilde devam etmekte olup, kara harekâtı başlamıştır." denildi. Açıklamada, "Zeytin Dalı Harekâtı`nın planlama ve icrasında sadece teröristler ve bunlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereçler hedef alınmakta olup, sivil/masum kişilerin zarar görmemesi için her türlü dikkat ve hassasiyet gösterilmektedir." ifadelerine yer verildi. Bu arada, sahadaki muhabirlerden alınan bilgiye göre, TSK'ya ait zırhlı araçlar, özel kuvvetler ve piyade güçleri gibi unsurlar, Afrin toprakları içinde yaklaşık 5 kilometre kat etti. İlerleme sırasında ciddi bir çatışma yaşanmadı.
153 HEDEF ATEŞ ALTINA ALINDI
Genelkurmay Başkanlığı`ndan, Suriye'nin kuzeybatısında Afrin'deki hedeflere yönelik başlatılan harekat kapsamında şu ana kadar
PKK/KCK/PYD-YPG üyelerince kullanılan sığınak, barınak, mühimmat deposu gibi 153 hedefin ateş altına alındığı, Zeytin Dalı Harekatı'nın planlandığı şekilde devam ettiği bildirildi. Genelkurmay Başkanlığı`nın internet sitesinden yapılan açıklamada, TSK tarafından hudutlarda, bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak, Afrin bölgesinde, PKK/KCK/PYD-YPG üyelerine yönelik önceki gün saat 17.00'de "Zeytin Dalı Harekatı"nın başlatıldığı hatırlatıldı.
Harekâtın Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi`nin (BMGK) terörle mücadeleye ilişkin kararlarıyla BM sözleşmesinin 51'inci maddesinde yer alan meşru müdafaa hakkı çerçevesinde, Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılı olarak icra edildiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Tespit edilen hedefler, kara ateş destek vasıtaları ile ateşle taarruz edilerek etkisiz hale getirilmeye devam edilmektedir. Bu kapsamda şu ana kadar PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ tarafından kullanılan sığınak, barınak, mühimmat deposu ve benzeri 153 hedef ateş altına alınmış olup Zeytin Dalı Harekatı planlandığı şekilde devam etmektedir. Harekatın planlama ve icrasında sadece PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ ve bunlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereçler hedef alınmakta olup sivil/masum kişilerin zarar görmemesi için her türlü dikkat ve hassasiyet gösterilmektedir." Hatay semalarında sesleri duyulan savaş uçakları sabah saatlerinde Afrin'deki hedefleri vurdu. Bölgeden yükselen yoğun dumanlar sınır mahallelerinden de görülürken, şiddetli patlama sesleri de duyuldu. Sınırda konuşlu TSK`ya bağlı birlikler de PYD/PKK'nın işgal ettiği alanlara top atışları gerçekleştirdi. Kilis-Hatay hudut hattındaki bazı köylerden top sesleri duyuldu.
SINIR BİRLİKLERİNE TAKVİYE
TSK, Suriye'nin Afrin bölgesinde önceki gün PKK/PYD`ye yönelik başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında sınırdaki birliklere askeri araç takviyesi yapıldı. Kilis-İslahiye-Hatay hudut hattı istikametine yönlendirilen ve çoğunluğu tanklardan oluşan askeri araçlar, sınırda belirlenen bölgelere konuşlandırıldı. Adıyaman Jandarma Komando Özel Harekât Tabur Komutanlığından da Suriye sınırına konuşlu birliklere takviye amaçlı askeri araç sevkiyatı yapıldı. TSK tarafından başlatılan Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında Jandarma Komando Özel Harekât Tabur Komutanlığından otobüs ve askeri zırhlı araçlar, Afrin'e ulaştırılmak üzere Kilis'e doğru yola çıktı.
GECE BOYU ÇOK SAYIDA OBÜS VE TOP ATIŞI YAPILDI
Öte yandan, Hatay'daki sınır birliklerinden Afrin'deki PYD/PKK hedeflerine yönelik gece boyu çok sayıda obüs ve top atışı yapıldı. Bölgedeki patlama sesleri, sınır mahallelerinden de duyuldu.
BÖLGE ÜLKELERİNE 'ZEYTİN DALI HAREKATI' BİLGİLENDİRMESİ
Dışişleri Bakanlığı, bölge ülkeleri büyükelçilerine "Zeytin Dalı Harekatı" hakkında bilgilendirme yapacak. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal, bugün bakanlığa çağrılacak Suriye'ye komşu Ürdün, Irak, Lübnan, Katar, Kuveyt ve Suudi Arabistan büyükelçilerine "Zeytin Dalı Harekatı" hakkında bilgilendirmede bulunacak. Önceki gün de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin'in yanı sıra İran'ın Ankara'daki büyükelçilik misyon şefleri, Dışişleri Bakanlığına çağrılarak harekat hakkında bilgilendirilmişti.
"AFRİN MESELESİ SIRADAN BİR MESELE DEĞİLDİR"
Afrin meselesini yakından takip ettiklerini belirten HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, bunun sıradan bir mesele olmadığını, tüm bölgenin ciddi şekilde etkilenebileceği bir mesele olduğunu söyledi. Demir, “Afrin konusunda her geçen gün endişeler biraz daha artıyor. Çünkü Afrin meselesi sıradan bir mesele değil. Bölgemiz başta olmak üzere tüm bölge ülkelerinin çok ciddi bir şekilde etkilenebileceği bir meseledir. Kilit bir noktadır diyebiliriz. Net olarak şunu söylemek ve kabul etmek zorundayız ki; Afrin`in şuan geldiği durum ve ABD`nin PYD üzerinden bölgeye yerleşme girişimi daha önceki yanlış politikaların bir ürünüdür. İlk günden beri şunu söyledik; Suriye meselesinde bölge ülkelerinin bir araya gelip çözümler üretmeleri ve emperyalist ülkelerin önünü kapatmaları gerektiğini söyledik. Ancak ısrarla ABD ve Rusya gibi emperyalist ülkeler bölgeye davet edildi, onların müdahalelerine saha açıldı. ABD`nin dost olmadığı aşikârdır, bir yere girerse o bölgenin bütün dengelerini darmadağın eder ve kendi menfaatini ikame eder. Tüm devletlerin bekasını tehlikeye atar. Şuanda ABD`nin yapmaya çalıştığı da budur. Suriye`nin de Türkiye`nin de diğer bölge ülkelerinin de bekasını ciddi olarak tehdit etmektedir. Yanlış politikaların sonucu olarak ABD bölgeye sokuldu, şimdi çıkartılmak isteniyor. Bu da tabi o kadar kolay olmayacaktır.” dedi.
TÜRKİYE GÜVENLİK ANLAMINDA CİDDİ BİR SORGULAMA İÇİNE GİRMİŞTİR
Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM) Dış İlişkiler Uzmanı Muhammed Aksoy da, “Türkiye, ABD`nin Suriye`de Sınır Güvenlik Gücü oluşturacağını açıklamasının ardından, uzun süredir gündeminde olan Afrin`e yönelik operasyonu 20 Ocak`ta fiilen başlattı. Türkiye, 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden sonra, ülke kamuoyunda açıkça tartışılmasa da güvenlik anlamında ciddi bir sorgulama içine girmiştir. Bu durum Türkiye`yi, müttefiklerine rağmen, geçmişten farklı olarak politikalarını kendi başına belirleme, tedbirler alma ve uygulama noktasına getirmiştir. Suriye politikasında ABD ile başından beri uyuşmadığı hâlde bugüne kadar ipleri koparmamak adına süreci idare eden Türkiye, ABD`nin Suriye politikasının Türkiye`nin güvenliği pahasına uygulandığını fark etmiş; atılması planlanıp sonradan vazgeçildiği söylenen Sınır Güvenlik Gücü adımının, ABD politikasının Türkiye aleyhine son halkalarından olduğunu anlayarak Fırat Kalkanı`nda olduğu gibi fiilen sahaya inmiştir.” dedi.
ABD MÜTTEFİKİ TÜRKİYE`YE RAĞMEN PYD/YPG`Yİ GELİŞMİŞ SİLAHLARLA DESTEKLEMİŞTİR
“Zeytin Dalı” operasyonunun askerî yönü kadar siyasi yönünün de öne çıktığını ifade eden Aksoy, “Operasyonun sahadaki durumuyla birlikte uluslararası kamuoyu ile bölgesel ve küresel güçlerdeki yansımaları da yakından takip edilmektedir. Operasyonun siyasi boyutu diyebileceğimiz, ilgili ülkelerin ve uluslararası toplumun bilgilendirilmesi, BM kararlarıyla dünyanın operasyonun meşruiyetine ikna edilmeye çalışılması, basın bildirileri ile sürece dair anlık bildirimlerin yapılması hazırlıkların çok önceden yapılmış olduğunu göstermektedir. ABD uzun süredir Türkiye ile PYD/YPG arasında kalmış, Türkiye`yi idare etme yolunu seçip müttefiki Türkiye`ye rağmen PYD/YPG`yi gelişmiş silahlarla desteklemiştir. Türkiye`nin şiddetli tepkilerine rağmen PYD`yle ilişkilerini güçlendiren ABD, artık Türkiye ile “yeni müttefiki” arasında tercih yapma noktasına gelmiş ve bir “ara formül” bularak Afrin`in DEAŞ karşıtı mücadelede operasyon alanları olmadığını açıklamıştır. ABD`nin açıklamasından yola çıkarak PYD`ye verilen ABD desteğinin son bulduğunu/bulacağını söylemek mümkün değildir. ABD`nin gerçek tavrı Türkiye`nin dile getirdiği olası Menbiç Operasyonu`nda görülecektir. ABD`nin büyük yatırım yaptığı PYD`yi terk etmesi, bu tip örgütlerin ABD`ye güvenmesini engelleyecek, uzun vadede ABD`nin aleyhine işleyecektir. Türkiye`nin de bütün yaşananlara karşın NATO gibi aynı örgütlerde bulunduğu geleneksel müttefiklerine eski güveni duyması zor görünmektedir.” şeklinde konuştu.
RUSYA`NIN TÜRKİYE`YE DESTEĞİ SINIRSIZ DEĞİLDİR
“Operasyon Rusya`nın muvafakati alınarak gerçekleşmiştir.” diyen Aksoy son olarak şunları söyledi; “Rusya, olayların bu noktaya gelmesinden ABD`yi sorumlu tutmaktadır. PYD`ye sahiplik etmek için ABD`nin yedeğinde bekleyen Rusya`nın Türkiye`ye desteği sınırsız değildir. Operasyon kısmi bir başarı elde ettiğinde, Fırat Kalkanı çapına ulaşmadan, Rusya tarafından çözüm için siyasi süreçlerin daha sık gündeme getirileceği ileri sürülebilir. Afrin Operasyonu, DEAŞ`a karşı yapılan Fırat Kalkanı`ndan farklı görünmektedir. Çünkü uluslararası toplumda DEAŞ karşıtı bir hava hâkimken aynı oranda PYD/YPG karşıtı bir kamuoyu bulunmamaktadır. Bu açıdan Afrin Operasyonu`nun başarısı, uluslararası güçlerin olduğu kadar, bölgenin yerli unsurlarının ve bölgesel bağlantılarının da ikna edilmesinden ve Türkiye`nin işgalci gibi görülmekten sakınmasından geçmektedir. Açıklamalara yansıdığı kadarıyla Türkiye`nin buna hazırlıklı olduğu görünmekte; yapılanın egemenlik ihlali olmadığı, operasyonun Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılı olarak icra edildiği deklare edilmektedir.”