• DOLAR 34.599
  • EURO 36.723
  • ALTIN 2903.738
  • ...
"28 Şubat`tan bu yana adil bir yargılama olmadı"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

28 Şubat döneminde ve sonrasında camilerde Kur'an-ı Kerim dersi verdiği için binlerce mütedeyyin gözaltına alınıp, türlü türlü işkencelere maruz kaldı ve aradan geçen bunca yıla rağmen halen cezaevinde kalmaya devam ediyor.

28 Şubat'ta yaşanan bu hukuksuzluklar gündemdeki sıcaklığını korurken, post-modern darbe olarak nitelendirilen ve "Bin yıl sürecek." denilen darbenin üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen mağduriyetlerin giderilmemesi dikkat çekiyor.

O dönemde, FETÖ'cü olduğu bilinen, şu anda açığa alınan ve tutuklanan hâkim ve savcıların vermiş olduğu kararlar sonucu uyduruk suçlamalarla cezaevlerinde tutulanların 21 yıldır suçsuz yere cezaevinde olduğuna dikkat çeken Gazeteci-Yazar Hamza Mercanoğlu ve Yaşar Yavuz, bu insanların aradan geçen bunca yıla rağmen halen cezaevlerinde tutulmalarını zulüm olarak niteledi.

28 Şubat sürecinde başörtüsü mağdurlarına, genel yayın yönetmenliğini yaptığı İslami radyoda destek verdiği için DGM'de yargılanan, daha sonra mesleği elinde alınan Mercanoğlu, Müslümanlar için 28 Şubat'ın halen devam ettiğini söyledi.

28 Şubat döneminin çok iyi tahlil edilmesi gerektiğini belirten Mercanoğlu, "O dönem medya sadece kendi başına medya ve asker kendi başına asker değildi. Bu darbenin farklı ve değişik ayakları var. Örneğin siyasi, ekonomik ayakları var. Bunların hiçbirisine dokunulmadı. Bunlar birbirlerini tetikleyen unsurlardır. Sadece askerleri yargılamak bir sonuç vermez. Sadece medyayı da ortaya çıkartmak bir sonuç vermez. Aslında bu noktada sistemin kendisini de sorgulamak lazım." dedi.

"20 yaşında cezaevine girenler bugün 40 yaşına geldiler"

28 Şubat'ta hukuksuz yargılamaların taşeronluğunu FETÖ'nün hâkim ve savcılarının yürüttüğünü ifade eden Mercanoğlu, "Maalesef aradan 22 yıl geçmesine rağmen FETÖ'cü olduğu bilinen ve açığa alınan hâkim ve savcıların vermiş olduğu kararlar ile bu uyduruk suçlamalarla cezaevlerinde tutulan insanlar 20 yıldır hapiste yatmaktadırlar. Gencecik, yani 20 yaşında cezaevine girenler bugün 40 yaşına geldiler, saçları, sakalları ağardı. Bugün FETÖ tarafından asılsız iddialarla içeriye konuldukları bilindiği halde maalesef halen içeride tutulmaktadırlar." şeklinde konuştu.

"28 Şubat'tan bu yana adil bir yargılama olmadı"

28 Şubat süreciyle ilgili olarak dönemin askeri kesimine yönelik yasal işlem başlatılırken, o dönem manşetleri ve yönlendirmeleriyle destek veren sivil ayağa bir türlü dokunulmadığını ve bu nedenle 28 Şubat zihniyetinin halen devam ettiğini anlatan Mercanoğlu, şunları söyledi.

"Maalesef adil bir sistem yoktur. 28 Şubat'tan bu yana adil bir yargılama olmadı. Bu insanlar gerekli muameleyi ve cezaları almadıkları için bugün de maalesef biraz daha güçlenerek, birtakım kazanımları tehdit eder hale geldiler. Örneğin başörtüsü meselesi... Bu zihniyet bugün dahi başörtüsünü yasaklayabilir. Bu konuda iktidarın da bir an önce bu mevcut kazanımları yasal düzenlemeye alması gerekiyor. Bunlarla ilgili kanunları değiştirmesi lazım. Bugün başörtüsü serbest ama bunlar sadece bir genelgeyle mukimdir. Dolayısıyla yarın herhangi farklı bir zihniyet iş başına gelmiş olsa bir gün içerisinde bir genelgeyle tekrar kamuda, okullarda başörtüsünü yasaklayabilir. Yasal olarak buna hiçbir mâni yok. Dolayısıyla bu konuda 28 Şubat'ın getirmiş olduğu bu hususlarda yasal düzenlemelerin bir an önce yapılması lazım."

"İş adamlarının, medya ayağının da yargılanması gerekiyor"

28 Şubat sürecinin bütün aktörleri yargılanmadığı müddetçe bu sürecin devam edeceğini vurgulayan Mercanoğlu, "28 Şubat'ta algı yapan, 28 Şubat'ın olması için manşetleriyle ve televizyon kanallarıyla buna destek veren kurumların iş adamı ayağının kimler olduğunu herkes biliyor. Bugün onlar halen ayaktalar ve devam ediyorlar. Bugün bile Şanlıurfa'da bir imam hatip okulunda öğretmenin öğrencilerine başörtüsünü sevdirmek adına başörtüsü dağıtarak bir kutlama yapmasını haber yapıp, sanki bir öcü varmış gibi gündeme getiren medya dün 28 Şubat'ta aynı algıyı yapan medyadır ve bugün de halen ayaktadır. Dolayısıyla bu konuda yargı süreçlerinin başlaması lazım. Askerlerin yargılanmaya başlaması olumlu bir adımdır ama iş adamlarının, medya ayağının da bir an önce yargılanması gerekmektedir." ifadelerini kullandı.

"Bu insanlar iade-i itibar istiyorlar, yeniden yargılanmak onların en doğal hakkıdır"

Geçtiğimiz günlerde Anayasa Mahkemesinin, FETÖ'den tutuklu bulunan Şahin Alpay ve Mehmet Altan'ın tahliyesine karar vermesine değinen Mercanoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"15 Temmuz'da 250 insanımızı gözünü hiç kırpmadan şehit eden, bu ülkede darbe gerçekleştiren insanlara destek veren medya mensuplarının dâhil kendilerinde bir hak telakki edip, bu noktada tahliye isteyebildiği ve karşılık bulduğu bir dönemde maalesef 20 yıldan beri FETÖ'nün eliyle içeriye atılmış insanların halen içeride olmasını mantıken ve aklen anlayabilmek mümkün değil. Bunun bir izahı da yoktur. Bu noktada sayın cumhurbaşkanına çağrım, kendi kişisel nüfusunu ve gücünü kullanarak bir çaba göstermesidir. Çünkü bu insanlar gerçekten mazlum ve mağdurdur. İstedikleri şeyse gayet doğaldır, insanidir. Yani iade-i itibar istiyorlar ve yeniden yargılanmak onların en doğal hakkıdır. Aslında zaten kötü niyetli kişiler olmuş, gerçekten suçlu olmuş olsalardı yeniden yargılamayı talep etmez, af talep ederlerdi. Bu insanlar yeniden, adil bir şekilde yargılama talep ettiklerine göre gerçekten bu masumiyetlerinin işaretidir. Hükümetin bu noktada bir an önce bu insanların mağduriyetini sona erdirmek için gerekli adımları atması, korkmaması gerekmektedir. Bu bir zulümdür. Bir insanın ömrünün 20 senesini hapiste geçirmesi çok önemli bir hak ihlalidir."

O dönem tutuklanan ve yıllardır cezaevinde tutulan kişilerin FETÖ tarafından mağdur edildikleri bilindiği halde bu konuda bir adım atılmamasını anlayamadığını ve bunun bir zulüm olduğunu belirten Yavuz ise 28 Şubat sürecinde siyasi itham ve suçlamalarla cezaevine konan herkesin serbest bırakılması gerektiğini vurguladı.

"O medya ayağının halen baskılara devam ettiğini görüyoruz"

28 Şubat'ın ana aktörlerinden birinin medya olduğunu belirten Yavuz, o dönem atılan manşetleri hatırlatarak, "Darbe ile ilgili darbenin içerisinde parmağı olan siyasiler, iş adamları ve medya yani bu anlamda kim varsa bunların bir şekilde yargılanması, gerekli görülen cezanın verilmesi lazım. Bu, toplumun geleceği açısından gerekiyor. Aksi halde bugün de o medya ayağının halen bir şekilde o baskılara devam ettiğini görüyoruz. Çok vahim bir durum ki yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede bugün halen birileri cadı avına çıkıyor, 'İrtica hortladı.' diye haberler yapmaya çalışıyorlar. Bir imam hatipte çocukların namaz kılmalarını çok büyük bir olaymış gibi veyahut kötü bir şeymiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Bu bize neyi gösteriyor? Evet, o günkü medya ve o zihniyet bugün halen göreve devam ediyor. Bunun sebebi, bu kişilerin yargılanmamasından kaynaklanıyor. Siz hukuk dışı hareket edeceksiniz ama halen o söylemlerinize ve uygulamalarınıza devam edeceksiniz. Bu kabul edilebilir bir durum değildir." dedi.

Yavuz, 28 Şubat'ta İslami kimlikleri ve duyarlılıklarından dolayı sayısızca insanın uyduruk suçlamalarla yargılandığını ve aradan geçen 21 yıla rağmen halen cezaevinde tutulduğunu bildirerek, "28 Şubat bin yıl sürecek.' diyenleri aslında bugün çok iyi anlıyoruz. Demek ki çok derinmiş. Dışarıda Amerika, içeride FETÖ kadar derin. 28 Şubat'ı halen hissediyoruz. Nice genç insan, çocuk yaşta suçsuz yere tutuklandı, cezaevlerine atıldı. Bugün saçları, sakalları ağardı. Hiçbir suç olmaksızın 20 yıldır cezaevinde yatıyorlar. Bu insanlar sadece düşüncelerinden dolayı, camilerde Kur'an-ı Kerim dersi verdiklerinden, İslami sohbetlere katıldıklarından, İslami gazetelerde köşe yazısı yazdıklarından hatta normal bayilerde satılan gazeteleri, dergileri dağıttıkları için gözaltına alınıp, sonra müebbet hapis cezasına çarpıtıldılar. Bu insanlar bugün halen cezaevindeler, ömürleri halen cezaevinde çürüyor." ifadelerini kullandı.

"Bu insanları yıllardır suçsuz yere cezaevinde tutmanız zulümdür"

28 Şubat mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğine dikkat çeken Yavuz, yetkililere çağrıda bulunarak, "Bu insanlar yasal olarak da suçsuzlar. Şu anda tutuklu olmaları yanlıştır. Bu insanların tutuklu olması hem yasal değildir hem de helal değildir. Hükümet bununla ilgili ne yapmak istiyor, neden bu konuda ömürleri cezaevlerinde çürüyen, gençken cezaevine giren ve bugün 40 yaşına dayanmış olan bu insanları bırakmıyor, anlamış değilim. Bu mağdur insanlar devletten ve hükümetten bir af istemiyor. Bu insanlar suçsuz ve siz bu insanları suçsuz yere yıllardır cezaevlerinde tutuyorsunuz. Bu bir zulümdür. Bu zulmün artık sona ermesi lazım." şeklinde konuştu. (İbrahim Koçyiğit - İLKHA)












 

Bu haberler de ilginizi çekebilir