"28 Şubat`ın mantığını taşıyan basın yargılanmalı"
Basın yoluyla İslam`a ve İslami değerlere yapılan saldırılarla ilgili değerlendirmelerde bulunanYrd. Doç. Dr. Davut Okçu, 28 Şubat sürecinden bu yana İslami değerlere saldıran ve mantığını taşıyan basının yargılanması gerektiğini söyledi.
Basın ahlak esasları ve basın meslek ilkelerini ayaklar altına alarak, yalan yanlış haberlerle toplumun huzurunu dinamitleyen 28 Şubat medyası hakkında değerlendirmelerde bulunan Batman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Davut Okçu, 28 Şubat'ın mantığını taşıyan basının yargılanması gerektiğini ifade etti.
28 Şubat medyasını hatırlatan Okçu, medyanın yalan, yanlış haberlerle meydana getirdiği mağduriyetler karşısında hükümetin bir adım atması gerektiğini söyledi.
Darbecilerin değirmenlerine su taşıyan 28 Şubat yanlısı gazete ve gazetecilerin yargılanması gerektiğini vurgulayan Okçu, "Çalışan gazetecilerle ilgili kamuoyunun bir takım endişeleri oldu. O dönemde askeriye sivil siyasi iktidara post modern darbe yaptı. Darbenin hazırlanması konusunda basın iyi bir imtihan vermedi. Özellikle Milliyet Gazetesi, Hürriyet Gazetesi ve Cumhuriyet Gazetesi dindarları ve siyasi iktidarı bazı senaryolar hazırlayarak manşete taşıdılar. Mesela 'Aczimendi' diye bir tehlike yokken basın icat etti. Ali Kalkancı diye bir mutasavvıf yokken basın bir senaryo hazırladı ve manşetlere taşıdı. Manşetlere Fadime Şahin senaryosu taşıdı. Böylece dindar insanlar hedef gösterildi. Basının hedef göstermesiyle birlikte Genelkurmay devreye girdi." dedi.
"Genelkurmay dindar insanlardan alışveriş yapılmamasını istedi"
O dönem de 28 Şubatçı medya tarafından dindar iş adamları ait iş yerlerinin hedef gösterilerek kara listeye alınmaya başlandığını söyleyen Okçu, "Genelkurmay 'yeşil sermaye' adı altında bir hedef gösterdi. Dindar insanlardan alışveriş yapılmamasını istedi. Hatta kamuoyunda 'bunlarla alışveriş yapmayın' diye mesajlar verdi. Yine askeriye adliye mensuplarını çağırıp dindar insanlara ve siyasi iktidara karşı brifingler verdi. Dindar insanlar yönelik bir takım faaliyetler yapılmasını önerdi. Yine aynı askeri çevreler rektörleri çağırdılar rektörlere uyarılarda bulundular. Rektörlerde basını kullanarak dindar insanlar hedef gösterildi. 'Laiklik elden gidiyor' naraları atıldı. Hata rektörler görevlerini bu konuda daha fazla ileriye taşıyarak başörtü avına çıktılar. Binlerce öğrenci başörtüsü nedeniyle üniversitelerden atıldı. O zaman başörtüsü demediler 'okulun huzurunu sükûnunu bozuyor' dediler. Binlerce çocuk kendi ülkelerinde üniversite okuyamadı. Avrupa ülkelerine gittiler. Hatta bir kısmı yakın tarihe kadar ırkçılığı ve faşizmle meşhur olan Güney Afrika'ya gidip orada başörtüsü yasağı olmadan üniversitelerini bitirmek zorunda kaldı." ifadelerini kullandı.
"Fethullah Gülen 'askerler sizden daha demokrat artık bırakın gidin' demişti"
Fethullah Gülen merhum Erbakan'ı iktidardan düşürmek için basın yoluyla savaş açtığını hatırlatan Okçu, "O dönemde Fethullah Gülen'e ait basın ve onun demeçleri siyasi iktidarı hedef gösterdiler. Milliyet Gazetesinin başlığı 'Fethullah Gülen uyardı' ve Hürriyet Gazetesi 'beceremediniz artık bırakın' diyor. Yine Fethullah Gülen 'askerler sizden (merhum Erbakan hükümeti) daha demokrat artık bırakın gidin' demişti. Bütün bunlar basın mensuplarının o gün basın ahlak yasasını çiğnediğine dair birer ibretlik göstergedir. Siyasi iktidar görevden uzaklaştırıldı. Aradan yıllar geçti ama günümüzde sanki 28 Şubat öncesi yine bir takım senaryolar sahneye konuldu gibi bizde bir endişe oldu." diye konuştu.
"Bir takım medyatik şahsiyetler hata ortaöğretimde öğrenci flört yapıyor"
İslami kesimi endişelendiren hususları anlatan Okçu, şunları söyledi: "Medeni kanunumuza göre evlenme yaşında olmayan bir takım medyatik şahsiyetler hata ortaöğretimde öğrenci flört yapıyor. Bunlar gazetelere çekiliyor. Çağdaşlık adına bunlara methiyeler diziliyor. Ama Diyanet İşleri Başkanının buluğ çağında insanlar evlenebilir. 'Kızlar erkekler buluğ çağına erişti mi evlenebilir' şeklindeki fetvası bu sözünü ettiğimiz medyanın ağzında sakız oldu. Öte taraftan kadınları bir nesne, bir obje gibi onların bedenini teşhir eden aynı basın yine Diyanet İşleri Başkanlığının o ifadesini diline doladı."
"28 Şubat'ta bu basının yargılanmaması onlara cesaret verdi"
Günümüzde de 28 Şubat yanlısı gazete ve gazetecilerin İslam'a karşı savaşlarının devam ettiğine dikkat çeken Okçu, "Okullarda meydana gelen faaliyetlere dil uzatmaya başladılar. Batman'dan bir örnek vereyim. Üniversitemizde tesettür ile ilgili bir sorun yaşandı. Bunlar sayfalarına taşırken tesettüre yönelik o yasakları eleştirmek yerine peçeli kadınları koyup onlar üzerinden tesettürü hafif alan bir takım yayınlar yaptılar. Dolayısıyla 28 Şubat'ta bu basının yargılanmaması onlara cesaret verdi diye düşünüyorum. En kısa zamanda 28 Şubat'ta insan hak ve hürriyetlerini demokrasiyi meşru yollarla iktidara gelmiş iktidarı düşürmeyi hedefleyen 28 Şubat'ın mantığını taşıyan o basın mutlaka yargılanmalıdır. 28 Şubat davasına bunlarda eklenmelidir diye düşünüyorum. Hükümetten bu konuda bir adım atmasını bekliyorum." şeklinde konuştu. (İLKHA)