"Su Kaynaklarımızı Korumak, Yaşama Sahip Çıkmaktır"
Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, 22 Mart Dünya Su günü vesilesi ile 10 gündür sürdürdükleri Eğitim çalışmalarını açıkladı ve "Su kaynaklarımızı korumak, yaşama sahip çıkmaktır" dedi.
DİYARBAKIR - Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, Su kaynaklarının korunması ve geliştirilmesi ile ilgili olarak yurt geneli konferans, panel, eğitim seminerleri gerçekleştirdiklerini açıkladı.
Bilinçsiz Su Kullanımı Engellemeli
Bunlardan ilkini Mersin'de, ikincisini Adana'da, Üçüncüsünü Gaziantep de, dördüncüsünü Konya'da, Beşincisini Isparta'da, Altıncısını ise Bursa'da gerçekleştirdiklerini belirten Göktaş sözlerini şöyle sürdürdü; "Su, insanların en temel gereksinimi olma ve başlıca ekonomik faaliyetlere kaynaklık etme özelliği ile ulusların devamlılığı için yaşamsal bir kaynaktır. Sosyal ve ekonomik faaliyetlerin sürmesi büyük ölçüde temiz ve yeterli su arzına sahip olmaya bağlıdır. Su kaynaklarının geliştirilmesi ekonomik üretkenlik ve sosyal refaha doğrudan katkı yapmaktadır. Bu bağlamda akarsu kaynaklarımız, içilebilir su kaynaklarımızı çok daha dikkatli korumak, kollamak ve kullanmak zorundayız. Bilinçsiz kullanımı engellemeliyiz. Hor kullanmayı önlemeliyiz. Kirletmemeliyiz."
1,1 Milyar İnsanın Temiz İçme Suyundan Mahrumdur
Dünyadaki nehirlerin yaklaşık 2/3ü (yaklaşık 300 nehir) sınır ötesi su olarak bir kaç komşu ülke tarafından paylaşıldığını belirten Göktaş, yaklaşık 1,1 milyar insanın temiz içme veya kullanım suyundan yoksun olduğuna dikkat çekti. Göktaş, "Her yıl yaklaşık 5 milyon insan temiz su ile ilgili hastalıklardan dolayı ölmektedir. 2025 yılında dünya nüfusunun üçte biri şiddetli derecede su sıkıntısı çekecektir. Halen dünyada 2,8 milyar insan şehirlerde yaşıyor, bu rakam 2025'te 4,5 milyara yükselecek. Şehirler temiz suya daha fazla ihtiyaç duymakta olup aynı zamanda da daha büyük atık su sorununa yol açmaktadırlar. Şehir nüfusunun artması ciddi su sorunlarını beraberinde getirecektir. Ülkemizdeki 3200 belediyenin yaklaşık 50 adedi kanalizasyon sularını arıtmaktadırlar. Başka bir deyişle nüfusumuzun yaklaşık 50 milyonuna ait kanalizasyon suları doğrudan nehirlere dolayısıyla göl ve denizlere akmaktadır. Bu ürkütücü gerçek yaşamımızı tehdit ediyor. Suyu bilinçli kullanmak, kirletmemek, akarsu ve içilebilir su kaynaklarımızı korumak hepimizin görevi" dedi. (M. Salih Keskin - İLKHA)
Bilinçsiz Su Kullanımı Engellemeli
Bunlardan ilkini Mersin'de, ikincisini Adana'da, Üçüncüsünü Gaziantep de, dördüncüsünü Konya'da, Beşincisini Isparta'da, Altıncısını ise Bursa'da gerçekleştirdiklerini belirten Göktaş sözlerini şöyle sürdürdü; "Su, insanların en temel gereksinimi olma ve başlıca ekonomik faaliyetlere kaynaklık etme özelliği ile ulusların devamlılığı için yaşamsal bir kaynaktır. Sosyal ve ekonomik faaliyetlerin sürmesi büyük ölçüde temiz ve yeterli su arzına sahip olmaya bağlıdır. Su kaynaklarının geliştirilmesi ekonomik üretkenlik ve sosyal refaha doğrudan katkı yapmaktadır. Bu bağlamda akarsu kaynaklarımız, içilebilir su kaynaklarımızı çok daha dikkatli korumak, kollamak ve kullanmak zorundayız. Bilinçsiz kullanımı engellemeliyiz. Hor kullanmayı önlemeliyiz. Kirletmemeliyiz."
1,1 Milyar İnsanın Temiz İçme Suyundan Mahrumdur
Dünyadaki nehirlerin yaklaşık 2/3ü (yaklaşık 300 nehir) sınır ötesi su olarak bir kaç komşu ülke tarafından paylaşıldığını belirten Göktaş, yaklaşık 1,1 milyar insanın temiz içme veya kullanım suyundan yoksun olduğuna dikkat çekti. Göktaş, "Her yıl yaklaşık 5 milyon insan temiz su ile ilgili hastalıklardan dolayı ölmektedir. 2025 yılında dünya nüfusunun üçte biri şiddetli derecede su sıkıntısı çekecektir. Halen dünyada 2,8 milyar insan şehirlerde yaşıyor, bu rakam 2025'te 4,5 milyara yükselecek. Şehirler temiz suya daha fazla ihtiyaç duymakta olup aynı zamanda da daha büyük atık su sorununa yol açmaktadırlar. Şehir nüfusunun artması ciddi su sorunlarını beraberinde getirecektir. Ülkemizdeki 3200 belediyenin yaklaşık 50 adedi kanalizasyon sularını arıtmaktadırlar. Başka bir deyişle nüfusumuzun yaklaşık 50 milyonuna ait kanalizasyon suları doğrudan nehirlere dolayısıyla göl ve denizlere akmaktadır. Bu ürkütücü gerçek yaşamımızı tehdit ediyor. Suyu bilinçli kullanmak, kirletmemek, akarsu ve içilebilir su kaynaklarımızı korumak hepimizin görevi" dedi. (M. Salih Keskin - İLKHA)