"Azrail`e hazırlıklı yakalanmamız gerekir"
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, partisinin Şanlıurfa`da düzenlediği `Siyaset Mektebi` programında yaptığı sunumda, adaletin hakim kılınmasının yolunun cehd ve gayretten geçtiğini söyledi.
HÜDA PAR AR-GE Başkanlığı tarafından yaklaşık 1 buçuk ay önce başlatılan 'Siyaset Mektebi'nin son oturumu bugün yapıldı.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, sunumunu yapmak üzere sahneye davet edilen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti sözcüsü Mehmet Yavuz'un sahneye gelişi tekbirlerle karşılandı.
Geçirdiği ağır hastalığı nedeniyle bir süredir tedavi gördüğünü ve durumunun iyiye gittiğini belirten Yavuz, kendisinden dualarını eksik etmeyen Müslüman kardeşlerine ve sevenlerine ise ayrıca teşekkür etti.
Şanlıurfa etabı sona eren 'Siyaset Mektebi' programında bir sunum yapan Yavuz, programda emeği geçenlere teşekkür ederek, çalışmanın hayırlara vesile olmasını diledi.
Konuşmasına cihad ve gayret etme kavramlarından konuşarak başlayan Mehmet Yavuz, Cihad kavramın sadece savaşmak anlamına gelmediğini, adaletin hâkim kılınması için cehd ve gayrete devam edilmesi gerektiğini söyledi.
Konuşmasın da "Azrail'e hazırlıklı yakalanmamız gerekir" diye başlayan Yavuz, "Bu bir çabadır, kardeşlerim. Çabalamak, Cehd etmek, uğraşmak adaletin kendisi olan aziz İslam'ı, ya da İslam'ın kendisi olan, adaleti hâkim kılma mücadelesinin küçük bir çabası, uğraşısıdır." dedi.
Yavuz, konuşmasına şöyle devam etti: "Bakın! Bu halk camiye gidiyor vaaz-nasihat, internete giriyor vaaz-nasihat, hocalara gidiyor vaaz ve nasihat. Peki, bu toplum bu kadar vaaz ve nasihate rağmen her hangi bir düzelme gösteriyor mu? Hayır. Aksine tersi durumlar söz konusu. Suç oranları artıyor. 15-30 yıl öncesine kadar bu kadar MOBESE kameraları yoktu. Şimdi bu kadar MOBESE kameraları kurulmuş, o halde suçların azalması lazım değil mi? Ama tam tersi oluyor, suç oranları gittikçe artıyor. Neden? Bu insanlar başka bir şey istiyor. Sadece konuşmak halka tesir etmiyor. 'Partimiz iyidir, yönetime gelirsek adaleti kuracağız, suçlularla mücadele edeceğiz.' Halkın üzerinde tesir etmiyor. Bir şey görmek, söylenen şeylerin uygulandığı bir mekanizma görmek istiyor. Bir milletvekili olarak, mecliste bunları yaptığını görmek istiyor. Bir belediye başkanı olarak, halkın cebine göz dikmediğini, halk için merkezden gelen bütün paraların, hizmete dönüştüğünü gözü ile görmek istiyor. 'Yani öyle bir parti gelecek ki, para yemeyecek, mümkün değil. Siyaset böyledir zaten.' Halk siyasetin başka bir şekilde yapılabileceğine inanmıyor. İşte tam olarak burada, bir kırılma yaşatmamız gerekiyor, insanlara." ifadelerini kullandı.
"Bir insanın hidayetine vesile olursanız, Güneşin üzerine doğduğu bütün toprakların, başka bir rivayette; Dünya ve içindekilerin size ait olmasından çok daha evladır" hadisini hatırlatarak sözlerine devam eden Yavuz, şöyle konuştu:
"Eğer biz bu halkın desteğini alırsak, bizim bir belediye başkanımız olursa ve mesai saatleri itibari ile sabah namazında Camii'yle işe başlar, kadrosunu ona göre kurarsa, öğleden sonra 2-3'e kadar ziyaret kabul etmez, gerekirse ayağında çizmesiyle o mahallenin bütün sokaklarını dolaşır ve bütün eksiklikleri bizatihi kendisi, teknik kadrosuyla birlikte, yazı altına alırsa, daha sonra bunları düzeltme adına kendisine verilen vergileri, merkezin göndermiş olduğu ödenekleri, hizmete dönüştürürse, halkta bunu gözüyle görürse işte o zaman çok şey değişecektir. Ve yine belediye başkanlarımız, son dönemde Şanlıurfa'da artmakta olan madde bağımlılarını, suça itilmiş insanları alır, belediyelerin sosyal projeleri kapsamında rehabilite eder, Allah'ın dinini anlatırsa, hastalıklarından uzak tutmaya çalışırsa, gelen paraları halkın gözünün önünde, 'projelerimiz şu, gidecek ödenek bu, gelirimiz bu, giderimiz de bu' diye şehrin değişik meydanlarında, halkın kafasında yerleşen 'bunlar para yiyor' imajını kaldırırsa, Allah'a yemin ederek söylüyorum 5-10 yıl içerisinde cennet gibi olacaktır bu şehirler."
Konuşması sık sık tekbirlerle kesilen Yavuz; konuşmasının ardından partililerle fotoğraf çektirdi, ayaküstü muhabbet etti. (İLKHA)