Kaybedeni olmayan bir çözüm yolu: Arabuluculuk
Anlaşmazlık yaşayan taraflar arasında mahkemelik olmadan kanunlar çerçevesinde orta yolu bulmalarını sağlayan "Arabuluculuk" uyuşmazlık çözümünde vatandaşlar tarafından çokça tercih ediliyor.
Son yapılan kanun değişikleriyle iş mahkemelerinde dava şartı olarak kabul edilerek Ocak 2018 itibariyle yürürlüğe giren ve kaybedeni olmayan çözüm yolu olarak nitelendirilen arabuluculuk uygulaması uyuşmazlık yaşayanlar tarafından çokça tercih ediliyor.
Mardin'in Midyat'ta ilçesinde görev yapan ve arabuluculuk hizmeti yürüten Avukat ve Arabulucu Mehmet Veysi Seven arabuluculuk hakkında bilinmesi gerekenleri İLKHA'ya anlattı.
Arabuluculuk hizmetlerinin dava konusu anlaşmazlıkların kısa sürede sonuçlanması açısından önemli olduğunu ifade eden Seven, arabuluculuk hizmetinde ilk olarak iş veya hizmet sözleşmesinden kaynaklanan, alacağı olan veya işe iade olmak isteyen kişilerin nasıl davranacağını bilmesi gerektiğini söyledi.
Tarafların istedikleri arabulucuya gidebileceğini ifade eden Seven, "01 Ocak 2018 tarihinden itibaren iş ve hizmet sözleşmelerinden kaynaklanan alacak ve tazminat davaları ile işe iade davaları açılmadan önce arabulucuya başvurma şartı getirildi. İlgili kişi Sulh Hukuk Mahkemesine arabulucu tayini için başvuru yapacak. Başvuru üzerine arabulucu görevlendirilecek. Sistem tayin edilen arabulucuya bilgilendirme mesajı gönderecek. Başvuran kişi tayin edilen arabulucuya müracaat edecek. İki taraf anlaşarak istedikleri Arabuluculuk bürosuna başvurup istedikleri arabulucunun görevlendirilmesini isteyebilirler. Sadece bir taraf büroya başvurursa, sıradaki arabulucu görevlendirilir." dedi.
"İhtilaflı herkes arabulucuya gitmek zorunda değil"
İhtilaflı tüm davaların arabulucuya başvurmasının zorunlu olmadığını belirten Seven, arabuluculuk ücret ve süresi ile ilgili şunları söyledi:
"İş kazaları ve meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları için arabulucuya başvuru yapmak zorunlu değil. Mesela sigortası yapılmayan işçi, sigorta tespit davası için arabulucuya başvurmaz, direk dava açar. Arabuluculuk faaliyeti olumsuz sonuçlanırsa; ücreti adalet bakanlığı ödeyecek. Anlaşma olursa; miktarın yüzde 6'sı taraflarca arabulucuya ücret olarak ödenecektir. Kural olarak ücreti taraflar eşit miktarlarda ödeyebilir veya ödemeyi kendi aralarında kararlaştırabilirler. Arabuluculuk faaliyeti en fazla bir ay içinde sonuçlanır. Olumsuz sonuçlanırsa dava açılabilir. Olumlu sonuçlanırsa mahkeme kararı gibi icraya konabilir."
"Arabuluculuk faaliyetinde gizliliği ihlal etmek suçtur"
Arabulucukta gizliliğin esas olduğuna dikkat çeken Seven, "Taraflar aksini kararlaştırmadıkça görüşmeler ve sunulan bilgiler gizlidir. Arabulucu tarafların kendisi ile paylaştığı sırları gizlemek zorundadır. Görüşmelere katılan herkes gizliliğe uymak zorundadır. Gizliliği ihlal etmek suçtur." diye belirtti.
Seven, "Midyat'ta ikamet eden fakat Midyat dışında çalışan biri Midyat Sulh Hukuk Mahkemesine başvurur. İşverenin yerleşim yeri Midyat'ta ise Midyat İlçesinde arabulucu tayin edilir. Hem işyeri ve hem de işveren Midyat dışında ise ya işyerinin olduğu yerdeki ya da işverenin ikamet ettiği yerdeki arabulucu görevlendirilir." ifadelerini kullandı.
Arabulucunun gönderdiği davet yazısında yazılı olan yer gün ve saatte ilk toplantıya gelmeyen taraf olduğu takdirde, davet edilen taraf ilk toplantıya gelmez ise arabuluculuk faaliyetinin sona ereceği vurgusunu yapan Seven, "Bu durumda gelen taraf dava açabilir. Gelmeyen taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderlerinin tamamından sorumlu olur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Ayrıca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayıldığından bunu da gelmeyen taraf öder. İş veya hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağı olan veya işe iade olmak isteyen kişi arabulucuya başvurmadan dava açarsa, arabulucuya başvurmak dava şartı olduğundan dava usulden red edilir." diye konuştu.
Seven son olarak, arabulucuya başvurulduğunda zaman kaybı olmayacağını hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerin işlemeyeceğini, dolayısıyla hak kaybının olmayacağını sözlerine ekledi. (Süleyman Tunç- İLKHA)