• DOLAR 32.542
  • EURO 34.855
  • ALTIN 2444.345
  • ...

Tüm Taşeron Çalışanlar Derneği Genel Merkezinden yapılan açıklamada, taşeronluk sisteminin uygulanması ile birlikte, iş kazaları ve işsizlik daha da arttığını, on binlerce işçinin hayatını kaybettiği bir o kadarının da sakat kaldığı belirtildi.

2002 yılından bu yana taşeron işçi sayısının 6  kat arttığına dikkat çekilen açıklamada, "Özelleştirme, sendikasızlaştırma, işsizlik ve işçi sınıfını örgütsüz bırakma gibi kölece yaşam koşullarına mahkum edilen ve işçi sınıfımızın başına bela edilen taşeronluk sistemi, yıllardır işçi sınıfımıza kan kusturmaya devam ediyor. Taşeronluk sisteminin uygulanması ile birlikte, iş kazaları ve işsizlik daha da artmıştır. On binlerce işçi kardeşimiz yaşamlarını kaybetmiş, bir o kadarı sakat kalmış ve yine yüz binlercesi de işsizlik cehennemine terk edilmiştir. 2002 yılında AKP iktidara getirildiğinde, Türkiye'deki Özel+Kamuda çalışan toplam taşeron işçi sayısı 387 bin iken, bu rakam 2017 yılına gelindiğinde 6 kat artarak 2 milyon 500 bine dayanmıştır." denildi.

Taşeron konusunun kapalı kapılar ardında hazırlandığı illeri sürülen açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "Toplamda 2.5 milyonu bulan ve aileleriyle birlikte 10 milyon işçiyi kapsayan böylesine önemli bir konu, oldu bitti ile tartışılmadan ve kapalı kapılar ardında hazırlandı. Konu, işçilerin temsilcisi olan sendikalardan bile kaçırıldı. Yine Taşerona kadro konusu, dillerinde hiç düşürmedikleri sözde milletin temsilcisi olan Meclis'ten, milli iradeden kaçırıldı. Çünkü konu tartışılsın istenmedi. Konunun açmazları, yalanları, kadro olayının bir yalandan ibaret olduğu, işçilerin beklentilerini karşılamadığı ve riskleri detaylı olarak bilinsin istenmedi. Halkımızın deyimiyle 'yangından mal kaçırırcasına' bir gece yarısı ansızın Taşeron işçilerine kadro konusunu da düzenleyen 696 sayılı 'Torba KHK' yayımlandı. Bir kere böyle bir yasanın KHK ile çıkarılmasının OHAL ile ne ilgisi var? Bu konuda Anayasa'nın 121. maddesi "olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun hükmünde kararnameler çıkarabilir" hükmünü içeriyor. Onun için Hükümet her istediği konuda KHK çıkaramaz. Sadece olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda KHK çıkarabilir. Taşeron işçiye kadro konusu ise olağanüstü halin gerektirdiği bir konu olmadığı çok açıktır."

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

"Kadroya alınacak olanlar için 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinin (A) bendinin çeşitli hükümleri uygulanacak. Böylece devlet memuru değil işçi olacaklardan devlet memurları için gerekli şartlar aranıyor.

Nedir bu şartlar?

En önemli ön koşul güvenlik soruşturmasıdır. Güvenlik soruşturması hukuki denetimi olmayan keyfi bir süreçtir. Ayrımcılığa, kayırmacılığa ve hatta keyfi uygulamalara yol açacaktır. Türk vatandaşı olmak, Kamu haklarından yasaklanmış olmamak, Kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkum olmamak ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlarla, yüz kızartıcı suçlar denilen suçlardan mahkum olmamak, akıl hastası olmamak ve güvenlik soruşturması veya arşiv araştırmasına takılmamak. Sadece bu şartlar bile taşeron işçilerinin kadroya geçmelerine en büyük engeldir."

İşçilerin yıllardır yaptıkları işler için sınava tabi tutulacağı belirtilen açıklamanın devamında," Öte yandan kadro için başvuran işçilere sınav koşulu getiriliyor. İşçilerin yıllardır yaptıkları işi yapıp yapamadıkları sınavla belirlenecek. Kadroya başvuranların işçilerin, idarelerince belirlenen usul ve esaslara göre yapılacak yazılı ve/veya sözlü ya da uygulamalı sınavı başarması gerekecek.  Başaramayanlar işsiz kalacaklar. Açıkçası bu sınav idarece istenmeyen, yandaş olmayan, hatta idarenin istediği sendikayı seçmeyen işçileri kadroya almamak için elemeye ve ayrımcılığa dönüşecek keyfi bir durum yaratacaktır." denildi. (İLKHA)