İki Ordunun Karşılaşması-3
Şeytanların komutanı daha sonra şöyle der:
Dil gediği üzerinde nöbet tutun. O en önemli gediktir. Diline fay-dasız ve zararlı sözleri söylettirin ve Allah`ı (CC) zikir, istiğfar, Kur`an`ını okuma, kullarına nasihat etme ve faydalı bilgi verme gibi ona (kalbe) fayda verecek sözleri söylemesine engel olun. Bu gedikte sizin için iki büyük iş var; hangisini başarırsanız olur, fark etmez:
Birincisi: Batıl konuşmak. Zira batıl konuşan kişi sizin kardeşiniz, en büyük askeriniz ve yardımcınızdır.
İkincisi: Hakkı konuşmamak. Hakkı haykırmayan kişi -birincisi konuşan kardeşiniz olduğu gibi- sizin dilsiz kardeşiniz-dir. Hatta neredeyse bu size diğerinden daha faydalıdır.
Birinin “Batıl konuşan dilli şeytan, hakkı söylemeyen ise dilsiz şeytandır” sözünü işitmediniz mi?
Bu gediğe çok dikkat edin. Sakın hak bir söz söylemesin, batıl konuş-maktan geri durmasın. Ona her yolla baktı süslü gösterin, her yola başvurarak hakkı söylemeden kor-kutun.
Yavrularım! Bilin ki, ben insa-noğlunu bu yolla helak eder, onları burunları üzeri cehenneme bu yolla düşünürüm. Bu gedikten kazandı-ğım nice öldürülmüş, yaralanmış, esir edilmiş kimseler vardır.
Size bir tavsiyem var, iyi belleyin:
Biriniz insan kardeşinin diliyle bir şey söylesin. Diğeriniz onu din-lesin ve sözünü çok beğendiğini, hayran kaldığını söylesin ve onu tekrar etmesini istesin. İnsana karşı birbirinize her türlü desteği verin. Yanlarına her yoldan sokulmaya çalışın, onları her köşede gözetleyin. Benim Rabblerine yaptığım yemini duymadınız mı?
Hani şöyle demiştim:
“Öyle ise, beni azdırmana kar-şılık, and içerim ki, ben de onlar (ı saptırmak) için senin doğru yolunun üstüne oturacağım. Sonra onların önlerinden, arkalarından, sağla-rından, sollarından onlara sokula-cağım ve çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın.” (A`raf, 16,17)
Görmüyor musunuz beni; O âdemoğlunun tüm yollarında otu-rurum. Bir yolda başarılı olamazsam hemen başka yolda oturur, diledi-ğimi veya hiç olmazsa bir kısmım elde etmedikçe oradan ayrılmam. Peygamberleri de, onları bu hususta uyarmış ve şöyle demiştir:
“Şeytan insanoğlunun tüm yollarında oturur. İslâm yolu üze-rinde oturur ve insana “İslam`a girip de senin ve atalarının dinini bırakacak mısın?” der.
İnsan onu dinlemeyip Müslü-man olursa, şeytan hicret yolun-da oturur ve “Havanı ve karanı
(memleketini) terk edip hicret mi edeceksin?” der.
Kişi onu dinlemeyip hicret ederse şeytan bu defa cihad yolu üzerinde durup ona “cihad edip de öldürülmeyi, ardından malının paylaşılmasını, hanımınla evlenil-mesini mi istiyorsun?” der.”
İşte böyle... Her hayır yolu üze-rinde onları bekleyin. Birisi sadaka vermek istese “sadaka yolu” üzerinde bekleyin ve ona “malını verip de şu dilenci gibi mi olacaksın” deyin.
Kendisinden sadaka istenen biri-sinin diline koyduğum şu sözü duy-madınız mı?
“Bunlar bizim malımız. Size verecek olursak sizin halinize döneriz / sizin gibi oluruz.”
Hac yolunda bekleyin ve onlara:
“Korku dolu ve meşakkatli bir yol. Kişi malının ve canının yok olması tehlikesiyle karşı karşıya oluyor” deyin.
İşte bu şekilde tüm hayır yol-ları üzerinde durun ve insanları onlardan sakındırın zorlukların ve tehlikelerini anlatın. Sonra günah yollarında durun ve onları insanoğ-lunun gözünde güzel, kalbine süslü yapın. Bu hususta en büyük yardım-cı olarak kadınları kullanın, onların kapısından girin. Onlar sizin için ne iyi yardımcıdırlar.
Sonra el ve ayak gediklerinde durun. İnsanları size zarar verecek şeyleri tutmaktan ve size zararlı yer-lere gitmekten men edin.”