• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...
"Toprakları özgürleştirmeden önce akılları özgürleştirmemiz lazım"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Siyasî Bilimler ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Filistinli Akademisyen Prof. Dr. Abdulfettah El Awaısı, Emperyalist ABD'nin Kudüs'ü siyonistlerin sözde başkenti olarak ilan etmesini İLKHA'ya değerlendirdi.

Müslümanların akıllarının işgal altında olduğunu ifade eden Prof. Dr. Awaısı, toprakları özgürleştirmeden önce akılları özgürleştirmek gerektiğini belirtti.

Kudüs meselesinin sadece Arapların veya Filistinlilerin meselesi olmadığını dile getiren Awaısı, Kudüs'ün ümmetin meselesi olduğunu söyledi.

ABD'nin bu kararı, Müslümanların zor bir dönem geçirdiği bir zamanda aldığına dikkat çeken Awaısı, "Müslümanların acziyeti ortadadır: Mısır, Irak, Libya yıkıldı. Suriye ve Yemen yerle bir oldu. Körfez devletlerinin hali ortadadır, gün geçtikçe Amerika Birleşik Devletlerine yakınlaşmaya çalışıyorlar. Suudi Arabistan'ın Veliaht Prensi, ABD ve israili razı etmek için uğraşıyor. Bütün bunlarla beraber Arap dünyası ve İslam ümmetinin hali de ortada. Gerçekten bu gün ümmet çok zayıflamış durumdadır. Şayet ben bile bu gün Amerika Birleşik Devletlerinin başkanın yerinde olsaydım milli çıkarlarımın gerektirdiği şeyler yapardım. Trump'ın almış olduğu karar İslam dünyasının bu zorlu sürecinde almış olması gözden kaçırılmaması gerekiyor. Hatta şunu söylemek lazım, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan İstanbul'da İslam İşbirliği Teşkilatını toplantıya çağırdığı zaman 55 üyeden sadece 15 ülke başkan seviyesinde temsil etti. Bu da İslam dünyasının nasıl bir zaaf ve gaflet içinde olduğunu ortaya koyuyor." dedi.

"İlmi olarak üniversitelerde Kudüs'le ilgili mastır, doktora alanlarının olması lazım"

Kudüs'ün ümmetin meselesi olduğunu dile getiren Awaısı, "İslam Ümmeti bu karara net bir şekilde karşı çıkma durumundadır. Çünkü Mescid-i Aksa ve Kudüs 100 yıldır işgal edilmiştir. Üzülerek şunu belirtmek isterim ki ümmet bu güne kadar sessiz olarak hareket etti. Şimdiye kadar ilmi olarak hareket etmedi. Bizim tarihimize dönmemiz lazım, sahih hadislerde Hz. Peygamber Mescid-i Aksa için Beytil Makdis (Mukaddes ev) demiştir. Kur'an-ı Kerim de ise orası için 'Mukaddes topraklar' tabiri kullanmıştır. Eğer bizler bunları bilirsek şunu anlarız: Kudüs meselesi sadece Arapların veya sadece Filistinlilerin meselesi değil, Kudüs ümmetin meselesidir. Bu asılları net bir şekilde anlayıp ona göre hareket etmemiz gerekiyor. Ben Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çağrıda bulunuyorum: Şu an Türkiye'de hiçbir Üniversitede Kudüs'le ilgili ne mastır, ne de doktora alanında hiçbir çalışama yok. İlmi olarak bunların yapılması lazım." ifadelerini kullandı.

"Güçsüz, kuvvetsiz olan İslam devletleri ne Amerika ne de siyonistlerle hiçbir siyasi veya iktidadi ilişkisini kesemez."

Amerika ve israil ile diplomatik ilişkilerin kesilmesinin Müslüman devletlerin güçlü olmasına bağlı olduğuna işaret eden Awaısı, sözlerine şöyle devam etti:

"Zaafiyet hali böyle bir şeyin olmayacağını ortaya koyuyor. Şayet ümmet güçlü olsaydı, İslam orduları 100 yıl önce Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı özgürleştirirdi. Fakat zaaflık döneminde askerleri hareket ettirmek gibi bir şansınız yoktur. Güçsüz, kuvvetsiz olan İslam devletleri ne Amerika ne de siyonistlerle hiçbir siyasi veya iktidadi ilişkisini kesemez. Bu işleri yapabilmek için öncelikle büyük ve güçlü devlet olmak zorundayız. Şimdi tarihi olan hiçbir İslam devleti o durumda değildir. Bizler daha İstanbul'da İslam İşbirliği Teşkilatı'nı tam olarak toplayamadık. Kudüs için yapılan bir toplantıya Kudüs Komitesi Başkanı Mağrib (Fas) Kralı bile gelmedi. Hatta ne başkanlık düzeyinde ne bakanlar düzeyinde ne de dışişleri düzeyinde hiç kimseyi Kudüs için toplanan bir toplantıya göndermedi. En alt düzeyde Mağrib temsil edildi. Şimdi böyle bir durumda Mağrib'in, israil veya Amerika'yla nasıl diplomatik ilişkilerini kesmesini bekleyebiliriz."

"Ümmetin ilim ve marifete ihtiyacı var"

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun Trump'ım kararına karşı aldığı oylama sonucunu da değerlendiren Awaısı, 1948'den bu yana Birleşmiş Milletler'in bir çok kararlar aldığını ancak bunların uygulanmadığına dikkat çekti.

"Ümmetin ilim ve marifete ihtiyacı var; önce öğrenip sonra onları tatbik etmek gerekir." diyen Awaısı, "Siyasilerin ilim ve marifete ihtiyaçları vardır. Bizlerin herşeyinden önce ilmi olarak  meselelere bakmamız lazım. Dünyada neler olup bittiğini bilip okumamız lazım ki ona göre kendi kararlarımızı alabiliriz. Ancak o zaman Birleşmiş Milletlerin almış olduğu kararın nasıl bir şey olduğunu, ne getirisi veya neye yarayacağını öğrenebiliriz." şeklinde konuştu.

"Müslümanların öncelikle akıllarını özgür olması lazım"

Awaısı, "Bizim batılı kuvvetlerden kurtulmamız lazım. Şu dört devletin bağımsız ve özgür olması lazım. Bunlardan biri Mısır'dır ama Mısır şu an israil ve Amerika'nın işgali altındadır. Suriye'nin özgür olması lazımdır. Çünkü Suriye işgal altındadır, Suriye yıkıldı perişan oldu. Aynı zamanda Irak'ın da bağımsız ve özgür olması lazımdır. Bütün bunlardan sonra bizler göreceğiz ki o zaman Türkiye güçlü ve kuvvetli olacaktır. Türkiye özgür Mısır'la, özgür Suriye'yle ve özgür Irak'la güçlüdür. Selahaddin-i Eyyubi Kudüs'ü özgürleştirmeden bu şeyleri yaptı. Selahaddin-i Eyyubi herşeyden önce Mısır'ı özgürleştirdi, daha sonra Şam diyarını kurtardı, bunlardan sonra Kudüs'ü fethetme yoluna gitti. Bütün bunlardan önce bizim yabancılardan, batılılardan kurtulmamız lazım. Evet, biz Müslümanların öncelikle akıllarını özgür olması lazım. Bugün Müslümanların akılları işgal altındadır. Bizim toprakları özgürleştirmeden önce akılları özgürleştirmemiz lazım, öncelikle Müslümanların akıllarının özgür olması lazım. Bunun bir başlangıç olması lazım daha sonra gelecek meselelere bakarız." ifadelerini kullandı. (M. Hüseyin Temel, Abdurraman Tetik- İLKHA)










 

Bu haberler de ilginizi çekebilir