• DOLAR 34.639
  • EURO 36.648
  • ALTIN 2949.23
  • ...
"Kadın ve erkek farklı fıtratlarda yaratılmıştır"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Kur'an-ı Kerim'in insan hayatına her noktada yön verdiğini, aynı zamanda insanların nasıl davranması gerektiğinin de Kur'an-ı Kerim'de belirtildiğini vurgulayan ADYÜ İslami ilimler Fakültesi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik, "Kur'an-ı Kerim'de aile yapısı ile ilgili olarak getirilen bir takım düzenlemeler, bir takım temel ilkeler var. Kur'an-ı Kerim her konuda olduğu gibi bir şeyin yapılmasını sadece yapılmasını emretmek ile kalmaz onun yollarını da gösterir. Neyin en iyi şekilde yapılacağını gösterir, bizlere anlatır. Aile dediğimiz zaman da bu anlamda Kur'an-ı Kerim'de aile yapısı ile ilgili olarak getirilen bir takım düzenlemeler, bir takım temel ilkeler var." dedi.

"Eşler aynı nefisten yaratılmıştır"

Kadın ve erkeğin bir nefisten yaratıldığını ancak fıtratlarının farklı olduğunu dile getiren Çelik, "Ayeti kerime bize aslında sağlıklı bir evliliğin yürümesi noktasında çok sağlam bir ipucu veriyor. Her şeyden önce Allah-u Teâlâ eşlerin aynı nefisten yaratıldığını ifade eder. Nisa suresinde ilk ayeti kerimede, 'Ey insanlar sizi bir nefisten ve o nefisten de eşinizi yaratan Rabbinizden korkun. O'na karşı takva sahibi olun, saygılı olun. O'nun emirlerini yerine getirmekte hassas davranın, yasaklarından da uzak durun' buyurmaktadır. Ayeti kerimeler, kadın ile erkeğin farklı yapıda olduklarına, farklı özelliklerde olduğuna dikkat çekiyor. Bugün evlilik noktasında da belki en büyük problem, en büyük sıkıntı buradan kaynaklanıyor. Yani erkek kadının kadın da erkeğin farklı olduğunu kabullenmiyor. Yani eşler birbirlerinin farklı olduklarını kabullenmiyorlar." şeklinde konuştu.

"Bir nefisten yaratılan eşler fıtrat olarak farklıdır"

"Bir nefisten yaratılan eşlerin fıtrat olarak farklı olduklarının altını çizen Çelik, sözlerine şöyle devam etti: "Burada dikkat çekilen nokta aslında kadının farklı olduğu, yani kadın ve erkeği Allahu Teâlâ'nın farklı yarattığının bilinmesi... Ki bugün en büyük sıkıntı eşler bu farklılıkları kabullenemiyor. Yani erkek, karşısında kendisi gibi düşünen, hayata kendisi gibi bakan, kendisinin zevk aldığı şeylerden zevk alan, kendisinin ilgi duyduğu şeylere ilgi duyan bir hanım bekliyor. Hanımda karşısında kendisi gibi düşünen, kendisinin dediklerini yapan, kendisinin sözünün dışına çıkmayacak, kendisi ile aynı duyguları paylaşan bir eş bekliyor. Oysaki Allah-u Teâlâ kadını ve erkeği faklı yaratmış. Yani kadının fizyolojik olarak, duygusal olarak erkeklerden çok farklı olduğu, erkeklerin de kadınlardan çok farklı olduğu bugün yapılan çalışmalarda da ortaya konuyor. Eğer eşler kendi aralarındaki farklılıkları bilir ve ona göre tavır belirlerse işler daha da kolay olacak. Ama bunu bilmediğimiz zaman, eşimizi kendimize benzetmeye çalışıyoruz. Bu da sorunlara kaynaklık ediyor."

"Evliliklerin de bir imtihan vesilesi olduğu unutulmamalı"

"Evlilikte eşler farklılıkları ile birbirlerini kabullenir ise birçok problem halledilmiş olacaktır." diyen Çelik, "Temel nokta bu. İkincisi ise eşlerimizin bizim için aynı zamanda bir imtihan vesilesi olduğunu unutmayacağız. 'Sizin mallarınız ve evlatlarınız sizin için bir imtihandır.' diyor, Allah-u Teâlâ. Yani biz evlilikle aynı zamanda imtihan oluyoruz. Eşlerimiz bizimle biz de eşlerimiz ile imtihan oluyoruz. Bu prensip unutulmamalı." şeklinde konuştu.

Evliliğin çok geciktirilmemesi hususunda da uyarılarda bulunan Çelik, Peygamber Efendimizin sünneti olan evliliğin önemli bir görev olduğunu dile getirerek, "O yüzden evlilik teşvik edilmiştir. Bekâr kalmak ise teşvik edilmemiş, ondan uzak durulması tavsiye edilmiştir. Çünkü bekâr kalan insan birçok noktada eksikliklerle doludur. Peygamber Efendimiz ' evlenen kişinin dinin yarısını yerine getirdiğini, diğer yarısı konusunda ise Allah'tan korkması gerektiğini' ifade eder. Çünkü evlilik ibadetleri kolaylaştırır." dedi.

"Evlilikler kolaylaştırılmalı"

Evliliğin kolaylaştırılması gerektiğini de dile getiren Çelik, sözlerine şöyle devam etti: "Bugün toplumda maalesef şöyle bir algı var; yani evlilik birçok şeye engelmiş gibi. Evlilik okumaya engel, evlilik çalışmaya engel, evlilik mal sahibi olmaya engel, evlilik şuna engel, buna engel. Ondan sonra ertele ertele yaş geliyor 35'e, 40'a ondan sonra evleneceksin, bu kez kolay karar veremiyorsun. Seçicilik artıyor, seçeceğin insanlar azalıyor. İşler daha da zorlaşıyor. Toplumdaki ahlaksızlık artırıyor. Bu tür durumların önüne geçmenin en güzel yolu kızlarımızı ve erkeklerimizi fazla bekletmeden evlendirmektir." (Cemil Özdaş - İLKHA) 






 

Bu haberler de ilginizi çekebilir