• DOLAR 34.704
  • EURO 36.724
  • ALTIN 2970.04
  • ...
YENİDEN BİR BAŞLANGIÇ
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

RABİA KÜLTER / DOĞRUHABER

“Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.”(Ali imran/104)

Bizi en güzel surette yaratan sonra da bizi Müslüman olarak bu ümmete ferd kılan Yüce Rabbimizin adıyla. Son peygamber olan Hz. Muhammed`e (sav.)  salât, O``nun yolundan gidenlere selam olsun.

Değerli kardeşlerim!  Bugün ki yazımda bize unutturulan, yabancılaştırılan, kendi öz değerlerimiz olan şeylerden nasıl uzaklaştırıldığımıza dair ufak bir yazımız olacaktır. Malumumuzdur ki Yüce Yaradan insanoğlunu ‘ahsen-i takvim” üzere yaratıp ona her şeyin bilgisini öğretti. Daha sonra onu imtihan yurdu olan dünya üzerinde milletler şeklinde halk etti. Tabi Rabbimiz onları kendi başlarına bırakmayarak biz kullarının doğru yolu bulabilmesi için peygamberler ve kitaplar irsal etti. Her toplum kendi çağındaki peygambere ittiba ederek inzal olunan ilahi emirlere riayet etmeye o emirleri yerine getirmeye çaba göstermiştir. Bizler de Son Peygamber olan Hz. Muhammed (sav)`in ümmeti olma şerefine nail olduk elhamdülillah. O peygamber ki karanlık bir çağa ışık olmuş, çöl vadiye hayat sunmuş ve insanlığa bir numune olmuştur. O``na indirilen Kur`an-ı Kerim bizler için yol gösterici, hayat nizamı, tüm insanlar için ab-ı hayat kaynağı ve cennet kapılarını açtıran anahtar hükmünü almıştır. Filhakika her geçen çağa ve zamana rağmen hükümlerinden hiç bir şey kaybetmemiş bilakis insanlığın kurtuluşu için daha elzem hale gelmiştir. Zaten yüce Rabbimiz bize indirilen Yüce Kitab`ın kıyamete kadar mahfuz edileceğini beyan etmiştir. Fakat şurası bir gerçektir ki değişen toplum ve insanlık her geçen gün İslam düşmanları tarafından onlara sunulan tatlı görünümdeki ama yavaş yavaş ve sinsice vücuda dağılan zehir hükmündeki kendi yaşam tarzlarını, düşüncelerini, fikirlerini aşılamaktadırlar ne yazık ki. İnsanlığın tekrardan hayat bulması ve kendi fıtrat ve benliklerine uygun hareket etmeleri ancak İslami ve Kur`anî bir nizamla mümkündür. İlk girişteki ayette belirtildiği gibi emri bil maruf ve nehiy anil münker yapacak bir grubun bulunması elzemdir. Öyle ki bu grup insanlığa yeniden hayat yollarını gösterecek, dünya ve ahiret dengesini kuracaktır. Günümüzde gözlerimiz önünde işlenen onca günahlar, batıl yola sapmış kişiler,  ellerimizden kayıp giden onca genç var maalesef. Bizlerin bunlara bir dur diyecek kuvvetli bir topluluğa ihtiyacımız vardır. Ve her fert bu toplulukta yer almak için elinden geleni yapmaya gayret etmelidir. Yollardan geçerken gördüğümüz körpecik gençlerin nasıl da ellerimizden kaydığını gördüğümüz halde harekete geçmiyorsak, içimiz acımıyorsa, vicdanlarımız buna kayıtsız kalıyorsa, bizlerde bir şeylerin eksik olduğunu göstermektedir. Oysaki biz dağdaki aç kalan kuşlardan bile sorumlu değil miydik? Biz kuşu ölen bir çocuğun üzüntüsüyle kederlenen bir peygamberin ümmeti olduğumuzu ne zamandan beri unuttuk? Veya bir Yahudi çocuğunun ölüm döşeğinde olduğunu haber alan nebinin koşarak onun yanına giderek “İman et ey yavrum” diyerek çocuğun son nefesinde iman etmesini sağlayan ve sonrasında “Şükürler olsun, bir kişiyi daha cehennem ateşinden kurtaran Rabbime hamd olsun” diyerek secdeye kapanan o kutlu Nebinin yolunun yolcusu değil miydik? Peki, bizler her gün gözlerimizin önünden kayıp giden kaç genç için endişelendik, kaç gece uykusuz kalabildik! Ya da hiç bir şey olmamış gibi yolumuza devam edip gönül rahatlığıyla dipsiz uykulara mı daldık! Evet, kardeşlerim biz sorumlulukları olan, arkadaşının derdiyle hemhal olan, insanlığın kurtuluşu için çaba gösteren, sarf eden, uçan kuştan bile haberimizin olmasını gerektiren aziz bir dine mensubuz.  Ne yazık ki değerlerimiz bize yabancı kılınmaya çalışılıyor,  ben merkezli bir hayat sunuyorlar, sadece kendini düşünen ve kendi için çalışan bir kişilik profili oluşturmak istiyorlar. Biz ise bunlara aldırış etmeden kendimize, ailemize, arkadaşlarımıza ve bulunduğumuz toplumumuza karşı mesuliyetimizin bilincinde olarak hareket etmek durumundayız. Vurdumduymaz değil; her görülen münkerata karşı bir vicdan muhasebesi yapmalı ve kardeşlerimizin ellerinden tutup o bataklıklardan çekip almalıyız. Unutulmamalı ki küçücük bir yardımımıza muhtaç haldeler. Onlar için üzülmeli ve Hz. Peygamberimiz (sav.) gibi onların imanlarının selameti için koşarak yanlarına gitmeliyiz. Onlara gerçek bir hayat nizamı göstermeli, onlara Kur`an ve Sünnet pınarından hayat bulmaları için çalışmalıyız değerli kardeşim. Yoksa elimizden kayıp giden her bir körpecik dimağ için yarın Allah huzurunda nasıl bir hesap vereceğimizi unutmamalıyız. Vicdanlarımızı pas tutmuş kirlerinden arındırarak insanlığa ab-ı hayat sunmalıyız. Gerçek bir dava sahibi olmak duasıyla. Selam ve dua ile.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir