Yapıcıoğlu: Vahdetten başka çare yok
ABD`nin Kudüs kararını protesto etmek için Diyarbakır`da düzenlenen, Kudüs`e Sahip Çıkıyoruz mitinginde on binlere hitap eden HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, ümmetin vahdetten başka çaresinin olmadığını söyledi.
DİYARBAKIR - Emperyalist ABD Başkanı Trump`ın mukaddes Kudüs`ü işgalci siyonistlerin “başkenti” olarak tanıma kararını protesto etmek için partisinin Diyarbakır İstasyon Meydanı`nda düzenlenen, “Kudüs`e Sahip Çıkıyoruz” mitinginde yüz binlere, hitap eden HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, birlik beraberlik vurgusu yaparak tek yolun kardeşlikten geçtiğini söyledi.
Tekbirler eşliğinde platforma çıkan HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, alanda toplanan kitleye hitap ederek, Diyarbakırlıları Peygamber Sevdalıları olarak nitelendirdi.
Sık sık İman, Cihat, Şehadet sloganları ile konuşması kesilen Yapıcıoğlu, “Bugün Diyarbekir`den, Amed`ten, daha önce defalarca Resululah`ı anmak için etkinlikler düzenlenen İstasyon Meydanından Selahaddin-i Eyyubi'nin torunları olarak Kudüs`e selam gönderiyoruz” dedi.
“Amerikan başkanının uğursuz kararından sonra yaralanan 3 bin kardeşimize buradan selam olsun”
Kudüs`ün Müslümanların ilk kıblesi olduğunu hatırlatan Zekeriya Yapıcıoğlu, “O Kudüs ki Müslümanların iki kıblesinden ilki, yeryüzünde inşa edilen mescitlerin ikincisi Mescid-i Aksa, Mekke ve Medine`den sonra İslam`ın üçüncü haremi. İslam`ın beşinci harem-i şerif-i Diyarbakır`dan selam gönderiyoruz. Kudüs 1381 yıl önce Hz. Ömer devrinde İslam orduları tarafından fethedildi. 3 yıl kadar sonra Hz. Ömer devrinde fethedilen Diyarbakır`dan Kudüs`e selam olsun. Etrafı mübarek olan Kudüs`te nöbet tutan kardeşlerimize selam olsun. Amerika başkanının o uğursuz kararından sonra yaralanan 3 bin kardeşimize buradan selam olsun. Bu uğurda şehit olanlara, en son 8-9 yıl önce 2 bacağını kendinden önce şehit olarak gönderen Şehit İbrahim Ebu Süreyya`ya selam olsun.” dedi.
“Allah`ın izniyle, ümmetin aziz evlatlarının direnişleriyle emellerine ulaşamazlar”
Kudüs`ün haçlı orduları tarafından esir edilmesinden ve 88 yıl esaret altında kalmasından sonra onu esaretten kurtaran Selahaddin`i Eyyubi`nin torunlarının huzurunda bütün dünyaya seslendiğini söyleyen Yapıcıoğlu, “Buradan dost ve düşman herkese sesleniyoruz. Kudüs`ün ikinci fatihi Selahaddin`i Eyyubi'nin torunları olarak. İkinci kez fethedildikten sonra Kudüs 100 yıl önce 1917`de İngilizlerce işgal edildi, kirletildi. Filistin toprakları işgal edildi. Tam 50 yıl sonra 1967`de Kudüs`ün doğusu da siyonistlerce işgal edildi. O gün, siyonistler Kudüs`ü bölünmez ve ebedi başkent ilan ettiler. Allah`ın izniyle, ümmetin aziz evlatlarının direnişleri nedeniyle bunu asla fiili olarak gerçekleştiremediler, bundan sonra da gerçekleştiremeyeceklerdir.” ifadelerini kullandı.
“Çünkü biz dağınığız, birbirimize düştük”
Ümmetin içinde bulunduğu dağınıklığa dikkat çeken Yapıcıoğlu “Şimdi biraz düşünmemiz gerekiyor. 1967`den beri işgal altında olan Kudüs-ü Şerif, Amerikan kongresince siyonistlerin başkenti ilan edilmesine rağmen neden bugün büyükelçiliklerini taşıma kararı aldılar? Neden bugün? Çünkü biz dağınığız, birbirimize düştük. Ümmet coğrafyasına bir bakar mısınız? Müslümanlar haritaya sığmıyorlar. Ama şu koca haritanın içerisinde görünmesi için üzerine mercek yerleştirdiğimiz o kırmızı yer. İşte orası siyonistler tarafından işgal edilmiş Filistin toprakladır. Bir buçuk milyardan fazla Müslümanlar olarak Yahudilerin 100 katıyız. Topraklarımız onların işgal ettiğinden 100 kat daha fazla. Ama buna rağmen biz neden bu haldeyiz? Onlar neden bu kadar cüretkâr?”
Kudüs Fatihi Selahaddin-i Eyyubi'nin meşhur sözünü de hatırlatan Yapıcıoğlu, “Dostlarıyla uğraşanlar düşmanlarıyla savaşamazlar.” İşte bu nedenle tam da bu nedenle siyonistler bu kadar cüretkâr. Bu nedenle, sayıca fazla olmamıza rağmen kardeşlerimize zulmediyorlar. Bizimle ilgili karar alırken, yeni yerleşim yerleri inşa ederlerken, kardeşlerimizi şehid ederken pervasızlar. Çünkü Allah için onları durduracak mecalimiz yok. Çünkü enerjimizi kardeşlerimize harcıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Filistin`in başkenti bir bütün olarak Kudüs`tür”
İİT`nin toplantısına da değinen Yapıcıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: ”İİT bu nedenle olağanüstü toplantı kararı aldı. Çarşamba günü, toplantının yapıldığı gün sözüm ona bazı İslam ülkelerinden oluşan koalisyon ülkeleri bir başka İslam ülkesini, Yemen`i bombalıyorlardı. Eğer siz Doğu Guta'daki açlıktan bizar olmuş kardeşlerinize yardım edemezseniz, Yemen'de açlıktan derisi kemiğine yapışmış İslam ümmetinin küçücük bebelerini sadece seyrederseniz Kudüs için de bir şey yapamazsınız. Bu onların gücünden değil, bizim dağınık olmamızdandır. İİT Çarşamba günü toplandı. Bazı kararlar aldılar. Bunlardan bir kısmı elbette olumluydu. Bütün dünyaya çağrı yaptılar. Filistin`i tanıyın dediler. Başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletini tanıyın. BM`ye çağrıda bulundular. Dediler ki; ‘eğer BMGK vazifesini yapmazsa Güvenlik Konseyi'ni toplantıya çağırmaya hazırız. Biz Amerika`nın aldığı bu kararı gayrımeşru görüyoruz.` Bunlar güzel gelişmeler. Elbette İİT`nin Kudüs gündemiyle toplanması başlı başına güzel. Oradan çıkan kararlarda ‘Başkenti Kudüs olan Filistin` deseler de, basına verilen metinlerde başkentin Doğu Kudüs olduğunu söylediler. Biz de diyoruz ki; Filistin'in başkenti Doğu Kudüs değil, bütünüyle Kudüs`tür. Siz Kudüs`ün batısını siyonistlere terk ederseniz, yarın kendi başkentlerinize bile sahip çıkamayacaksınız.”
“Eğer gerçekten ABD`nin kahrolmasını istiyorsak birlik olacağız”
Kalabalığın “kahrolsun İsrail sloganları yükselince “ABD`nin kahrolmasını istiyorsak birlik olacağız.” diyen Yapıcıoğlu, “Tek yumruk olalım ki Siyonizm devrilsin inşallah. Buradan basın mensubu kardeşlerim var, onların aracılığıyla sesleniyorum; Siyonistlerin işgal ettiği topraklarda, vatanları işgal altında olan Filistinli kardeşlerimiz bu işgale karşı durduğunda onlara saldıran Siyonistlerin saldırılarına “müdahale” diyorsanız eğer siz orada işgale karşı direnenlere gerçek mermiyle saldırıldığında siz “orantısız güç kullandınız diyorsanız” siz ne dediğinizin farkında değilsiniz. Eğer bilerek bu tabirleri söylüyorsanız, onları meşru görüp kullandıkları gücün aşırıya kaçtıklarını söylüyorsanız yazıklar olsun. Orada vatanları işgal edilmiş kardeşlerimiz çaresizlikten, kuşatılmışlıktan dolayı ancak taşlarla direnebilirken onlara silah sıkan siyonistlerin sıktıkları kurşunların plastik ya da gerçek olduğunu mu tartışıyorsunuz? Eğer siz vatanı işgal edilmiş insanların direnişini meşru görmüyorsanız, işgalcileri meşru görürseniz korkarım ki bunun bir adım sonrası o direnişçileri terörist olarak göreceksiniz.” ifadelerini kullandı.
“Yoldan çıkan da sapıtan da sizsiniz”
Suudi müftüsünün verdiği fetvaya da işaret eden Yapıcıoğlu, ”Bir müftü israile karşı savaşmak caiz değil dedi. O fetvayı yayınladıkları gün söyledik. Diyarbakır'dan bir kez daha söylüyoruz; siz ümmetin izzetli evlatlarını, Müslümanların izzetini, Selahaddin-i Eyyubi`nin mirasını, Hz. Peygamberin emanetini savunmayı terörizm olarak savunuyorsanız siz meşruiyetinizi yok ediyorsunuz. Yoldan çıkan sizsiniz, sapıtan da sizsiniz. Ey hür dünya! siyonizme köle olmayı ret eden insanlara sesleniyorum. siyonizmi tanıyın. siyonizmin ne olduğunu iyice anlayın. siyonizm bir ırkçılıktır, hem de en kötüsünden. siyonistler, kendisinden başka diğer kavimlerden olanları köle görüyorlar. Onların inancını değiştiremezsiniz. siyonistler Yahudi olmayanlara umemi diyorlar. Yani diğer bütün insanların Yahudilerin binmesi için yaratılmış eşekler olduğuna inanıyorlar. Şimdi onlarla ilişki kurmak isteyenler, ilişkilerimizi geliştireceğiz diyenlere sesleniyoruz; eğer siz onlara köle olmayı kabul ediyorsanız, durmayın! Gidin efendilerinizin eteklerini öpün. Beni israilin binmesi için merkep olduğunuza inanıyorsanız gidin, kendinize bir semer beğenin. Ey Müslüman kardeşlerim, ey İslam ümmeti! Bizler de diyoruz ki; siyonizmle kurulacak tek en iyi ilişki; onlar yeryüzünde fitne çıkarmayacak hale gelinceye kadar, zilletle boyun eğip diz çökünceye kadar onlara sert ve tavizsiz davranmaktır. “ ifadelerini kullandı.
“Biz adaletten uzaklaştığımız için birbirimize düştük”
Yapıcıoğlu şöyle devam etti: “İslam`ın İslam`la savaşı dediler. Müslümanları birbirine kırdılar. Daha önce ordularını gönderip bizimle savaşıyorlardı. Bizler şehid oluyorduk. Ama onlar da ölüyordu. Şimdi işin kolayını buldular. Bizi birbirimizle savaştırıyorlar. Onlar ölmüyorlar. Üstüne silah satıp para kazanıyorlar. Ey İslam ümmeti! uyanın bu gaflet uykusundan. Birbirinizi katletmekten, namlularınızı ve öfkenizi birbirinize yöneltmekten vazgeçin. Sorunlarımız yok mu? Biz sorunlarımızı adalet temelinde çözmek zorundayız. Bizler İslam`ın vahdetini temin edersek o zaman diz çökecekler. Çare vahdettir. Allah`ın ipine sımsıkı sarılmaktır. Çare birliktir, kardeşliktir. Kardeşliğin gereği ise adalettir. Biz adaletten uzaklaştığımız için birbirimize düştük. Biz, 1 buçuk milyar kardeş sahibi olmanın en büyük zenginlik olduğunu unutup kardeşimizin malına göz diktik. Biz, güçlünün yanında saf tutacağız diye, dünyanın jandarması benim diyen insanların desteğini almak ve onlardan aferin almak için, kardeşimizi hedef aldık. Hâlbuki bir olmaktan daha büyük güç yoktur. En büyük gücümüz olan birliğimizi bozduk”
Ümmetin içerisine girdiği bu yoldan çıkış için yapılması gerekenler hakkında konuşan Yapıcıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
İslam ülkelerini yöneten yöneticilere sesleniyorum,
- Birinci önceliğiniz adalet olsun. Kardeşlerinize adil olun. Hatta düşmanlarınıza bile adil olmak zorundasınız.
- Ey İslam ülkelerini idare edenler! Siyonist terör şebekesini devlet olarak tanımaktan vazgeçin. Varsa bütün ilişkilerinizi ticari, askeri hepsini kesin.
- Sizin ülkenizde varsa diplomat kılıklı siyonistleri derhal sınır dışı edin. Siyonistlerin yanında ülkenizi temsil etsinler diye gönderdiğiniz elçileriniz, konsoloslarınız varsa derhal geri çekin.
- Ey İslam ülkelerinin yöneticileri! Şu yeşile boyanmış haritadaki bütün hava sahanızı Siyonistlerin işgali atındaki havaalanlarına giden veya oralara inecek bütün uçaklara kapatın.
- Kendi ülkelerinizde, kanunlarınızda değişiklik yapın. Terörizmi tanımlayın. siyonizmin en tehlikeli terör örgütü olduğunu kanunlarınızda yazın. Onlar sizin topraklarına ayak basıp kirletemesinler.
- Kendi içinizdeki sorunlarınızı adalet temelinde çözün ve artık şu İslam birliğini de gündeminize alın.
- Peki, biz ne yapacağız? Yöneticilerden bunu talep ediyoruz. Biz halkız, ümmetiz. Halk adına bunu talep ediyoruz onlardan. Müslüman halklara, İslam ümmetine sesleniyoruz. Onların STK`larına, siyasi partilerine sesleniyoruz;
Sadece kızmak ve bağırmak çare değil. Çok bağırdık, kızdık. Ama derdimize çare olmadı. Öyleyse mevcut durumu değiştirmek için çareler aramalıyız. Bunu gündemin en üst sırasına almalıyız. Projelerinizi ortaya koyun. Ümitvar olunuz. Samimi olunuz. Gençler! çok çok okuyun. Fikren ve ruhen hazırlık yapın. Şu yüzde 1 bile olmayan siyonistlerin orada geçici olduklarına önce kendinizi inandırın.
Haçlılar Kudüs`ü 88 yıl işgal altında tuttu. Bu sefer işgal 100 yıl sürdü. Yetmedi mi? Selahaddin-i Eyyubi Kudüs`ü fethetmeden 5 yıl önce Diyarbakır`ı ziyaret etti. Diyarbakır`da Diyarbekirli kadınlar Selahaddin-i Eyyubiye dediler ki; bir emanetimiz var. Sana vermek istiyoruz. Bunu yerine ulaştırır mısınız? Dediler ki Mescid-i Aksa`yı hürriyetine kavuşturduktan sonra onu yıkaman için gülsuyu, gül yağı hazırladık. Bunu size veriyoruz. Selahaddin-i Eyyubi o gül suyunu aldı. Ondan 5 yıl sonra Kudüs hürriyetine kavuştuktan sonra Mescid-i Aksa`yı onunla yıkattı.
Ey bacılarım son söz size. Bahçelerinize gül ekin. Güller yetiştirin. İnşallah Kudüs`ün özgürlüğü yaklaşmıştır. İnşallah o gül suyuyla Kudüs`ü yeniden yıkayacağız. (Fatih Akgül/ Mehmet Çelik/ Osman İçli/ İLKHA)