"Eğer Kudüs-ü Şerif`i kurtarmak istiyorsak ilacı birliktir"
Emperyalist ABD`nin Kudüs`ü siyonist işgalcilerin başkenti olarak ilan etmesini değerlendiren âlimler, bu küstah karar konusunda geri adım attırma yolunun birliktelikten geçtiğini vurguluyor.
Emperyalist ABD'nin Kudüs'ü siyonist terör rejiminin başkenti olarak ilan etmesini değerlendiren âlimler, bu küstah kararın Müslümanları harekete geçirmesi gerektiğini belirterek, Müslümanların birlik içinde mücadele etmeleri durumunda sonuç alınabileceğini söylediler.
Mescid-i Aksa'nın, ümmetin ortak değeri olduğunu dile getiren İttihad'ul Ulema Üyesi Molla Mustafa Durgun, Kudüs-ü Şerif'in ümmetin müşterek değeri olduğunu anlattı.
Durgun, "Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin ümmetin vazgeçilmez bir değeridir. Bizim müşterek değerimizdir. Allah'ın laneti Amerika'nın üzerin olsun. İslam ümmetine hakaret olsun diye Kudüs'ü israile başkent olarak kabul etti. Müslümanlar bu kararı kabul etmeyecekler. İnşallah Amerika Ortadoğu'dan yok olacak. Müslümanlar birleşip ümmet olmalı, güç olmalı ve kuvvet olmalıdır. Birbirini sevmelidir. Kendi aralarındaki ihtilafları kaldırıp, bütün kinlerini ve öfkelerini israil ile Amerika'ya yöneltmelidirler. Bu istikamette hareket etmeleri lazım." dedi.
Müslümanların, slogandan ziyade harekete geçmeleri gerektiğine dikkat çeken İttihad'ul Ulema Üyesi Molla Kerbela Şanlı, Müslümanlar için Mekke ve Medine ne anlam ifade ediyorsa Kudüs'ün de o kadar önemli olduğunu söyledi.
"Kudüs bizim için ekmek ve su gibidir"
Kudüs'ün kendileri için hayati önem taşıdığını belirten Şanlı, şunları söyledi: "Müslümanlar dünyaya meylettiği, menfaate yöneldiği ve güçsüz kaldıkları zaman kâfirler bundan istifade edip, Müslümanların üzerine gelecekler. Müslümanların uyanması lazım. Mekke ve Medine bizim için ne kadar mühimse Kudüs de bizim için o kadar ehemmiyetlidir. Kudüs, şerefimiz ve izzetimizdir. Bizim için ekmek, su ve teneffüs ettiğimiz hava gibidir."
Müslümanların el ele verip, ayağa kalkmaları gerektiğini sözlerine ekleyen Şanlı, "Kudüs elimizden giderse Müslümanlar için hayatın kalmaması lazım. Müslümanlar yerin dibine girse ya da ölse bundan daha iyidir. Kâfirler ve Yahudiler bu kararı vermeye nasıl cesaret edebiliyor? Müslümanların bunu kabul etmeyip, ayağa kalkması lazım. Müslümanlar bugün Kudüs için mücadele etmiyorsa hangi gün için vardırlar? Biz Müslümanların el ele, kol kola verip, gayret edip ayağa kalkmamız lazım ve bunu harekete geçirmek lazım ki Müslümanlardan korkup geri adım atsınlar." şeklinde konuştu.
"Gevşek davranırsak değil Kudüs'ü, Mekke ve Medine'yi de alırlar"
İttihad'ul Ulema Üyesi Molla Sabri Ortaç ise Mekke, Meddine ve Kudüs'ün bir zincir gibi birbirine bağlı olduğunu dile getirerek, "Bugün Amerika, manen Mekke'yi, Medine'yi işgal etmiştir. Kudüs'ü zahiren başkent yapsa bir gün Mekke'yi de Medine'yi de işgal eder. Bugün Kudüs-ü Şerif Yahudilerin eline geçerse dünyadaki varlığımızın hiçbir manası kalmayacak. Bütün imkânlarımızla, amellerimizle, sözlerimizle buna karşı durduğumuzu ortaya koymalıyız. İsrail ve Amerika ürünlerine ambargo koymamız lazım. Yahudiler menfaati çok sever. Eğer menfaatleri, petrolleri kesilirse ve ürünlerini almasak bu karardan vazgeçeceklerdir. Ama gevşek davranır, Suudi, Amerika ve Mısır gibi onlara köle olursak değil Kudüs'ü, Mekke ve Medine'yi de alırlar." ifadelerini kullandı.
"Eğer Kudüs-ü Şerif'i kurtarmak istiyorsak ilacı birliktir"
Birlik ve beraberlik vurgusu yapan Ortaç, sözlerini şöyle tamamladı: "Ümmet, Hz. Muhammed'in ahlakıyla ahlaklanıp, hareket etmelidir. İttihat lazım, birlik lazım. En büyük kuvvet silah değil, birliktir. Hepimiz bir olursak hiçbir kâfir bize güç yetiremez. Zayıflığımız ihtilafımızdandır, eğer Kudüs-ü Şerif'i kurtarmak istiyorsak ilacı birliktir. Birliğimiz olursa Amerika'yı da israili de alırız." (Abdurrahman Tetik, Emrah Deniz - İLKHA)