"Büyük olayların tarihleriyle ilgilenirken, büyük fikirlere ilgi duymayı unuttuk"
Toplumların fikirlerden çok olayların tarihleriyle ilgilenir olduğunu belirten Araştırmacı Yazar Atasoy Müftüoğlu, büyük fikirlere ilgi duyan toplumların yetiştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Adıyaman Üniversitesi ADYÜ İletişim Topluluğu tarafından tertip edilen etkinlik kapsamında Araştırmacı Yazar Atasoy Müftüoğlu "postkolonyalizm" konulu bir konferans verdi.
Üniversite Merkez Külliyesi Vehbi Koç Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansa Rektör Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Solmaz, Fakülte Dekanları, Enstitü ve Yüksekokul Müdürleri, Üniversitenin akademik ve idari çalışanları ile öğrenciler katıldı.
Konferansında postkolonyalizm ile ilgili olarak konuşan Araştırmacı Yazar Müftüoğlu, kolonyal düşüncenin önce toplumların beynini sömürdüğünü, amacının ise eleştiren, araştıran, sorgulayan toplumun önüne geçmek olduğunun altını çizdi.
"Büyük olayların tarihleriyle ilgilenirken, büyük fikirlere ilgi duymayı unuttuk"
Postkolonyalizmin, sömürgeciliğin bıraktığı mirası sorunlaştıran bir dizi felsefi ve edebi teoriyi içine aldığını ve bir proje olduğunu belirten Müftüoğlu, "Bu projeyi anlamamak bizim zaafımızdır. Önce çok kapsamlı felsefik bir iktidar, ardından da yine diktatör bir iktidara dönüşecek bir akım. Görülüyor ki İslam ülkeleri bu konuda sessiz. Bizler büyük olaylar ve büyük adamların tarihleriyle ilgilenirken, büyük fikirlere ilgi duymayan bir toplum olduk. Oysaki büyük fikirlere ilgi duyan toplumlar yetiştirmeliyiz." dedi.
"20'nci yüzyıl Batı'nın, dünyayı sömürge haline getirdiği dönemdir"
"20'nci yüzyılın son çeyreğine kadar götürebileceğimiz bir zaman dilimi Batı'nın, dünyanın geri kalanının hemen hemen tamamını sömürge haline getirdiği dönemdir." diyen Müftüoğlu, "Bu dönem; doğunun ve Afrika'nın Batı'yı beslediği dönemdir. Fakat daha sonraki dönemde bu ülkelerin çoğunun bağımsızlıklarını kazandıklarını görürüz. İkinci dünya savaşı sonrası oluşan ortam sömürgelerde bağımsızlık hareketlerinin egemen olduğu dönemdir. Postkolonyalizm bu ortamın neticesinde gelişen bir akım olarak kendini gösterdi. Sömürülen ülkeler üzerinde duran bu akımın temsilcileri postkolonyal devletlerin yapısı ve geçmişiyle ilgilendiler. Çünkü postkolonyal dönem bir soğuk savaş dönemine denk gelmişti ve bu dönem içinde her devletin iki kutbun temsilcisi için bir önemi vardı diyebiliriz. Yeni bağımsızlıklarını kazanan bu devletlerin soğuk savaş döneminde bir etkisinin olduğunu söyleyebiliriz." dedi.
"Aslında Kolonyalizm temelinde ırkçılık da barındırır"
Kolonyalizmin sadece milli bir eşitsizlik ortaya koymaktan öte ırksal da bir eşitsizlik oluşturduğunu savunan Fanon'a göre sömürgelerde alt yapının aynı zamanda üst yapı olduğunu belirten Müftüoğlu, "Yani beyaz iseniz zenginsinizdir, zengin iseniz beyaz. Yani aslında kolonyalizm temelinde ırkçılık da barındırır. Keza Edward Said de konuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmesinde şarkiyatçılığı tanımlarken 'doğu ile batı arasında yapılan ontolojik ve epistemolojik ayrım' demektedir. Yani Fanon, kolonyalizmin daha ırksal yönünü değerlendirirken Said, kültürel ve coğrafik bir ayrım ve aşağılama olduğunu savunur." dedi. (İLKHA)