Mümine Melek Deniz / doğruhaber

İslam, kadının değerini yükseltip, onu hak ve görevlerde erkeğin ortağı yapmıştır. Kadının şanını yüceltip, değerini yükseltmiş, onu erkeğin kardeşi ve hayatındaki ortağı olarak kabul etmiştir. Kadın, erkekten, erkek de kadından bir parçadır.

Rabbimiz bu hususta şöyle buyurmuştur: “Siz birbirinizdensiniz."(Ali İmran/195) İslam, kadına hem şahsi hukuku, hem medeni hukuku, hem de siyasi hukuku bütünüyle tanımıştır. İslam onu, hak ve görev sahibi yapmış, bu hak ve görevlerini de yerine getirdiğinde kendisine şükran duyulan, haklarının kendisine verilmesi şart olan kâmil bir insan muamelesi yapmıştır. Hukukta erkek ve kadın arasındaki ayrım; aralarındaki kaçınılmaz bir takım tabii farklılıklar, her birinin yapacağı görevin farklılığı ve kendilerine bahşedilecek hukukun korunabilmesi sebebiyledir. Bazen şöyle denilebilir: “İslam, erkekle kadın arasını birçok durumda ayırmış bütünüyle aralarını eşit kılmamıştır" Bu söz doğrudur. Fakat her ne kadar bu durum bir başka açıdan kadın hakkında bir eksiklik olarak gözükse de başka bir açıdan kadına daha hayırlısını vermek olarak ortaya çıkar. Veyahut gözüken eksiklik her şeyden önce kadının faydasına ve iyiliğinedir. Kim olursa olsun, kadınla erkeğin vücut ve ruh yapısının aynı olduğunu iddia edebilir mi? Yine bir kimse, annelik ve babalık hadisesine inandığımız sürece hayatta kadının rolünün erkekle aynı olduğunu iddia edebilir mi? Bu iki varlığın yaratılışları farklı olduğu gibi dünya hayatında üstlendikleri rolleri de farklıdır. Bu farklılık, her iki varlıkla ilgili olan hayat sistemlerindeki farklılığı da beraberinde getirir. İşte İslam`da mevcut olan, hak ve görevlerde, kadın ile erkek arasındaki farklılığın sırrıdır. Kadın ve erkek arasındaki fıtri çekicilik ikisi arasındaki ilişkinin ilk esasıdır. Bundan gaye insan türünü muhafaza ve hayatın zorluklarına tahammülde yardımlaşmadır. İslam, bu nefsani yönelişe işaret edip onu temizledi. Onu en güzel şekilde hayvani tarafından ruhani tarafına çevirdi. Onun gayesini yüceltip, bundaki maksadın ne olması gerektiğini izah etti ve sırf faydalanma anlayışından yardımlaşma anlayışına yükseltmiştir. Evet, üzerinde durup düşündüğünüzde hiçbir ideoloji ve din kadına İslam'ın verdiği değeri vermemiştir. Bu apaçık ortada iken bunu inkâr etmek akıl kârı değildir. Unutmayın ki toplumun ihyası kadın ile meydana gelir Rabbim düşünen, inanan ve idrak edenlerden eylesin.

Selam ve dua ile... 

*Hasan el Benna/Müslüman kızlara kitabından hazırlanmıştır.