Jakoben Sistemin `Entel Eğitimcileri`
Kişinin yaşadığı toplum içerisindeki değerini belirleyen kabiliyet, beceri, tutum ve diğer davranış biçimlerini geliştirdiği sürece "eğitim" diyoruz.
Kişinin yaşadığı toplum içerisindeki değerini belirleyen kabiliyet, beceri, tutum ve diğer davranış biçimlerini geliştirdiği sürece “eğitim” diyoruz. Eğitim, önceden belirlenmiş esaslara göre insanların davranışlarında gelişmeler sağlamaya yarayan “planlı etkiler” sürecinin tümüdür. Bu planlı etkiler sürecinde de kişinin kendi yaşantısı esas alınır.
Kişinin yaşantısının esas alındığı eğitim, davranışların müspet yönden geliştirilmesi için verilir. Kişi, büyük önem arz eden ilk eğitimini ebeveynlerinden aldıktan sonraki en önemli eğitimini de, okulda öğretmenlerinden alır. Tabi okullarda aldığı eğitim, sürecin sadece bir aşamasıdır. Zira insanın eğitim süreci, doğduğu andan başlayıp ölünceye kadar devam eden bir süreçtir.
Kişinin aldığı eğitim sağlam temelli ve muhkem esaslara dayalı bir eğitim ise, aileye ve topluma fayda verir, yaptıklarıyla da “silinmez izler” bırakır.
İnsan eğitimi ile ilgili okuduğum bir makalede, dikkatimi çeken bir Çin atasözü bu tespiti doğrudan desteklemektedir. “Eğer bir yıl ötesi için planlar yapıyorsanız, hububat ekin. Eğer on yıl sonrası için planlar yapıyorsanız, ağaç dikin. Eğer bin yıl ötesi için plan yapıyorsanız, insanlar ekin.”
Ülkemizde okullarda verilen eğitim ve öğretimin istediğimiz gibi olmamasının sebeplerinden bir tanesi de, geleceğe yönelik eğitim yatırımlarının ve sağlam temellere dayalı bir öğretim sisteminin olmamasından kaynaklanıyor. Oysa eğitim insan vasıtasıyladır, ki insanlar ekilir ve böylece geleceğe muhkem temeller inşa edilir. Bunu da yukarıda zikrettiğimiz Çin atasözünden anlamaktayız.
Topluma yararlı bireylerin yetişmesi ve okullarda verilen eğitimin sağlam temeller üzerine bina edilmesi için gerekli düzenlemelerin hayata geçirilmesi şarttır. 4+4+4 yasa teklifinin kabul edilmesiyle başlayacak yeni sürecin bu minvalde sürdürülmesi, ülkenin eğitim sistemine katkı sunması açısından önemli adımların atılmasına vesile olacaktır.
Fakat son yıllarda ilköğretim çağındaki başörtülü öğrencilerin, “jakoben sistemin entel eğitimcileri” tarafından uğradıkları mağduriyetler ve yaşadıkları bu mağduriyetlerinin basında yer alması, atılması düşünülen adımların havada kalmasına sebep olmuştur. Çünkü Türkiye dâhil birçok ülkede eğitim kurumları, devletin örgütlü gücünün kontrolünde ve tepeden aşağıya toplumu değişime zorlayan kamufle edilmiş bir jakobenizmin gölgesinden kurtulamamıştır.
Biliyoruz ki, 28 Şubat post modern darbesini gerçekleştirenler kendileri açısından tehdit gördükleri zihniyetin etkisini kırmak için 8 yıllık kesintisiz-zorunlu eğitim sistemini dayattılar. Jakobence dayatılan sistem, radikal bir kırılma oluşturarak toplumu oluşturan bireylerin derinden sarsılmasına neden oldu. Bir anda değerlerine savaş açılan topluluklar, insani ve İslami değerlerini yok etmek isteyen ve arkasına devlet gücünü alan entel eğitimcilerin demir yumruklarının şok edici iklimine tutuldular.
28 Şubat da alınan 8 yıllık kesintisiz eğitim kararı, toplumun hiçbir kesiminde benimsenmeyen ve temeli darbeci generallerin hücrelerine sinmiş ilkel beyinlerin ürünüydü. 8 yıllık kesintisiz eğitim kararının yürürlüğe girmesine sebep olanların yegâne hedefi, hiç şüphesiz imam hatip liselerine rağbeti azaltmak ve dindar öğrencileri topluma aykırı hareket etmeye teşvik etmekti.
4+4+4 uygulamasının yürürlüğe girmesi ve 8 yıllık kesintisiz eğitimin sona ermesiyle beraber geçmişte dindar neslin savunucuları ve sürdürücüleri jakobence bir dayatmadan ve entel eğitimcilerin şerlerinden kurtuldular. Şerlerinden kurtuldular, kurtulmalarına… Ama şimdi de,“jakoben sistemin” sıfır kilometreli “entel eğitimcileri”nin dayatmalarıyla karşılaşıyorlar.
Geçmişi zaferlerle dolu Gaziantep ilimizde, başörtülü oldukları gerekçesiyle 183 gündür en temel hakları olan eğitimden mahrum bırakılıyorlar. Bursa’da örtüsünden taviz vermedikleri için uzak okullara sürgün ediliyorlar. Mersin’de sistemin dayatmalarına boyun eğmedikleri için disiplin cezalarına çarptırılıyorlar. Adana’da başörtülerini çıkarmadıkları için tecrit ediliyorlar…
Anlayacağınız; “jakoben sistemin” eski dayatmacıları, yerlerini “entel eğitimci”lere bırakmışlar…
Son söz olarak:
Eski sistemin yeni simalarına, İbrahim süresinin 42’nci ayetini hatırlatarak yazımızı nihayete erdirelim; “Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma!”
İnanç değerlerinden taviz vermeden eğitimlerine devam etmek isteyen “kutlu kervanın nurlu fidanları”na ve destekçilerine selam olsun.
Muhammet Durmaz / vanbasin.com