• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...
"Çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaygınlaşıyor"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ali Evren Tufan, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu'nun (DEHB) dünyada olduğu gibi bu sorunun Türkiye'de de hızla yaygınlaştığını belirtti.

12 yaşından önce başlayan, ev ve okul gibi en az iki farklı ortamda görülen, 6 ay ya da daha uzun süren dikkatsizlik, aşırı hareketlilik ve tez canlılığın Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu'na işaret ettiğini belirten Tufan, "Dünyada ilkokul çağında her 20 çocuktan birinde görülen bu sorun, yine her 25 ergenden de birinde karşımıza çıkıyor. Ülkemizde de Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları bölümlerine bu yakınmalarla başvuranların sayısı gün geçtikçe artıyor." dedi.

DEHB'nun toplumda sanılanın aksine yüksek zeka düzeyinden kaynaklanmadığını söyleyen Tufan "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu; çocuğun akademik, iş, sosyal ve özel hayatında sorunlara yol açabilirken, ileride depresif bozukluklar, anksiyete bozuklukları, sınıfta kalma, okulu terk etme, iş hayatında düşük başarı, sık iş değiştirme, tehlikeli araba kullanma ve madde kullanımı gibi ek sorunlar da eklenebiliyor." diye belirtti.

Tufan, anne babalara çocuklarına doğru yaklaşım konusunda önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

"Kişiliğini değil, hatasını eleştirin"

Çocuğun yaptığı herhangi bir olumsuz davranışta azarlanmaması gerektiğini belirten Tufan, "Bu çocuklar sık düşebilir, evdeki eşyalara zarar verebilir ve oyun oynarken yaralanabilir. Böyle bir durumda kişiliğini değil yaptığı hatayı eleştirin. Örneğin; bir vazoyu kırdığında 'Seni doğuracağıma taş doğursaydım, elin ayağın durmuyor' demek kişiliğini yaralar. Onun yerine 'Salondaki vazoyla oynarken kırmışsın. Bu hareketin yanlış ve bu yüzden seni on dakikalığına odana yollayacağım' diyerek hatasının farkına varmasını sağlayabilirsiniz." ifadelerini kullandı.   

"Kısa ve net yönergeler verin, tekrarlatın"

Tufan, çocukla göz teması kurularak kısa ve net mesajların verilmesi gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Anlattıklarınızı sonuna kadar dinlemeyebilirler. 'Anladım' dese de aslında ne anlattığınızı ve kendisinden ne istediğinizi tam olarak anlamamıştır hatta sadece ilk ve son cümleniz aklında kalacaktır. O nedenle, çocuğunuzla göz teması kurup, net ve kısa mesaj vermeniz, sonra da tekrarlatmanız yönergelerinizin etkinliğini artırır. Görevlerini düzenleyebilmek için görsel, somut hatırlatıcılar ve sabit kurallara ihtiyaç duyarlar. Örneğin; akşam yemeğinin 19.00'da yeneceğini, ardından sofranın toplanmasına yardım edileceğini, sonra da ödevlerini yapması gerektiğini söyleseniz de o sırada başka bir şeyle meşgulse söylediklerinizi unutacaktır. O nedenle evin kurallarını ortak bir kararla belirleyip liste haline getirin ve çocuğunuzun çalışma masasına asın. Sürekli göz önünde olacak kurallar, sözden daha etkili olacaktır."

"Övgüden kaçınmayın ve uzun uzun eleştirmeyin"

Çocuğun güzel davranışlarının övülmesi gerekliğini ve yaptığı hata nedeniyle de uzun uzun eleştirilmemesi gerektiğini belirten Tufan, "Çocuğunuzun beğendiğiniz hareket ve davranışlarını zaman kaybetmeden, hemen övün. "Otobüste yer vermeni çok beğendim" gibi. Sözel pekiştireçler istenilen davranışların tekrarlanma olasılığını artırır. Birkaç kez sözel olarak pekiştirdiğiniz ve övdüğünüz davranışının zamanla çocuğunuz için bir alışkanlık haline geldiğini göreceksiniz. Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ali Evren Tufan "Çocuğunuzun istemediğiniz davranışlarını uzun uzadıya eleştirmeyin. Çok ve sık eleştirilen davranışlar dikkat çekme ve iletişimin bir yolu haline gelebilir."  şeklinde konuştu.

"Evde eşyalarının yerini değiştirmeyin"

Tufan, "Çocuğunuzun odasında eşyalarının yerleri net ve sabit olsun. Oyuncaklar, çoraplar, iç çamaşırları, kitaplar ve defterlerin yerlerini renkli etiketlerle belirtebilirsiniz. Zamanla çocuğunuzun etiketlere alışarak, odasını daha düzenli hale getirmeye başladığını göreceksiniz. Öğretmenleriyle iletişimde olun. Onların gözlemleri tanı ve tedavide çok önemli. DEHB tanılı çocukların öğretmenleri bu çocukların yerlerinde kıpır kıpır kıpırdandıklarını veya arkadaşlarına laf yetiştirdiklerini fark ettiklerinde çocuğun adını söylemek veya önüne dön vb. şeklinde uyarılar yapmak yerine çocukla önceden kararlaştırdıkları bir davranışı yapabilirler (Örneğin yanından geçerken kalemle sırasına vurmak gibi). Bu davranış hem çocuk için bir uyarı görevi görür hem de çocuğun arkadaşları içerisinde öne çıkmasını engeller." dedi.

"Spor etkinliklerine başlatın"

"Çocuğunuzu spor etkinliklerine başlatın." diyen Tufan son olarak şunları söyledi: "Belli bir düzen içerisinde yapılan sporlar davranış sorunlarını azaltabiliyor. Antrenör/ koç ve benzeri yetişkinler çocuğunuz için rol modelleri olarak görev yapabilir. Takım oyunları çocuğunuzun sosyal becerilerini destekler ve arkadaş çevresini model almasını sağlayabilir." (İLKHA) 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir