Sağlıksız beslenme ve kültürel yozlaşma zinciri FOSSFOOD
Milyonlarca insan açlıkla pençeleşirken her gün fastfood zincirlerinde on binlerce ton yemek çöpe atılıyor. Sağlığımızı da tehdit eden bu zincirlerin artmasıyla dünya çapında aşırı kiloya bağlı birçok hastalık baş gösterirken yemek kültürleri de günden güne yok oluyor. Sağlıksız beslenmenin kültürel yozlaşmanın aracı haline gelen bu yerlere fastfood deniliyor ama aslında bunlara fossfood demek daha doğru bir tanımlama olur.
Muhsin Şenol-DOĞRUHABER
Bugün dünyada milyonlarca insan sağlıklı beslenme sorunu yaşarken fastfood zincirlerinde her gün on binlerce ton yemek çöpe atılıyor. Sağlığa zararları günümüzde ciddi şekilde tartışılan gıdaların servis edildiği, mantar gibi çoğalan bu zincir restoranlar, vücudumuza zarar verdiği gibi kültürümüzü de zedeliyor. Her milletin kendine has olan yemek kültürü de tıpkı kıyafetlerimiz gibi tek tipleşmeye doğru gidiyor. Fastfoodların sağlımıza ciddi zararlar verdiğine ve bir çok hastalığı tetiklediğine dikkat çeken Diyetisyen ve Beslenme Uzmanı Maşide Ertürk, “Son yıllarda sanayileşme ve kentleşme ile beraber, aile bireylerinin de yoğun olarak iş yaşamına katılımı, yalnız yaşam gibi nedenlerle beslenmeye daha az zaman ayırmakta ve geleneksel beslenme alışkanlıklarından uzaklaşılarak fastfood yani “ayaküstü beslenme” alışkanlığı giderek artmaktadır.” dedi.
SAĞLIK, KÜLTÜR VE EKONOMİYİ TEHDİT EDİYORLAR
Fastfood zincirlerinde sadece yemek yemezsiniz ayrıca orada yemek yiyen herkese aynı zamanda bir kültür aşılanmaktadır. Her milletin, her ülkenin, hatta her yörenin kendine has bir yemek kültürü bulunurken, bu gibi zincirlerin artmasıyla artık çok çeşitlilik yok olmayla yüz yüze kaldı. Kapitalizmin en önemli kalelerinden olan sağlıksız Fastfood zincirleri, bulunduğu ülkedeki üreticilerden çok düşük maliyetle aldığı ürünleri yüksek fiyata satarak üreticiye, yüksek kirayla da civardaki kira fiyatlarının artmasını sağlayarak esnafa ciddi zararlar veriyor. Hem ekonomik hem de sosyal açıdan kapitalizmin ve kültür emperyalizminin çarkına su taşıyan bu zincirler israfın da merkezi konumunda. Her gün binlerce şubesinde on binlerce insanı doyurabilecek gıda çöpe atılıyor.
Diyetisyen ve Beslenme Uzmanı Maşide Ertürk
“BU YİYECEKLERİN EN ÖNEMLİ SORUNU ENERJİ İÇERİĞİ YÜKSEK OLMASIDIR”
Fastfoodların sağlımıza ciddi zararlar verdiğine ve bir çok hastalığı tetiklediğine dikkat çeken Diyetisyen ve Beslenme Uzmanı Maşide Ertürk, “Son yıllarda sanayileşme ve kentleşme ile beraber, aile bireylerinin de yoğun olarak iş yaşamına katılımı, yalnız yaşam gibi nedenlerle beslenmeye daha az zaman ayırmakta ve geleneksel beslenme alışkanlıklarından uzaklaşılarak fastfood yani “ayaküstü beslenme” alışkanlığı giderek artmaktadır.” dedi. Fastfood yiyeceklerinin yetersiz ve dengesiz beslenme alışkanlığına sebep olduğuna dikkati çeken Ertürk, “Hamburger çeşitleri, soğuk sandviçler, pizza, kızarmış patates, parça tavuk, kızarmış balık, meşrubatlar vb. hızlı tüketilen besinler fastfood olarak adlandırılan yiyecekler arasındadır. Özellikle bu yiyeceklerin en önemli sorunu enerji içeriği yüksek olmasıdır. Besinler sodyum ve doymuş yağ içeriği fazla iken mineral, lif ve vitamin içeriği düşüktür. Fastfood tarzı beslenme başta çocukluk çağı obezitesi, yetişkinlerde; obezite, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kalp rahatsızlıkları, kanser gibi sağlık sorunlarına sebep olmaktadır.” şeklinde konuştu.
“POSA İÇERİĞİNİN YETERSİZLİĞİ İSE BAĞIRSAK KANSERİ RİSKİNİ ARTIYOR”
Fastfood yiyeceklerinin enerjinin % 40 -50 arasında yağlardan oluştuğuna dikkatleri çeken Ertürk şöyle devam etti: “Bu kilo alımına yol açabilmektedir. Fastfood olarak tüketilen besinler, A ve C vitamini ile kalsiyum yönünden yetersiz olup posa içeriği de düşüktür bu sebeple bağışıklık sistemi yetersizliğine, kalp-damar hastalıkları ve katarakt riskinin artmasına yol açmaktadır. Büyüme çağında kalsiyumun yetersiz alımı, büyümeyi olumsuz etkilemekte ve kadınlarda menopoz sonrası osteoporoz riskini de artırmaktadır. Fastfood beslenmede posa içeriğinin yetersizliği ise bağırsak kanseri riskini artıran faktörlerdendir. Fastfood menüleri yüksek miktarda sodyum içermektedir. Böylelikle yüksek kan basıncının oluşmasına neden olmakta ve mide kanseri riskini artırmaktadır.”
BİR HAMBURGERİN YANINDA BİR LİTREYE YAKIN KOLAYA DİKKAT
Fastfood menülerin yanında dayatılan ve tokluk hissi vermek için fazla fazla verilen gazlı içeceklere ve yağlı patateslere de değinen Diyetisyen Ertürk, “Bu içeceklerin kafein oranı fazladır. Kafein vücutta demir emilimi azalmakta ve demir eksikliğine yol açmaktadır. Fastfood ürünlere renklendirici, tatlandırıcı ve aroma artırıcı katkı maddeleri eklenebilmekte, bu ürünlerin uygun kullanılmamaları ve sık tüketimleri uzun dönemde kanser riskini artırmaktadır. Derin yağda kızartma yöntemi fastfood menülerinin yağ içeriğini artırmaktadır. Yağda kızartılmış yiyeceklerin sık ve sürekli tüketimi, kalp-damar ve sindirim sistemi hastalıkları ile kanser riskini önemli ölçüde artırmaktadır.” şeklinde konuştu.
“GELENEKSEL YEMEKLERİMİZ HAMBURGER VE PATATES KIZARTMASINDAN DAHA İYİ”
Sağlıklı beslenme uyarasında bulunan Ertürk, “Fırında veya ızgarada pişmiş besinler, et, tavuk ve balık içeren sandviçler ve düşük yağlı besinler tercih edilmelidir. Asitli, şekerli ve gazlı içecekler yerine vitaminlerden zengin taze sıkılmış meyve suları, taze meyveler ve meyve salataları Taze sebzeler ve az yağlı salatalar tüketilmelidir. Ayrıca kalsiyum içeren süt, ayran veya sütlü tatlılar tüketilmelidir. Tam buğday unundan veya tahıllı undan yapılmış sandviçler, çörekler ve pizza hamurları tercih edilmelidir. Uygun koşullarda hazırlanan ve geleneksel hızlı yemek sistemimizde yer alan; gözleme, etli ve peynirli pide çeşitleri, köfte ekmek, su böreği, aşure gibi yiyeceklerin, "hamburger ve patates kızartmasından daha iyi seçenekler olacağı unutulmamalıdır." diye konuştu.