Hz. Muhammed'in dünyaya teşriflerinin yıl dönümü dolayısıyla Adıyaman Üniversitesinde faaliyet yürüten ÜNİAK Topluluğu tarafından "Gülleri Efendisi" temasıyla Mevlid-i Nebi etkinliği düzenlendi.

Vehbi Koç Konferans Salonunda düzenlenen program Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Programa konuşmacı olarak katılan Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Halil Tuğluk, Hz Muhammed'in hayatından kesitler anlattı.

Tuğluk, "Bugün şöyle dünyaya baktığımız zaman, gerek dar manada gerek geniş manada Müslümanların yaşadıkları en büyük problemin Peygambersiz bir Kur'an yaşamaya çalıştıkları kanaatindeyim. Peygamberimiz 571'de doğuyor. Ancak Peygamber aslında her gün bizim aklımızda, bizim kalbimizde, bizim ruhumuzda doğuyor ve doğmalıdır. İnsan elbette ki vücudu ile bir defa doğar, ancak manasıyla her gün doğmasa, her gün yeşermese o mana belli bir zaman sonra kabuk bağlar ve asırların arasında kaybolur gider. İşte belki de mevlidler bu manada değerlendirilmesi gereken günlerdir." dedi.

Mevlid-i Nebi etkinlikleri kapsamında düzenlenen etkinliklerin bir doğum günü kutlaması değil, kâinatın en önemli olayının hatırlanması ve anlaşılması olduğunun altını çizen Tuğluk, "Biz Peygamberimizin doğumunu bir doğum günü olarak kutlamıyoruz. Peygamberimizin doğumunu kâinatın en önemli olayının cereyan etmesi münasebeti ile karşılıyoruz. Peygamberimizi karşılıyoruz çünkü biliyorsunuz Peygamberimizin mucizeleri var. Peygamberimiz dünyaya geldiğinde kâinat ilgisiz kalmamıştır. Kimin emriyle? Elbette ki Allah'ın emri ile." şeklinde konuştu.

"Peygamberimiz olmasaydı biz bugün hangi halde olurduk" diyen Tuğluk, Hz Muhammed'in dünya gelişi ile birçok şeyin değiştiğini ve meydana gelen sıra dışı olayların yaşandığına dikkat çeken Tuğluk, şöyle konuştu:

Kâbe'deki putlar yüzüstü yere düşmüş, Sava Gölü kurumuş, Mecusilerin bin yıllık yanan ateşi sönmüş, Kisra Sarayının burçları yıkılmıştı. Peygamberimiz sadece insanlar değil aslında bütün canlılar münasebattadır. Evet, Peygamberimiz bir insan olarak doğdu. Biz hayatını okuyoruz ya da okuyacağız. Peygamberimizin doğumu kâinatta ne değiştirdi, neler getirdi, dünyada neler değişti? Peygamberimiz olmasaydı biz bugün hangi halde olurduk, o günkü Arap toplumu hangi halde olurdu ya da insanlık nereye doğru gidecekti? Aslında bunları düşünmek lazım ya da bunları öngörmek lazım. Öncelikle Peygamberimiz bir insandı. Yani bir melek değildi. Cenab-ı Allah kâinatın en mükemmel varlığını insan olarak yaratmış niye? Çünkü bize rehberlik edebilmesi, bize önder olabilmesi ancak bizim gibi insan olmasıyla mümkündür. Yani bizim gibi yiyen, içen, soğuğu çeken, sıkıntı çeken ya da farklı bizim gibi özellikleri olan bir insan. Eğer Cenab-ı Allah onu bir insan suretinde değil de farklı bir sıfatta göndermiş olsaydı bize tam manasıyla rehberlik edemezdi." (Cemil Özdaş - İLKHA)