Çeyrek asırdır dinmeyen acı: Bayraktepe Katliamı
Siirt`in Eruh İlçesine bağlı Bayraktepe köyünde PKK tarafından kurşuna dizilen 2`si çocuk 3`ü kadın 11 köylünün katledilişinin üzerinden 23 yıl geçmesine rağmen acılar tazeliğini koruyor.
Eruh'un Bayraktepe köyünde 17 Kasım 1994 tarihinde PKK tarafından bir akşam vakti gerçekleştirilen katliamın acısı dinmiyor. 2'si çocuk 3'ü kadın 11 köylünün kurşuna dizildiği katliamda yakınlarını kaybeden köylüler İLKHA'ya konuştu.
Köy baskınında annesini, kocasını ve 3 dayısını kaybeden Behiye Esen, olayı akşam vakti sofranın üzerindeyken bir haber kanalının köy baskınını vermesiyle öğrendiğini söyledi.
"Annemi yatağında tesbihat yaparken acımasızca öldürdüler"
Katliamın yaşandığı esnada İstanbul'da bulunduğunu anlatan Esen, 2Akşam namazından sonra saat 20.00 gibi sofra yerdeyken köye baskın yapmışlar. Kimi gördüyseler yakaladılar ve evlerini yaktılar. Annem namazını kılmış yatağına girmiş tesbihatlarını yapıyordu. Onu da tam bir şarjör kurşunla, acımasızca yatağında öldürdüler. Evde ne kadar eşya varsa hepsini yaktılar, koyun sürümüzü götürdüler. İneğimizi ve tavuklarımızı da tarayarak öldürdüler. Ne insan ne hayvan hiçbir canlı bırakmadılar." dedi.
"Kızım kömürlüğe saklanarak kurtulmayı başardı"
Esen, "Olayı haberlerden duyar duymaz köye geldim. Geldiğimde sadece annemin cenazesine yetişebildim. Saat 20.00'dan 03.00'a kadar köyde kalıp keyiflerine göre rahatça hareket edip ondan sonra köyden çıktılar. Eve girdiğimde annemin cenazesi yatağındaydı, o yanmamıştı onun haricindeki her şey yanmıştı. Baskında eşimin ellerini bağlayarak öldürdükten sonra, annem, üç dayım ve diğer akrabalarımı öldürdüler. Kızım, kendini kömürlüğe saklayarak kurtulmayı başardı." şeklinde konuştu
Köylülerden Zülfü Otman da katliamın yaşandığı tarihte 9-10 yaşlarında olduğunu ve sakat ve kendi ihtiyaçlarını dahi zor karşılayan 60 yaşındaki amcasının PKK tarafından katledilirken "öldüm öldüm" feryatlarını unutamadığını söyledi.
"Hedefleri, önlerine çıkan herkesi katletmek"
Merhum amcasının mütedeyyin biri olduğunu vurgulayan Otman, "Biz camiye bir dakikada giderken kendisi bir saatte ancak giderdi. Bizler sabah o soğuk kış gününde su bile bulamazken, o ise nerede olsa bir damla su bulup abdest alır, namazını kılardı. Benim babam da 45 yaşlarında amcamdan küçüktü. Onun da ellerini arkadan bağlayıp kurşunladılar. En çok da amcamın bağırışları geliyor aklıma, 'öldüm öldüm' feryatları ediyordu. Ona rağmen hiç acımadan üzerine gidip böyle savunmasız olan bir insanı katlettiler. Hepimizin sakat, özürlü olan akrabası var, insan elinden geldiği kadarıyla yardım etmeye çalışır, fakat onlar da böyle bir vicdan yok. Suçlu, suçsuz kim olursa olsun hedefleri, önlerine çıkan herkesi katletmek." diye konuştu.
Katliamda babasını kaybeden Mehmet Emin Arslan da o dönem Mersin'de olduğunu, köy halkının PKK'ye destek vermediği için katliamın yapıldığını vurguladı. (Murat Orhan- İLKHA)