"Diyabetin sıklığı yüzde 7,9`lardan yüzde 13`lere çıktı"
Halk dilinde şeker hastalığı olarak bilinen diyabet hastalığı hakkında tavsiyelerde bulunan uzmanlar,diyabet hastalarının, şeker ve hamurlu gıdalardan uzak durmaları gerektiğine işaret ettiler.
Diyabetin birçok komplikasyonlara sebep olabileceğini dikkat çeken uzmanlar, diyabetin kalp ve damar hastalıklarına, böbrek yetmezliğine hatta gözlerin körelmesine neden olabileceğini söylediler.
Diyabetin vücutta insülin eksikliğinden kaynaklandığını belirten Memorial Diyarbakır Hastanesi iç hastalıkları Uzmanı Dr. Hasan Turan, diyabetin karbonhidrat, proteinler ve yağlardaki metabolizmalarının bozukluğu sonucu oluşan bir kronik hastalık olduğunu ifade etti.
Diyabetin, birçok organizmada birçok komplikasyonlara sebep olabildiğini ifade eden Turan, "En önemli komplikasyonlar, diyabet içte kalp ve damar hastalıklarına sebep olabiliyor. Kalp damarlarının tıkanmasına hatta pediferik damarların yani sadece kalp ve damar değil beyin damarlarının çevresel damarlarında tıkanmasına sebep olabiliyor, bunun dışında kronik böbrek yetmezliğinin en önemli sebeplerinden biri hem dünyada hem ülkemizde, son dönem böbrek yetmezliğinin yüzde 40'ının sebebi diyabettir. Şeker hastalığı bunun yanında körlüklere sebep olabiliyor, kronik körlüklere Retinopati dediğimiz, diyabetik Retinopati dediğimiz gözümüzün ası tabakasında damar tabakasında tıkanıklığa sebep olarak kanamalara sebep olarak körlüklere sebep oluyor, yanı sıra ayak yaralarına diyabetik yara dediğimiz ayak yaralarına sebep oluyor. Bu yaralara toplumumuzda yakalanmış kişinin çok dikkat etmesi gerekir. Ampütasyona, ayağın parmağın hatta bacağın kesilesine sebep olabiliyor. Toplumda gördüğümüz topalların yani ayak ampütasyonu vakaların tabi trafik kazaları , kaza dışı ampütasyonun çoğu diyabetik ampütasyonlardır. Bu önemli komplikasyonlardan dolayı diyabetten kaçınmamız mutlaka gerekir, tabi bunun ekonomik girdileri vardır işte sağlık girdileri sosyal girdileri vardır bunun içi çok önemli bir hastalıktır." dedi.
Diyabetin birçok belirtileri olduğunu söyleyen Turan, aşırı susama hissinin, dudaklarda ve ağızlarda kuruluğun, sık idrara çıkmanın, çok yemek yemenin ya da iştahsızlığın, halsizliğin, yorgunluğun ve zayıflamanın diyanetin ana belirtileri olduğunu ifade etti.
"Diyabetin sıklığı yüzde 7,9'lardan yüzde 13'lere çıktı"
Günümüzde diyabet hastalığının arttığına işaret eden Turan, "Son 15 yıl içerisine baktığımız zaman, neredeyse dünyada ve Türkiye'de yüzde yüz oranında bir artış görüyoruz. Diyabetin sıklığı yüzde 7,9'lardan yüzde 13'lere çıktı. Bunun temel sebebinin aktivite dediğimiz hareketsizlik ve obezite (şişmanlık), bu iki faktörden korunabilirsek diyabetten de korunmuş olacağız. Yani hareketli olacağız, spor yapacağız, egzersiz yapacağız ve şişmanlamamaya özen göstereceğiz. Az ekmek tüketeceğiz, işlenmiş gıdalardan uzak durmaya çalışacağız daha doğal besleneceğiz, doğal yaşayacağız." ifadelerini kullandı.
"Diyabet hastaları diğer hastalardan daha farklı olarak günlük sporlarına özen göstermeleri gerekir"
Şeker hastalarının doktorlarına ve diyetisyenlerine uymalarını tavsiye eden Turan, "İşlenmiş şekerlerden, şeker ve hamurlu gıdalardan mümkün mertebe uzak durmalarını önertiyoruz. Beyaz ekmekten uzak durmalarını öneriyoruz, spor yapmalarını, zamanında ana ürünlerini ve ara ürünlerini almalarını, öğün atlamamalarını bunu ilaç gibi algılamalarını, aynı zamanda ilaçlarına da da özen göstermelerini, ilacını zamanında almalarını öneriyoruz. Diyabet hastaları diğer hastalardan daha farklı olarak günlük sporlarına mutlaka özen göstermeleri gerekir, bol su içmeleri gerekiyor. Hazır meyve sularından hazır gıdalardan mümkün mertebe kaçınmaları gerekiyor." dedi.
Bu çağda vatandaşların diyabet hastalığına yakalanmamaları için uyarılarda bulunan Turan, şehir yaşamının getirdiği sıkıntılardan dolayı vatandaşların mutlaka hareketsizlikten kaçınmaları gerektiğini vurguladı.
Vatandaşların mutlaka günlük spor yapmalarını, yüzme faaliyetlerine gitmelerini, bisiklet sürmelerini öneren Turan, toplumun mümkünse beyaz ekmeği azalmalarını, tatlılardan ölçülü düzeyde almalarını ve her şeyin azının yarar çoğunun zarar olduğunu belirtti. (Mehmet Çelik-İLKHA)