SUUD ABD`yi doyuramıyor!
Suudi Arabistan`da geçen haftasonu yolsuzluk gerekçesiyle başlatılan tasfiye sürecinin siyasi yönleri olduğu kadar ekonomik yönü de dikkat çekici. Bugün yaşananları net anlayabilmemiz için bir buçuk yıl geriden gelmek bize mesele hakkında ciddi ipuçları verecektir
Mustafa KARAKAŞ/ Haber Analiz
Suudi Arabistan`da 11 prens ve 4 bakanın da aralarında bulunduğu gözaltındaki kişilerin mal varlıklarının değeri 800 milyar dolar civarında... Bu para neredeyse Türkiye'nin 2016 yılı gayrisafi yurt içi hasılasına denk.
Peki Suud neden böyle bir operasyonda bulundu?
Suud'un ekonomik olarak bu paraya ihtiyacı mı var?
Şüphesiz bu soruların cevabı geçen yıl ABD ile Suud arasında yaşanan gerilim sürecinde gizli.
OBAMA DÖNEMİ POLİTİKASI: SUUD`U GER KAZAN
Obama döneminde Suud-ABD ilişkileri hep sorunlu oldu. Suud, ABD`nin ortadoğu politikalarını hazzmetmediğini Obama`ya her zaman hissettirdi. Suud`a göre Obama yönetimi İran`ın bölgede güçlenmesine hizmet ediyordu. Bu yaklaşımdan dolayı Obama Suudi yöneticiler tarafından hep soğuk karşılandı. Nitekim Obama`nın son Suud ziyaretinde havaalanında Riyad valisi tarafından karşılanması ilişkilerin seyri hakkında verilen mesajdı.
Obama da bu dönemde Suud`u hazzmetmediğini uygulamaları ile gösterdi.Giderayak Nisan 2016 yılında ABD kongresi ani bir kararla Suudi Arabistan`ın 11 Eylül olaylarında rolü olduğunu gündeme taşıdı. Suudi Arabistan'a yönelik yargı yolunu açabilecek olan yasa tasarısı Suud`un uykularını kaçırmaya yetmişti.
Suud bu tasarının kongreden geçmesi halinde 750 milyar dolar değerindeki FED tahvilleri ve bonolarını satmakla ABD`yi tehdit etti.
Obama yönetimi vatandaşlarına Suud aleyhine dava açılmasını istedi. ABD bu hamle sonrasında Suud`un 750 milyar dolarlık sermayesini `11 Eylül'de vatandaşlarını katlettiği gerekçesi ile ‘dondurma` kararı aldı`. Obama döneminin her hamlesi Suud`u sıkıştırıyordu.
TRUMP DÖNEMİ: BİZE MECBURSUNUZ
Bölgedeki İran-Suud gerilimi ABD`nin bölgeyi dizaynını kolaylaştıran en önemli etkendir. `İran körfez ülkelerini yutacak korkuları` ile körfezi boyunduruk altına alan ABD, Trump döneminde daha açgözlü bir politika gütmeye başladı.
Seçim döneminde “Borcumuzu Körfez ülkeleri ödeyecek. Karşı duranı yok ederiz. Onlar bizsiz yoklar” ifadelerini kullanan Trump, Kasım seçimlerini kazanınca Obama`dan farklı bir dış politika ile hareket etmeye başladı ve Suud`a yakın durdu. Bu dönemde Suud da kesenin ağzını açmaya başladı ve 11 Eylül`ün arkasında olduğu iddiasının geçerliliğini yitirmesi için meşhur küre fotoğranın çekildiği gün ABD`ye toplamda 380 milyar dolarlık devasa bir ihale paketi verdi.
KATAR KRİZİNİN NEDENİ ABD`DİR
Yine bu dönemde Katar`ın Suud tarafından ablukaya alınmasının arkasında da ABD vardı. Trump ABD`nin borçlarını Körfez Ülkelerine ödetmekte kararlı idi. Katar`ın ABD`den silah alması ile ABD-Katar sorunu kısmi olarak düzelmişse de ABD`nin borçlarını tek başına yüklenmekte zorlanan Suud, Katar`ın da bu yükün altına -hem de fazlası ile- girmesi gerektiğini düşündüğü için iki ülke arasında sorun yaşanmış ve bu sorun hala devam etmektedir.
Geçen hafta prenslere ve iş dünyasına yönelik operasyonalara biraz da bu bağlamda bakıldığında Suud`un ABD`yi besleyemediği ve yeni kaynaklar aradığı; bundan dolayı da iş adamlarının mallarına el koyarak ABD`nin borçlarını ödemeye çalışacağı sonucuna ulaşılıyor.
Elbette sürecin ortadoğuyu dizayn kısmı da oldukça önemlidir. Fakat kanaatimiz odur ki bu operasyonların ekonomik boyutu da en az siyasi boyutu kadar Suud`u sarsacaktır.